gözden kaybolana dek uzaklaşmasını istediğim pek çok şarkıcı, müzikçi, bişeyci kişisinden biridir.
git ablacım, jamaika'da bar aç, ne bileyim, azerbeycan'da et kesimi işine gir, yeter ki benim görüş alanımdan uzak ol ya. gözünü seveyim, bak allahın adını vermedim ama her an verebilirim. bi rahat huzur ver artık türk insanına. (en başta da bana)
çok fazla yerilen kişidir. Yine de, lady gagA'dan önce çılgınlaşmaya başladığı unutulmuş veya atlanmış gibi geldi bana şu an. herkesin zevkleri değişebilir. elektronik müziğe bir ara gönül vermesi ve çılgınlaşmaya başlaması, onun özenti olduğu manasına değil, değişmek istediği manasına gelmelidir. yine de elektronik müzik tutmadıktan sonra normalleşmeye başlamıştı ki; lady gagabaya popüler olmuştu o zaman da. "ulan ben zaten böyle olacaktım, benle dalga geçtiler" diyip, bu sefer kendi istediği için farklı olmaya çalışmadığından "özenti" ilan edildi.
bu arada istediğiniz kadar yerin, ama bu kadının canlısının banddan hiçbir farkı yok. Sırf bu yüzden bile takdir etmelisiniz. Ayrıca sesi de söylediği şarkılarda gösterdiği kadar sınırlı değil! Canlı performanslarını izleyiniz.
şarkılarında kendini anlatmak isteyen sanatçıdır. ama kendini anlatmak istedikçe, kendini kaybetmiş; marjinal gözükmek için özünü yitirmiştir. seviyorum, dinliyorum. varsın bu haliyle kalsın. yine de iyi şarkıları. eskileri de iyi, yenileri de iyi. ama beğenmeyenler, eleştirenler illaki olur. sopa şarkısıyla kopa kopa durduğum, bir iz gerekle hüzne boğulduğum, kibirle kendimi sorguladığım, yenisiyle eskisiyle her şarkısında bi anlam gizli olan iyi bir şarkıcıdır. iyi ki vardır. o olmasa bir yanımız eksik kalırdı bence.
çok orijinal, aynı zamanda marjinal kadın. tamamen beni ilgilendirecek derecede subjektif olarak kendisi hakkındaki temennim hep böyle devam etmesidir. gün geçtikçe kendisine olan bakışım değişiyor ve ne hikmetse sevmeye başlıyorum. aynanmıyorum bana.
öncelikle bu yazıyı tamamen önyargısız -olumlu ya da olumsuz-, tarafsız yazdığımın bilinmesini isterim. hande'yi severim ama bu yazı tamamen iyi müziği hakedenler içi yazılmıştır.
efemm, hande yener'in şu an ki halleri bir nevi popülerliğini tekrardan kazanmak için yaptığı şeylerden biridir, hepsi piyasa ve halk diye tabir ettiğimiz cahil kesim yüzündendir. ama bu türkiye'nin gelmiş geçmiş -en modern işler yapan- en iyi pop sanatçısı olduğu gerçeğini değiştirmez, sonuçta yine iyi şeyler yapıyor, genele göre birkaç beden üstün hatta. geçmişte ise beden değil çağ farkı atmıştır çünkü kadın kimsenin yapmadığını yapıp elektronik müzik yapmıştır, yani bir bakıma birbirinin aynı ürünler veren sisteme burun kıvırıp hem hayalinde ki hem de dinleyenlerin hakettiği kaliteli müziği... yaptığı ilk pop albümlerin de -ki onlarda aslında diğer pop şarkılarına göre üstündür (bkz: acele etme)- çok sıkı olduğunu unutmadan....
