sağ bek olarak gökhan gönül'den iyi değildir, fakat abdullah hoca böyle uygun görmüş, böyle oynatmıştır. şimdilik bir şey diyemeyiz zannımca, bir bildiği vardır heral.
hamit'in performansına gelince; acımasızca eleştirilecek bir durum yok ortada. herkes söylemiş zaten, ama bir de ben söyleyeyim; adam robben'e karşı oynadı beyler, sneijder'e karşı oynadı. orda bi durup düşünmek lazım.
ayrıca o çektiği şutları çekecek başka bir adamımız da yok. hami mandıralı vardı eskiden, bir de hamit var işte. onlardan biri gol olsaydı her şey güllük gülistanlıktı değil mi?
ama öyle olmuyor işte. neyse benim yorumlamam bu gadar. gidiyom.
dünyanın en hızlı birkaç kanat oyuncusu olan robben'in karşısına koyan * abdullah avcı'Nın kurbanına gitmiş futbolcu. bana kalırsa kendi bölgesinde elinden geleni yaptı çok mücadele yaptı. özellikle sağ kanatta yek kaldı hücuma çıkmak istedi sağ kanattan atak yememiz kadar doğal bişey yoktu.
o bölgede inanın gökhan gönül oynasa aynı durumlara o da düşecekti.
dün gece karşısında krasiç, stoç gibi elemanlar oynamadı. dün gece ataklarını karşılamaya çalıştığı futbolcu dünyanın en hızlı birkaç kanat adamından arjen robben'di. kaldı ki kendisinin asıl mevkisi sağ bek değil bunu herkes biliyor. onu robben gibi hızlı bir oyuncunun karşısına koymak tamamıyla sir abdullah avcı'nın hatasıydı.
ayrıca dün gece yerine oynaması istenen gökhan gönül'ün de defansı ne kadar dandik bir bek olduğunu hepimiz biliyoruz. akıllara 11 kasım 2011 tarihinde arena'da oynadığımız hayati hırvatistan maçı geliyor mesela. dünyanın en ağır bek oyuncularından corluka, gökhan gönül'ü oldukça rencide etmişti:
sonuç olarak dün gece elinden geleni yapmış, mücadelesiyle alkışı hak etmiştir. kendisinin yerine gökhan gönül oynasa, hırvatistan maçından çok daha komik görüntüler izleyebilirdik. hamit maç içerisinde çalım yese dahi takımına kendi hatasıyla gol yedirmemiştir. umarım estonya maçında kendi yerine, yani ya orta sahanın ortasına ya da sağ açığa geçer.
maç eksiği olan futbolcu. ayrıca türkiye'nin antreman temposu da yavaş yavaş onu eski hamit olmaktan uzağa itecektir. ilerlemeye başlayan yaşı da hesap edersek milli takım kariyeri için son 2-3 senesi diyebiliriz.
dün sahanın en kötülerinden değildi ama gördüğümüz en kötü hamit'di
hollanda maçında roben karşısında oynayan futbolcudur...
bitik falan diyenler bunu da yazsınlar bir kenara, hürriyetler, çağdaşlar karşısında değil roben karşısında oynamıştır... yeryüzünde topla en hızlı iki oyuncudan birisidir roben muhtemelen...
bu sene galatasaray'ın yediği en büyük kazık. galatasaray, real madrid'den gelen kötü olabilir mi lan diye yaptığı kompleksin altında kaldı resmen. bari milli takımda oynatmayın lan şunu.
lan durun amına koyim ya! durun aga 5-6 hafta bekleyin lan. bu adamı da tartışacak noktaya gelmeyelim. ağzımıza sıçan patronlara, saçma sapan hatunlara, ağzına kadar dolu dolmuşlara sabır gösterip keyifle, tutkuyla izlediğimiz bi şeydeki önemli adamlardan birini hemen klavye başında harcamayın. sabredin 5-6 hafta sonra olmazsa eyvallah.
milli takıma adapte olursa harikalar yaratabilecek bir oyuncu (bkz: yuh) galatasaray da günah keçisi adaylığında listenin ilk sıralarındadır. bu akşam karşısındaki adamı da dikkate alarak konuşmak gerek. ne avrupa devlerinin futbolcuları boyun büktü o adama.
galatasarayda olmayan kötü gidişin sorumlusu sanılan kişi. ulan takım 3 maçta 7 puan aldı tamam geçen senki gibi oynamıyor ama bi dur nefes al form tutması zaman alacak melonun hamitin ama bence amrabat iyi bir kazık oldu bize o ayrı.
galatasaray' da bir anda tüm kötü giden işlerin sorumlusu gibi görülen futbolcu. sezon başında hatta yıllardır transferi yılan hikayesine dönmesi nedeniyle gelişi büyük patırtı kopardı, evet. sansasyonel gelişine layık bir çıkış yakalayamadı, hatta beklentilerin çok altında kaldı, evet. melo ve selçuk' un oyun şekilleri hatta topa vuruşlarını bile etkiledi, evet. ama her şeyin sorumlusu mu olmalı? kaldı ki galatasaray' ın sıkıntısı onun oynadığı mevki değil; bariz şekilde defans hattı. tüm müdafaacılar her maç adeta kişisel hata bazında yarışıyorlar. bu takım geçen seneye de tutuk başlamıştı, unutulmamalı. takım içi taşları yerinden oynatan adam olarak da üzerine kara çalınmamalı. atlanmaması gereken bu adamın geldiği klüp çatladıkapıspor değil real madrid' tir. hani şu bildiğimiz real madrid. bir önceki takımı da bayern münich' tir. bu adam 2-3 maç sonra açılacak ve kalça-baldır destekli bazukalarıyla taraftara yok artık dedirtecek golleri atacaktır. sabır edilmeli. askere bile gidince ilk bir hafta sıçamıyorsunuz. biraz sabır. bu adamın ilk golü atacağı maç da bir şampiyonlar ligi maçı olacaktır.
