böyle hatırlıyordum ancak, denizlispor'u çalıştırdığı 2010-2011 sezonunda kendisiyle konuşma imkanım oldu ve sarı taytını sordum. "sadece 1 maçta giymiştim sarı taytı" dedi.
Sneijder götü yalayıcılara dert olmuştur.
Kendisini tanımam etmem öyle takipçisi de değilim ama sneijderin Hollanda da Galatasaray nazaran kat kat iyi oynadığı doğrudur. (Galatasaray da oynamıyor demiyorum sadece potansiyelini kullanmıyor kendini rölantiye(böyle yazılmıyor olabilir) alıyor)
adamdaki pozitif elektrik beni bile etkilediyse oyuncuları etkilememesini düşünemem. sanki müthiş doğru bir seçim gibi geliyor hamza hocanın başa geçmesi. inşallah Allah kendisini utandırmaz.
kendisini takımın başına getirmek bir vizyonsuzluk değil şu anda bir mecburiyet hatta iyi bir fırsat bile olabilir.. hamza hoca bu işin tam adamı yani. amaaa. basın toplantısında sneijder'le ilgili söyledikleri çok acı ve asıl sorun olan bakış açısının tam karşılığı.
başarılı olabilir. olsun isterim çünkü kulüp onun ellerinde ve düzgün bir insan. kör inatlara, kaprislere saplanmazsa bir şeyleri değiştirebilir, fırsata çevirebilir. amaaaa. bu kafa yapısıyla kangren olmuş sorun çözülmez. hoca tam da türk futbolcusunun istediği kafa yapısında konuştu toplantıda.
sneijder'in bahsettiği şey tam da rezil türk futbolunun çok basit analizi. "topa 3-4 defa dokunmadan pas yapamamak..."
bizim anlayışımıza göre top ayağına yakışıyorsa iyi topçudur. kolay adam geçiyorsa iyi topçudur. güzel vuruyorsa, fiziği sağlamsa, hızlıysa iyi topçudur. iyi topçudur ama işte modern futbolda bir boka yaramıyor bu. ronaldo makinesi bile milli takımında bir yere kadar..
ondan sonra diyor ki bizim yorumcular, hocalar; "futbol takım oyunudur.." e, nasıl oluyo bu amk.
drogba gibi bir mevki adamı için top tutmak çok büyük meziyet ama takımı hücuma çıkarak aksların topu eveleyip gevelemesi demek, sete hızlı yerleşen rakibin seni hazır ve nazır karşılaması demek. hızlı hücum edip rakibin ritmini, dengesini bozup zaafından faydalanacağın yerde rakibe fırsat verip işleri iyice zorlaştırman demek. modern futbolun geldiği noktaya bakın bir de gol atması gerekirken sanki 2-0 öndeymiş gibi top geveleyen gs takımına bakın. kontra yapamaz, hızlı hücuma çıkamaz, öldürücü pas yapamaz, üst üste 10 pas bile yapamaz hızlı tempoda. sen bu futbolla hangi platformda kime kafa tutacaksın?.. cevap verilmesi gereken sneijder değil, altyapısız, dik kafalı türk futbolcusudur.
hamza hamzaoğlu, "milli takım hocası olduğum için cevap verdim" diyor. sneijder için; "kendi takımını övmek için başka takımları aşağılaması doğru değil" diyor. olaya bu kadar dar milliyetçilikten bakılamaz. bu anlayış kulübe yakışmaz. hadi baktın, bari toplantıda söyleme.
ama hoca bir mecburiyet. çünkü bu futbolcu grubu morinho'yla da çalışsa kafasını yiyecek kadar ayak oyunu biliyor. taraftar da her şeyin farkında kimse merak etmesin. iş bittiğinde herkes hak ettiği gibi anılacak. çok yanlış insanlara güvenip değer verdiğimizi acı şekilde anladık.
türk futbolunda işler başka. dün gece de gördük bunu. büyük takım için maç kazanmak, puan kazanmak zor değil. eksik bile kalsan maç uzar, olmayan penaltılar, frikikler icat edilir. son bir şans daha yaratılır. ite kaka bi şekilde şampiyonluk potasında kalınır. ama uluslararası platforma çıktığında da amını dizine indirirler işte. maltalarla, cebeli tarıklarla, kazakistanlarla aynı sıralamada görürsün kendini. iki sene önce doğru kadro, doğru efor, doğru futbolla cl'de çeyrek final oynarken bi-iki kritik dişli sökülür bi bakarsın dörtçarpıdört.
dünyada oynanan futbol çok ileri seviyede ve iyice profesyonelleşti. türk antrenörlerinin önce bunu fark etmesi lazım. türk topçusunun sikinde değil bu. o parasına bakıyor. ama yeni yetişecek futbolcuların bu farkındalıklarla eğitilmeleri gerekir ki rekabet edilebilsin. yoksa daha çooook jenerasyon beklersiniz.
