çalımcı. topu alır tek tek 5 kişiyi geçmeye çalışır. en fazla 3.de göt olur bi de ibne ibne gülmez mi pas bekleyen takım arkadaşlarına elini beline koyup . al oyna topunu amk.
sanki sonunda kupa kaldıracakmış gibi maçı büyük bir ciddiyetle yönettiğini sanan kişidir.
-sen ileri, sen defansta kal, hoop memo çok çıkma sen ortasahasın! diye bağıran hatta ileri gidip kimin kime pas atacağına karar verme andavallığına uzanan bir serüvene sahiptirler maç boyunca. bi sus da oynayalım artık amk delisi bi sus da vur topa. ilk maçta görürsem böyle bi tip ikinci maç "teknik direktör ol abi sen çok iyi okuyosun maçı kenarda bekle yönet" diyeceğim kişidir.
MAÇ ÖNCESi ve sonrası ağzında her zaman sallandırdığı emziği * ihmal etmeyen muhteşem(!) sporcudur. sahaya çıkınca ve maç bitiminde sahadan çıkınca böyle bir havalara bürünür, hele birde çevrede 1,2 dişi varsa artislik hareketler tavan yapar. kısacası kendini bi bok sanar ama bok tanesi bile değildir.
maça eğlence getirenler de bunlardır, maçın içine edenler de.
maça eğlence getirenler;
1) şişko kaleciler: candır onlar. defansın bel kemiği olan arkadaş kurtardıkları her şuttan sonra gider tebrik eder kendilerini.
2) yorgun düşen orta yaşlılar: aileden birileri maçı izlemeye geldi ise kesinlikle gider kolları tellere yaslayıp konuşurlar onlarla. saygıda sınır tanımazlar. işin eğlencesindedirler. maç sonuna doğru yorgunluk çeneye vurur ve eğer komik biri ise yaşıtlarıyla dalga geçişleri çok eğlenceli olur.
3) çekirdekçi tayfa: ölürüm ben onlara. amcalar, dayılar ve onların arkadaşları bu gruba dahildir. sahadaki yıldız olmaya çalışan ergenlerle muhabbetleri hep güzel olur. ve bunlar maç içinde demediklerini bırakmadıkları ergeni maç sonunda son derece ciddi bir surat ifadesiyle tebrik eder, "sen maçta dediklerime bakma, iyiydin iyiydin. bir ara hatırlat da seni bizim murat mahallesi sporun antrenörüyle bir tanıştırayım." der ve tanıştırmaz.
maçın içine edenler;
1) kendini yırtıcı forvet sananlar: ileride ezdikleri topun haddi hesabı yoktur. 40 yılda bir lütuf edip pas atarlar, adamın canını sıkarlar. ayağına gelen her topta kaleyi düşünürler.çalım yeteneğinde messi ile rekabet içinde olduklarını zannederler. ve şimdi bunlardan birini ifşa ediyorum; semih özsoy. adamla bu sene içinde 40-45 defa maç yaptık ama takım arkadaşlarını çıldırtmadığı bir maç yok. aynı gruptayız,maça gelenlerden ikisinin ev arkadaşı diye çağırma mecburiyetindeyiz. 2 ay önce istanbul'da olduğu için bir maça gelememişti de zevkli bir maç yapmıştık.
2) ben kaleden anlamam abi, demiştimciler: bunlar kalecilerin olmadığı maçlarda sıra ona geldiğinde bilerek leblebi gibi gol yerler ve "ben kaleden anlamam abi,benim mevkii belli; forvet. söylemesem tamam yani." deyip kaleden çıkmak istediklerini çok sevimsiz bir şekilde belli ederler. bunlara en güzel cevap "siktir git!" demektir.
