hakkıyla kazandığı parayla alıyorsa seçmen açısından sorun olmaması gereken kemerdir. Adam yolsuzluğa, haksızlığa, sahtekarlığa bulaşmadan kazandığını istediği gibi harcar efendim.
eleştiri tümden salakça ama benim anlamadığım bu adam halktanım dedi de bu mu halkçılık allah belanı versin diyorsunuz da, tayyibinizi aynı daireye dahil etmeme ve bu salak eleştiri de ona da bir yer açmama sebebi nedir?
hayır yani tayyip, fakirlerin götüne koyim, şimdiye kadar sikildikleri yetmez iktidara geliyim hepsinin götündeki dona kadar alıcam, çalıcam çırpıcam mı dedi de aynı minvalde değerlendirilmiyor. o dememişti, o fakir fukara edebiyatı yapmamıştı diye düşünmenize sebep olan nedir? hayır yapmıştı o sebeple soruyorum nedir bu ikiyüzlülük diye. yoksa tayyibim başa gelip başbakan olunca dilediğin gibi sikersin sorun değil diye sözünüz mü var. ya da bizden abi sikerse siksin, diye mi rahatlığınız mı var.
bu kadar salakça eleştiri kafanızla bir şey değil chpyi iktidar yapacaksınız kaşla göz arasında. o beni ayrı bir korkutuyor.
kendisi bile almamıştır, chp li milletvekillerine aldırmıştır. üzerine hiçbir şey olmamasına şaşmamalı, kendisine gereken herşey başkaları tarafından alınmaktadır.dolayısı ile üzerine tek 1 fatura bile kayıtlı değildir.
bu şekildede fakir edebiyatı yapmaktadır. "bakın benim evim yok, başkasının evinde oturuyorum. ben 1000 liralık kıyafet almıyorum, adamlarıma aldırıyorum." şeklinde göz boyamaya çalışmaktan ibaret bir siyaset tablosu çizdiği bu şekilde anlaşılabilmektedir.
muhtemelen markete falan gidincede chp li vekillerin kredi kartını kullanıyordur. dolayısı ile yarın birgün "bakın kılıçdaroğlu o kadar halkçı ki koca 1 ay boyunca hiç kredi kartını kullanmamış " diye çıkılabilir ortaya. yerseniz...
her zamanki gibi başkalarına buldukları manalarla ve ya başkalarının hatalarıyla kendi yanlışlarını, rezilliklerinin üstünü örtmeye çalışan natürel görünümlü dokunulmaz kesimin savunmayı spora dönüştürdüğü durum.
bu insanlar o denli zavallı ki eli silahlı banka soyguncusu deniz gezmiş 'i kahraman ilan eder, posterlerini ve kendisini chp ile özdeşleştirir sonra da onları asarak idam edenlerin yargılanmasına izin veren yolları tıkarlar.
bu nasıl bir karaktersizliktir anlamış değilim. kişisel bazda değil yapı bazında diyorum.
adını dillerden düşürmezler, davamız davamız derler ama bir deniz gezmiş kadar kişilik sahibi olamazlar ki bu adam cumhuriyet karşıtı, rejimi yıkıp sosyalizmi hedefleyen bir terörist iken!
adamlar baştan aşağı çelişkiliyken böyle şeyler bence de hafif kalır yani.
şu an nerede olduğundan öte, buralara nasıl geldiğinin farkında olmak önemlidir. anasının ak sütü gibi helal olan birikimlerini nasıl harcayacağı kişinin kendi tasarrufundadır. rahmetli ecevit in son model mercedes alabilecek imkana sahip olduğunu bilmeniz ile onun toros marka otomobili tercih etmesi bünyelerde halkçı portresi mi çiziyor. asıl mesele bu birikimlerin üzerinde şaibe olup olmamasında. amaç kılıçdaroğlu nu madara etmek ise daha ciddi konular ile gelin.