çocuktum, galiba önünde show tv reklamı olan formamızla bir rövaşata golü atmıştı. hangi takıma hatırlamıyorum yalnız mahalle maçlarında bir iki hafta "ben hamzayım, hamza geliyor" diye top teptiğimi bilirim. hayırlı olsun.
iyi hocadır, kaliteli adamdır ama kendisinin galatasaray'a günü kurtarması için getirilmesi tam bir vizyonsuzluktur. bu vizyonsuzluk kendisine değil yönetime aittir elbette, zira Hamza hoca uzun dönemli planlama, sürdürülebilir yapılanma ve scouting adamıdır, yarım sezonluk hoca değildir.
gelelim "takımını sattı, bıraktı gitti yea"cı alt zekalı tayfaya! ulan ne yapsaydı adam?
bugün bursaspor, gaziantepspor, eskişehirspor gibi koca koca şehirlerin spor kulüplerini "anadolu kulübü" diye küçümsüyoruz. adam akhisar belediyespor gibi önünde köfteci ramiz Reklamı olan bir kulübü almış super lige çıkarmış. Sonra da başarılı geçen sezonların ardından kendisine a milli takım yardımcı antrenörlüğü teklif edilmiş. yok aga, ben köftemi yer işime bakarım deyip akhisarda mı kalsaydı? Milli takımı çalıştırırken de futbolculuk hayatını geçirdiği galatasarayın 1 numaralı pozisyonu, futbol patronluğu teklif edilmiş kendisine.
Çalıştığı iş yerinde stajyer olarak başlayıp öyle devam eden ya da üç kuruşa kendini ezdirip firma değiştiremeyen tipler kendisini takımını sattı diye niteleyebilir ama adam sadece kariyerini planlıyor, o kadar. Sizin gurur meselesi yaptığınız bazı şeyler başkaları için salt business maalesef. O nedenle bok atarken biraz saksıyı çalıştırmak gerekiyor.
Galatasaray ile ilgili kısma gelirsek, başarılı olabileceğini pek sanmıyorum. Bunun için yönetimden kaynaklı çok sayıda neden var ama umarım bunları aşıp tarih yazar. bu kadar .
ligin ortasında gelen adama sabır edilmez. o kişinin direkt etki etmesi gerekir. ha selçuk'un havaalanında taraftarlara "Allah'a şükür kurtulduk" ifadesi spor gazetesi palavrası değil gerçek ise takımı bu hale getiren prandelli değil türk futbolculardır. 4-0'lık ibb maçı ile bana göre yine 4 yediğimiz ankaragücü maçı arasında fark yok. o maçta da bu maçta da futbolcular teknik direktörü göndermek için takımı sabote etti.
lucescu galatasaray'a geldiğinde arkasında koca bir italya ligi cv'si vardı. inter'de çalışmıştı. hamza alınana kadar gider sergen'i alırım daha iyi.
daha takımın başında sahaya çıkmadan eleştirilmeye başlanmış teknik direktör. böyle bir şey de sadece türkiye" de söz konusu olabilir.
bugün hamza hamzaoğlu" nu eleştiren zihniyet 13 sene önce bir başka teknik direktörü eleştiri bombardımanına tutmuştu. neydi o eleştiriler ?
- disiplin kuramıyor,
- heyecanını kaybetmiş,
- gereğinden fazla savunma futbolu oynatıyor.
neticede ne mi oldu ? o teknik direktör galatasaray ve beşiktaş" ı şampiyon yaptı. galatasaray" a avrupa süper kupası kazandırdı, beşiktaş" ı uefa" da uçurdu. sonra da gitti shaktar" ı avrupa şampiyonu yaptı, dinamo kiev" in lig ambargosuna son verdi. bu futbolun nabzını tutan(!), isabetli çıkarımlarla yol gösteren(!) kesimin beğenmediği adam yaptı bunları.
aynı kesim bugün hamza" nın üstüne çöktü. daha maça çıkmadan ! yahu biraz sabret, bir bekle, adamın neler yapacağını gör: yok ! ille de gitsin, daha gelmeden dönsün gitsin mantığı var, ne yazık ki var. inşallah bu kibirli, " ben bilirimci " duvarı aşar da başarılı olur hamza.
öte yandan kendisini eleştiren diğer güruhun rakip takımların fanatikleri olduğu gerçeği de var. bu da eleştirilerin bir bölümünün önemsiz ve " ya galatasaray başarılı olursa ? " korkusuyla yapıldığını gösteriyor.
kısacası galatasaray" ı gerçekten seven herkes hamza hamzaoğlu" na destek verecektir. galatasaraylıya yakışan da budur.
edit: türk futbolunda ciddi bir sabır sorunu var. kimseye sabır gösteremiyoruz. bu da türk futbolundaki düşüşü hızlandırıyor.
geleceğin fatih terimi. kesinlikle ve kesinlikle galatasaraya gelmemeli takımını satan adamın bizde işi yok başarılı da olamaz ligi 3. sırada bile bitiremeyiz bu gelirse ama gelmiş gibi zaten galatasaray kimlerin eline kaldı başta abdurrahim olmak üzere bunları hepsini temizlemek lazım türkiyenin avrupalı tek markasını köylülerin eline bıraktık yazık.