3) çenesi durmayanlar: "abi konuşma artık, oyununa bak." demek onları yalnızca 2-3 dakika durdurabilir. maçta jose mourinhoculuk taslarlar. maç çıkışı dövülesicidirler.
ama n'olursa olsun halı saha maçlarının en güzel kısmı maç sonları dostlarla maçın kritiği yapma kısmıdır.
bir arkadaşın doğum günü için büyük bi kafede toplanmıştık. ikinci kattaydık. hemen yan tarafımızda pencereden rahatça görülebilen bir halısaha vardı. biz sohbet edip pasta yerken halısahaya bir grup abi geldi. 25-45 arası diyebilirim yaşları için. fakat gelin görün ki çok ilginç giyinmişlerdi. hiç abartısız şimdi sıralayacaklarımın hepsini gördük: içlikle çıkmış ve çorapla koşturan iki (birinin içliği hiç yırtılmaması gereken bir yerden yırtılmış), şubat ayında kısacık formasıyla gelmiş bir, kot pantolonla gelmiş iki veya üç, sivri burun ayakkabı ve kumaş pantolonla oynayan bir kişiden, en az altı tane ilginç adam gördük.
halı sahaya fazla gitmem ;ama sanırım bu saydıklarım için kullanılamayacak bir tanımlamadır.
halı saha ücretleri toplanırken illa ki , oyunculardan birinin arkadaşı vardır ve parasını ödeteceği arkadaşı o an orada olmadığından vücut diliyle parası olmadığını belli eder. bağcıklarını bağlar söker yavaş yavaş bir daha bağlar. parasını ödeyecek arkadaşı duştan çıkmak bilmez ve parası olmayanın ensesine kızgın yağ damlatsan o kadar kıvranıp acı çekmez.
hikmet beraberiz: sağındayım, solundayım. bana pas at, paslaşarak gidelim demeye çalışan 35 yaş üstü göbekli santrafordur. kendi yarı sahasına dönmeye mecali yoktur, yarın işe nasıl kalkacağının hesaplarını yapan bir bünyeyle iki kişilik oynuyordur.
hikmet beraberiz diyen adamın yeğeni: dayı buradayım. dayı pas. dayı boşa kaçtım. dayı gör beni der. dayısı bir yerde patlar ve, amına kodum görüyoruz da boşa kaçamıyosun ki ben ne yapayım sitemine bürünür. yazıktır günahtır.
beyler 2 gol yiyen kaleden çıksın: takımın yenilmesine sebep olur bunlar. amk sen bir gol için götünü yırt, adam 1 dakikada 2 gol yesin sonra da "abi ben demiştim, kaleden falan hiç anlamam" şeklinde basit de bir yalanla yırtsın. olacak iş değil, böyle adamları oynatmayın kardeşim.
osmaaan yapıştııırr: osman ayağına topu kendi ceza sahasında bile alsa, "osmaaan yapıştııııırrr" der. tamam lan adam sert şut çekiyor da gazla da çalışmıyor işte. abartmayın be abi. osman dile gelir: "japon yapıştırıcısı mıyım ben hikmet abi, paso yapıştır yapıştır. tamam vuruyoz işte amı.. ko..."
bravoo beyler tamammm çokkk güzeel: her golden sonra aynı şekilde çıkar karşınıza. muhtemelen goldeki hata bu adama aittir. çocuk kandırmanın alemi yok, ağlayacak değiliz tamam gol yedik, 3 atar 5 atar çeviririz.
faul abi ya faul: osursanız faul yaptın diyen adamdır. özellikle bunların sayısı normalin çok fazla üstündedir. maçın son yirmi dakikasına doğru bozuk plak gibi tekrarlanır bu replik.
günümde değilim abi: yıldızımız. sahanın, en teknik oyuncusudur. karşı karşıya kalıyor, kaçırıyor. boş kaleyle birebirde etkisiz kalıyordur. şanssızdır çünkü. e adı üstünde abi, adam gününde değil. üstüne gitmeyin, bi dahaki maça gelmez yan basarsınız. *
çekirdekçi tayfa: "yaaazdııı beeee", "koyduuu çocuğuuu aslansın hikmeet abiiii", "osmaaann naaaptın lan öyleee" gibi iki takımdan en az birini yahut bir oyuncusunu delirtecek kadar laubali oluşlarının sırrı, futbolu eğlence olarak görmeleridir. ben de çoğu zaman onlardan oluyorum. hep biz kazanıyoruz. *
koşu yoluna atılan hiçbir topu siklemeyen, filozof edasıyla sahada basmadık yer bırakmayan ama her bastığı yere de ancak bir kez basan sigara tiryakisi elemanlar.