ön libero oynayan, hafif göbekli, orta yaşlı, saçları dökülmeye başlamış kendini takımın kaptanı olarak gören tip. bu tipler genelde kendi oyunundan çok takım arkadaşlarının oyununa bakar. sürekli diğerlerine direktifler verir ve sağa sola küfürler yağdırır. bu küfürlerle de takım arkadaşlarını oyuna küstürür ve kimse ona pas atmamaya başlayınca "ben boşum" diye bağrınmaya başlar. eğer maç kaybedilirse bütün suçu arkadaşlarına atar. ona yeterince pas atmadıklarını söyler ve maç sonrası soyunma odasında herkesi azarlar.
ayrıca, maç öncesi "abi ben savunmada dururum" deyip maç başlayınca sürekli hücuma katılıp gol arayan tipler vardır. gol yenildiği zaman eğer bu eleman ileride kaldıysa takımın günah keçisi olur ve "sen hani defansta duracaktın lan" diye azarlanır. bu azarlamadan sonra birkaç pozisyonluğuna savunmaya geçer ama yine dayanamayıp hücumlara çıkmaya başlar. maç sonunda da takım arkadaşları bu elemanı azarlarlar.
gençliğimde bilmem ne spor da kaleciydim ben kaleye geçerim ama yarım parsı veririm gol de yemem diyerekten maç kadrosuna kendini aldıran ve akabininde kova olduğu anlaşılan tip...
olmazsa olmazi su temin edici elemandır. kendi genelde 40 yaş üstü olup futbol yeteneğine sahip degildir. bu yüzden fena oynadim havasi vermek amaciyla iki üç dakkada bir su içer ve oyun dışı etkinliklerle ilgilenir. genellikle kesici görevde oynayıp takım elemanlarında fark ettiği hataları çekinmeden yüzlerine vurur. bu durumdan değişik bir haz alır.
göreve hazır yancı kişisini de içinde bulunduran tipler bütünüdür.
adından anlaşılabileceği gibi "göreve hazır yancı" kumaş pantolonu, gömleği ve kundurasıyla bir futbolcudan başka herşeye benzeyebilir. her halı saha maçı örganizatörünün vazgeçilmez jokeridir. malum 14 (sahanın büyüklüğüne göre 12) kişiyi aynı anda hazır bulundurmak zor olduğundan, maçtan önce bir grup "göreve hazır yancı" bulundurulur. boş kalan pozisyonlar bu kişiler tarafından gayet uygun bir şekilde doldurulur.
bir "göreve hazır yancı" gerektiğinde kavgaya müdahele edebilir, kenardan takımına taktik verebilir, takımı gazlayabilir, eğer ortamda kız varsa "ben oynasaydım şimdiye 10 fark atmıştık" diyebilir hatta, sakatlanan yada gelmeyen oyuncunun yerine oyuna dahil olabilir. unutulmaması gereken bir kaide vardır ki; "göreve hazır yancı" oyuna kimin yerine girerse girsin, daima kaleci olarak maça başlar ve hiç bir zaman kaleci olarak maçı tamamladığı görülmemiştir.
bir de geçmişinde kesinlikle bir spor klubun de futbol oynayıp " lan zamanında bilmem ne spordaydık biz 1. lige çıktı ama bizim aile izin vermedi ne yapacaksın topçu olup hede hödö " diyen adamlar vardır.
maç öncesi alınan ufak pet su şişesi kenara bırakılır maç arası yada sonrası içecekken hayvansal '' bir damla ver laaa'' dercesine bakılan bakışlar olmazsa olmazdır. git beş ykr ver al amk.
karşı takım ilk gölü yiyince, halı sahanın, yeşil veya turuncu renkteki, leş gibi ter kokan ve yırtık içindeki formalarını, yüzündeki piç sırıtışla, '' hadi bakalım giyin şunları! '' diyerek getiren tip.
kornerden kaleye vuran bir ibne vardır her maç. hayır taa defanstan çıkıyorsun geliyorsun kornere. enerjin kısıtlı. ibne kaleye vuruyor. zaten ya yan ağlara gider ya kaleciden döner top.
oturmus bı takıma adam eksıgınden dolayı cagrılmıs ve o devrın en ıyı futbolcusunun adını lakap olarak kullanan geldıgınde ıse hassıktır lan bumuydu robınho gıbısınden serzenıslerde bulunabılcegınız kımsedır.bu kısıler genellıkle cok konusmaz lan nası olsa bıdaha bunlarla oynamam dıyerek pas atmayı dusunmeden sadece calıma gıren kımselerdır.genelde mac sonunda dayak yemekten onu getıren arkadası sayesınde kurtulur.
sahadaki 13 kişi efendi efendi giyinmiş adam akıllı topunu oynarken biri vardır ki; tuttuğu takımın formasını giyer, koluna kolluk, bileğine bileklik, yok efendim baldırı soğumasın diye baldırlık, tekmelik... takar. işte bu halı sahanın vazgeçilmez tek tipidir.
her iki takımda da oynayan barış elçisi : halı sahaların en büyük problemlerinden biri, takımların dengesiz olmasıdır, genellikle taraflardan biri, diğerine göre daha güçlüdür... işte bu mükemmel insan, bu gibi durumlar için yaratılmıştır, ilk yarı gözlem yapar, müthiş tespitlerde bulunur ve ikinci yarı ya kendisi diğer takıma geçer ya da bir iki değişiklik direktifi verip, takımların güçlerini dengeler, genelde her mevkide çok iyi oynar, futboldan anlar.
adam eksik olduğu için halısahanın kenarında maç izleyen adam çağırılır. o adam forvete geçip 3 metrekare içinde top oynar, kaleye geç desen bacağım sakat der. para da vermez sahaya, kimseyi tanımadığı için tamamen kendi zevk almaya bakan insandır o. işte adam eksikliğinden mecbur kaldığın o deyyus insanın ömrünü pare pare edip azaltır. bi de seni o adama mahkum eden kişiye karşı için de tarifi imkansız bi sinir oluşur.
genelde ön libero mevkiini kendisine mesken edinmiş abiler vardır bir de.. göbekleri, atletleri ve kaval kemiklerinin yarısına kadar çektikleri çoraplarıyla sahadaki yerlerini alırlar. tek olayları; takıma arkadan ateşleyici güç olmak babında gaz vermektir, maçlara genelde eş dost akrabaları ile gelirler ve oyun her durduğunda kenara gelip ellerini tellere yaslayıp muhabbete başlarlar, bu esnada oyuna çabuk başlayan karşı takımların uzaktan golle sonuçlanan birçok atağı mevcuttur.