bu öyle bedük tarzı atari müziği de değil, depeche mode'dan ya da madonna'dan ilham almıştır ve onları kendi müziğine uyarlayarak -özellikle nasıl delirdim? 80'ler new wave müziğinin 2000'lere uyarlanmıştır halidir (bkz: fırtına) - ve onlarla kıyaslanmıştır. nasıl delirdim?, apayrı, hipnoz, hayrola ve hande maxi albümleri bu ülkede çıkmış en modern müzik albümleridir (hala da sevenleri için arşivlik kült albüm düzeyindelerdir.) bu zamana kadar kimsenin yapamadığı cesurlukta melodiler ve altyapılar, en önemlisi şarkılarda, arabesk -fantezi (cıyaklayan gırtlak ve yavşak şarkı sözleri) sözler yoktur, modern ve evrensel duygular, evrensel düşünceler ve yine modern müzikler vardır. ama bizim serdar ortaç dinlemeye alışmış vizyonsuz insanımızda elektronik müziği anlamadığı için -sözlüklerdeki yazarlarda dahil- , bunlarda maalesef geneli oluşturduğu için kadın elektronik sevdasından vazgeçti, çünkü alternatif değil popüler bir sanatçı olmak istiyordu, madonna'dan çakmak değil ilham aldığı doğru çünkü gençliğinden beri en sevdiği sanatçıydı bu ablamız -ray of light nasıl hem alternatif hem popüler bir albümse, tıpkısının aynısı mantığı-.ve sanatçılığını yazdığı sözlerle de kanıtladı, ama sıra popülerliğe gelince, onun tahtına demet akalın geçince işler değişti.
yani ilk başta romeo gibi üstün altyapılı şarkılarla -hala yabancı kulüplerde çalıyor bu arada- kendisinin de dediği gibi arzı talebi o yarattı ama hem ne verirsen otlayan hem de kalça kıvırmak için şarkılar arayan bizim millet burun kıvırıverdi; ilk başta herkes sevmediğini bilsede ve bu umurunda olmasa da işler değişti dediğim gibi.... oysa yurtdışında çıksaydı bu albümler yok satardı herhalde. kısacası sizin müzik sevginize ve hala yaptığınız önyargıya koyayım emi! hande'nin şu an bodrum söylemesi tamamen 'sizin' yüzünüzdendir, bir de kalkmışlar hala apayrı tarzı şarkılar bekliyorlar. onlardan daha iyileri bile gelebilirdi ama geçti artık bolunun pazarı. siz sevgilinize daha fazla nispet yaptıkça kimseden kaliteli pop dinleyemezsiniz artık. (gerçi h.'ye neler oluyor? kıro bir albüm değildi, (bkz: bi gideni mi var?) tam tersine modern bir işti ama diskografisine göre biraz gerilerdeydi.) gidin davullu gıygıylı birşeyler dinleyin de kendinize gelin, siz onlara layıksınız çünkü. cıvık cıvık arabesk-anadolu damarınızdan kurtulun birazda modern çağa geçin. at gözlüğünüzü atıp mağaranızdan çıkın. herkesin eline gitarı, doğu tarzı çalınan kemanını alıp gırtlağını yırttığı şu sıralarda, müziğin modernleşmesini ve hala yurtdışında tanınan doğru düzgün sanatçımızın olmadığını düşünüp bunu gerçekleşmesini istiyorsak (bkz: soner sarıkabadayı) (bkz: serdar ortaç) (bkz: demet akalın) (bkz: bengü) (bkz: gökhan türkmen) şu isimleri dinlemeyin ve dur deyin!
yani hande yener bir bakıma çağ açan bir sanatçıdır. kapına köleyim ile nispet şarkılarının çağını başlattı ve hala da sürmekte etkisi. 2006'da ise türkiye'de elektronik müzik devrimini başlatmıştır, şu anda görmektesiniz herkes birşeyler yapma peşinde ama asla hande'nin yaptığı cesurlukta işler değil, başarısızlar. bi ayşe hatun önal'ın kalbe ben albümü bütün olarak house müzik tarzıydı ama çokta yeterli değildi. hipnoz kadar sert ya da nasıl delirdim? kadar devrimci değildi.
yakında bedük'te evde 5 dakika da yapılabilirliği olan, basit altyapılı ve komik sözlerden oluşan şarkılarını bırakıp popa geçerse şaşmam. zaten türkçe sözlü şarkıya geçiş yapmış bile! (bkz: ful animasyon)
Lady Gaga'nın sıkıcı bir taklidi.. Ayrıca şarkı sözlerini uefa'nın belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde torbadan çektiğini düşünüyorum ve ispat da edeceğim bir gün..
"hande yener'in arabesk kızdan, ortamcı tiki girl'e geçiş süreci" diye bir kitap yazsam ya bestseller olur ya da kimse siklemez tek baskı yapar o da raflarda kalır... bilmiyorum biraz kumar işi. deneyebilirim ileride.