bugün maçın sadece özetini izledim, hataları olsa da yavaştan takıma uyum sağlıyor. özellikle sağ kanatta eboue ile iyi işler çıkaracak bu sene. tahminimce ekim ayından itibaren form tutacak ve sağ kanadı eboue ile otobana çevirecek.
ilk golünü atmadığı sürece daha çok yıpranacak oyuncu. kalite ve kariyer olarak tartışılmaz. klişelere girmeyeceğim hiç. formsuz olduğu doğru. ama bugün ikinci yarıda ceza sahası ön çizgisinden vurmak yerine amrabat'la oynasaydı bir asisti olmuş olacaktı. kötüydü falan diye bu kadar kimse ağzını açmazdı. keza ilk yarıda da önüne aldığı bir topu dar açıdan kaleye nişanladı ama tutmadı malesef. kafayı kaldırıp orta yapmayı bile düşünmedi. hamit cezasahasına yakınken hiç olmadığı kadar bencil oynuyor galatasaray'da. amacı da belli, gelirken kıyametler kopartan taraftara kendisini ispat etmek. şöyle güzel bir vole mole birşeyler zımbalasa da biz de rahatlasak o da. yoksa top kayıpları falan derken taraftarın tepkisinin altında kalıp ölü yatırıma dönüşecek.
ayrıca tam profesyonel, çok karakterli, kariyerli falan ama kariyerinde böyle taraftar baskısı da görmemiştir. galatasaray taraftarı bu adamın kafasını yerse, ilerde hiç nuri şahin, ömer toprak falan filan hayali kurmasın nah gelirler. çünkü hamit almanya'da yetişen türk asıllı futbolcular için bayrak adam konumundadır.
bir zamanlar, bayernli günlerde yanlış hatırlamıyorsam bir veryansını vardı.
takım disiplinine uymaya, hocanın dediklerini uygulamaya çalıştım ama ben kaybettim.
ya da şöyleydi, teknik direktörün söylediklerini yapmak için sahada çalıştım sonucunda ben kötü oldum (kadir kıymet bilmediler) gibisinden. internette biraz bakındım ama bulamadım. (bilen varsa hatırlayan, ya da hamit a. tanıyan yardımcı olursa sevinirim)
bunları yazmamdan sebep şu cümlesini duyunca;
"Sarı-kırmızılı kulüpteki hedeflerinin sorulması üzerine, 'Son senelerde şunu öğrendim; o anın, maçın tadını çıkarmak. Maçtan maça düşünmek ve bulunduğun pozisyonda en iyi sonuca ulaşmak. Bunlara daha çok önem veriyorum. Derler ya, Evdeki hesap çarşıya uymadı diye. Ben hesap yapmıyorum' "
son maçlarda oynadığı oyunla dikkatimi çekmiş olması.
niyet okumak, art niyetle atıp tutmak istemem lakin ben şunu hafiften sezinledim:
taktik disipline uymak ve takım oyunu için çabalamak başkasını kıral yapar. takım oyunu oynasan kale yerine boş arkadaşı düşünsen kime yaranacaksın ki? "kıral yapmayacaksın kıral olacaksın" esintileri. arda'nın "ispanya'da futboldan anlıyorlar" cümlesi manidardır ahanda burada.
inşaalah yanılıyorumdur.
giden arda neler kazandı? oynadığı futbol ve anlayışı nasıl değişti, gelişti?
gelen hamit eski arda gibi mi oynayacak acaba? orası ispanya almanya burası türkiye mi?
takım oyunu oynasa taktik disipline bağlı kalsa hem kendi hem galatasaray hem ülke futbolu çok şey kazanır. bu şekilde de anın tadı çıkarılır aslında anın maçın tadı asıl böyle çıkar.
o boştaki adama pası vermelisin. senden daha iyi frikik kullanana bırakmalısın. top kaybedinde rakibi kovalamalısın. hocan ne derse onu yapmaya her zaman devam etmelisin. türkiyede de futboldan anlayanlar olduğunu unutmamalısın.
edit: çok fena yanılıyorum, fevkalade kuruntular içerisindeyim gibi, hayırlısı...
galatasray bursa maçı özetlerinde her gs tehlike öncesi adı geçen futbolcu. Galatasrayın yediği goller ise hep duran yada orta toplardan.
amrabat ile bu sene büyük fark yaratacak futbolcu kendisi. bayernde 2008'de 8 aylık sakatlık yaşadıktan sonra ve 2009 Robben Transferi ile yedeğe düştü. Van Gaal dönemi forma bulması nerdeyse imkansızdı.
Real dönemi ise menejerin bir başarısı ve sportif açıdan mantıkla açıklanacak bir tarafı yok. realde kaka bile yedek.
Kac yildan beri dogru duzgun ilk onbirde yer bulamamis ve bu sure zarfinda sakatlik yasamis bi futbolcunun ne denli buyuk bi futbolcu olduguna hangi ara izleyip karar verdigini dusunmemize sebep olan taraftarlara ait bi takima gelmis futbolcu.