Çok çok kaliteli olan kemerdir. Güle güle kullansın.
Halkçı olmak için illa insanın bit pazarından giyinmesi gerekmez. Parası varsa ve neye yetiyorsa kendi tercihine göre elbise alır, araba alır veya herhangi bir şey. Diyelim ki bu adam hacı murat araba ile dolaşıyor. Ama ne kadar çok parası olduğunu biliyorsun. O zaman helal olsun adama çok halkçı birisi mi diyeceksin? Sorgulanması gereken bunlardır. Kişilerin dış görünüşleri ne de çok ilgilendiriyor herkesi.
şu çulsuz halimle ceket de giysem benim bile üzerimde şöyle şık giyineyim insan içine çıkacağım dediğim gün 600 liralık kıyafet varken bilmem kaç yıldan beri iyi mevkilerde çalışmış ve milletvekili olan üzerine de parti başkanı olan birinin 3000 küsür liralık kıyafet giymesi anormal değildir, Halkçılığına da gölge düşürmez.
Kemal Unakıtan da Halkçı değildir lakin çocuğu 3-5 yılda hangi sektör varsa atılmış paranın gözüne koymuştur. Ha bir de ne mübarek insanlar var ki Allah'la doğrudan bağlantıları bile var
(bkz: rabbime sordum cleveland dedi)
not: başkan olduktan sonraki bir çok hamlesini beğenmiyorum Kılıçtaroğlu'nun, oy da vermem zaten.
rte'ye zaten kapitalist düzenin adamı diyoruz. onun gemiciklerini de, zenginliğini de eleştiriyoruz. fakat ben tayyip erdoğan gibi değilim deyip sol söylemlerle fakirlik edebiyatı yapıp sonra bu kadar masraflı şeyler giyen insana dönek denir.
"tayyip'in milyonlarca dolarlik gemiciklerinin yaninda fos kalir" diye düşünen insanlar var. iyi de o zaten düzenin adamı. biz zaten düzenin adamı olmayan, bizden biri olan kemal'e oy vermeyecek miydik? her kürsüye çıktığında mikrofonu eline kapıp tayyip'in gemicikleri diye bir o yana bir bu yana çemkiren kemal bey neden kendisi de bütçesine uygun alış verişler yapamıyor? ben 10 trilyonum var ve 100 milyara gemi alıyorsam o benim için lüks değildir. ben 5 milyar maaş alıp başka da adam gibi malım yokken 3.500 milyarlık elbise alıyorsam o lükstür. yani kemal bey, tayyip erdoğan kadar varlıklı olsa demek ki gemicik değil titanik büyüklüğünde bir gemi alacak. kimseyi sizden zengin diye suçlayamazsınız. buna rağmen hakkınız olmayan bir suçlamayı yaptıktan sonra kendiniz de mal varlığınızla uyuşmayan bir şey alıyorsanız suçlanırsınız.
şimdi birileri çıkıp o gemiciği neyle aldı diye saçma sorular sorar. kemal k.'nın gemicik olayını sadece "aldı" diyerek eleştirdiğini duyduk, düzenbazlıkla almış olsaydı kemal k. onu da ortaya çıkarmalıydı.
kimse "halkçıyım" dediği için kemal beyi suçlamıyor. halkçıyım dedikten sonra halkçılığı: halk gibi yaşamak, halk kadar mal varlığı olmak olarak ilişkilendirip çoğu halkın alamayacağı şeyleri almasına insan gıcık oluyor. halkçılığı malla mülkle ilişkilendiren bizler değil kemal kılıçdaroğlu... hem saçmalayacaksın, hem saçmaladığın konuyu kendin uygulamayacaksın. sana kim güvenir?
birde tayyip'in gemicikleriyle kıyaslanmıyor mu? kıyaslıyorsan ecevit'le kıyasla, benzettiğin gandi ile kıyasla. gidip elmalarla armutları neden kıyaslıyorsun?