Halil inalcık Hoca…
Dün itibariyle sosyal medyada yerini aldı.
Kendisinin hayat öyküsünü kitaplaştıran Emine Çaykara Hanımın ifadesi ile twitleri bizzat kendisi atıyor.
Paneldeki bilgi kısmında “Doğum Tarihi 7 Eylül 1917” yazıyor.
Aynı hocayı, geçenlerde bir tanıdığım Bilkent Üniversitesi kampüsündeki iş Bankasında bir işlem yaptırırken görmüş.
Aynı hoca son 3 yılda 3 eser kaleme aldı.
Hani diyorum…
40 yaşına gelip, “bizden geçti artık” diyenler var ya…
50 yaşında emekli olup, “artık bayrağı gençler taşısın” diyenler var ya…
60 yaşında işten güçten elini eteğini çekip, “şöyle bir rahat mezar bulsam da yatsam” diyenler var ya…
Acaba kulakları çınlar mı hiç?
Acaba yüzleri kızarır mı hiç?
100 yaşındaki yaşayan osmanlı tarihçisi. kırım asıllı olup,dünyanın saygın üniversitelerinde ders vermiştir. (yale üniversitesi) "dünya tarihi"adlı çalışmada yer almaktadır.
hakkında söylenebilecek binlerce şey vardır. fakat hocalarım dururken bu benim gibi fakir bi tarihçiye düşmez. yakın dostu (bkz: bernard lewis) en güzel cümleyi söylemiştir: "köprülü ve barkan kendi zamanlarının en büyükleridir fakat inalcık tüm zamanların en büyüğüdür."
ayrıca şu an cnntürk'te küçük bir röportajı yayınlanmaktadır ve (bkz: ilber ortaylı) kendisini anlatacaktır.
edit: söylemeden edemeyeceğim bir şeydir ki inalcık hoca bir arkeolog gibi çalışır ve bu yüzden de bir çok arkeolog kendisinden zevkle söz ederler. hoca, yazacağı yerleri gidip görmekte ve haritalarını kendi elleriyle çıkartmaktadır.
devlet-i aliyye adlı kitabının birinci cildinde enteresan bir pasaj bulunan tarihçi.
kanuni sultan süleyman yapacağı almanya seferi için orduyu toplar ve almanya üzerine yürür. ancak ordunun kalabalıklığından ötürü şarlken bir türlü osmanlı ordusunun karşısına çıkmaz ve oyalama taktiğine girer. kanuni ordunun fazla zayiat vermemesi adına, kış da bastırınca eve dönme kararı alır, ancak bir farkla: bir kısım atlıyı (oldukça kalabalık) almanya içlerine kadar gönderir ve tamamen yağma, taciz vs. yapmalarını emreder. inalcık hoca, türk çanı kavramının bu dönemde çıktığını söylüyor.
işte age of empires böyle oynanır. baktın adamı yenemiyorsun, hussar'ları basar, arkaya sarkar adamın trade'ini patlatırsın. adamsın kanuni!
1916'da doğmuş hayatta kaç tane yaşıtı vardır bilinmez ama yaşı 50 gelince kedi bir kenara kıvıranların olduğu türkiye gibi bir ülkede hala yazıp çiziyor araştırmalar yapıyor. arşivlere iniyor.
işte saygıyı bu yüzden hak ediyor.
savları doğru veya değil lakin halil hocanın iddialarının tersini kanıtlayacak birileri varsa buyursun.
bide islamcılarımızın halil hocayı pek sevmemesinin sebebi Osmanlı şeriat devleti değildi demesinden kaynaklanıyor.
sonuçta islamcılarımız allah tarafından uçan özel güçleri olan padişahlar portresi çizerken halil hoca bunun tam tersi olduğunu belgelerle açıklıyor.
Ek: halil hocanın devlet-i aliye eserine yeni başlamışken başlığın canlanması manidar oldu.
''Fatih, Ferman formunda çıkardığı birçok kanunlardan başlıca iki kanunname ilan etmiştir. bunlar islam hukuk naziyesi karşısında şekil ve içeriği bakımından kuşkusuz yenilik teşkil ederler: şeriat karşısında sırf devlet çıkarı için hükümdarın kendi iradesiyle bağımsız kanunname çıkarması, islami esaslara değil, türk-moğol geleneğine bağlanabilir. Fatihten önce selçuklu melihkşah'ın ve ilhanlıların kanunnameler çıkardıklarını biliyoruz.'''
Halil inalcık, Osmanlı devleti'nde şeriat dışı kanun yapma faaliyeti, türklük Müslümanlık ve osmanlı mirası.
Osmanlı devletinin din devleti değil. gelenek devleti olduğunu uzun uzun açıklamıştır. Osmanlı devletini Türklükten aforoz etmeye kalkan yeni yetme türkçülerin tarihle bağını koparmış kemalistlerin Türklük Müslümanlık ve osmanlı mirası kitabını okuması gerekir.
halil inalcık'ı ilber ortaylı'nın hocası diye methetmek, methetmek değil belki zemmetmektir.
halil hoca sadece türkiye'nin değil dünyanın sayılı tarihçilerinden.. ama bunu da inalcık'ın her sözü allah'ın emri diye anlayan insanlarımız var. üzülerek söylüyorum akademisyenlerimiz bile var. inalcık hoca 90 küsür yaşından sonra çok da tutarlı olmayan 1299 değil 1302 diye ortaya çıkınca "emredersiniz efendim" pozisyonu alan akademisyenler gördük. akademisyen ama ilim adamı olduğu tartışılır tabi.
