daha tepemize çok binecekleri anlamına gelen anlamsız suskunluktur.. tepki bir şekilde ifade edilmeli, yapılan her şeye seyirci kalınmamalıdır..
bakınız bugün benzin ve mazot artık bokunu çıkarmıştır zam olayının. dünya petrol piyasasında varil petrolün fiyatı yükselirken zamlar yapıldı fakat şimdi varil petrolün fiyatı eski haline geldi ama zamlar çıktığı yerden bir türlü inemedi.. bu en basit örnektir..
bu da devletin adam sikmek için eğilmesini beklediği anlamına geliyor.. yerde bozuk para bulursan almayacaksın eğildiğin anda devlet geçiriyor..
ilginçtir yapılan son zamlarla beraber kamuoyu tamamen sessiz kalmış hiçbir kesimden ses çıkmamıştır.. ne beklenmektedir ? çözülememiştir...
halkı yönlendirecek sivil toplum örgütleri, medya gücü ve kanaat önderlerinin susturulmuş olduğunu gösterir. Kimse bu halka müstehaktır diye kızmasın. tarihe dönüp baktığınızda da avrupadaki tüm büyük toplumsal patlamaların en birincil mecrası hep gazete, dergi ve kitaplar olmuştur. günümüz Türkiyesinde ise toplumu uyarmaya yeltenen yazarlar içeri tıkılmış, gidişatı kötü görüp geçmişten gelen sistemin verdiği sorumluluk fikriyle bir takım reaksiyonlar gösteren askerler kafeslenmiş, medya patronları ürkütülmüş, ticaret erbabları da çaresizlikler yumağı içerisinde istiflenmiştir.
bu ortamda kim bağırsa "hadi ordan denir" sesi duyulmaz ağalar!
başa gelen çekilir insanları olduğumuzdan dolayıdır. biz de böyle amk başa gelen çekilir. kimse çıkıp demez ki ulan neden çekelim? neden bu böyle? neden böyle oluyor ?
başa mı geldi çekelim bari.. allahtan geliyor sanki siktiğimin şeyi!!
faşist yönetimlerde çok normal olan durum. zamlara tepki gösterirsen ya başbakan çıkar zamlara tepki gösteren şerefsizdir der ya da vay seni darbeci deyip apar topar içeri atarlar.
ya rabbi şükür deyip devam edeceksin. durmak yok, haşırt.
medya, din, yargı ve devletin şiddet örgütleri (polis, ordu) eliyle bütün bir toplumu sindirme politikasının sonucudur.
ve bu politika yalnızca solculara sökmez!
(bkz: sol geliyor)
"ileri demokrasinin gereği". malum ileri demokrasilerde, tüm köşe başları tutulur ve tepki daha başlamadan durdurulur.
bunun için tek yapılacak şey medyayı, "ileri demokrasi aşığı" yapmaktır kimini rüşvetle, kimini baskıyla. bizim halkında özgün düşünme yeteneği olmadığı için medya neye iyi derse o, iyidir neye kötü derse o kötüdür mantığı ile hareket ettiği, için meydan malum iktidara kaldı.
ortada halinden gayet memnun olan bir halk varken biz ne diyebiliriz ki?
zam mı yapmışlar, insanları mı kandırmışlar, olmayan şeyleri var gibi mi göstermişler(ülke ekonomisi harika vs vs.)
kimin umurunda?
kandırılmaktan hoşlanan millete ne kadar süre dil dökebiliriz? adamlar işini biliyor mantığı hakim.