Atatürk'e halifeliği üzerine alması teklif edildigi halde bunu reddetti ve kaldırdı. Çünkü
Halifelik, 20. Yüzyılda uyanıp artık sömürge olarak yaşamak istemeyen müslüman halkları kontrol edebilmeleri için emperyalizmin emrine girmiş dejenere bir kuruma dönüşmüştü.
Halife vahdettin ingilizler'e sömürge olarak tuttuğu hindistandakiler de dahil müslüman halkları kontrol edebilmesi için yardım teklifinde bulundu.
Yunan ve ingiliz orduları halifenin ordusudur diye fetva bile yayınladılar.
Bu kurum güvenilirliğini yitirmek bir yana bir şer odağına dönüşmüştü.
halifeliğin bir halta yaramadığı anlaşıldıktan sonra, öyle bir mevzunun memlekette daha fazla beslenmesi akıl kârı değildi.
şöyle ki; güya halife osmanlıydı ama ne kadar arap, kürt bilmem ne müslüman kardeşimiz dediğimiz adam varsa gavurla bir olup insanlarımızı, askerlerimizi şehit etmişti. tam da osmanlı padişahının velhasıl halifenin ihtiyaç duyduğu anda müslümanlar sırtımızdan hançerlemişti.
ne işe yaramıştı halifelik?
veya ne işe yaramıştır halifelik?
ulan halifelik yüzünden peygamberin soyu katledilmedi mi? hz.osman öldürülmedi mi? bu halifelik müessesini kim sallıyor? daha haçlı seferlerinde araplar birbirlerine karşı hristiyanlarla iş birliği yapmadı mı?
diğer taraftan hilafet peygamberin emaneti değildir. onu nerden çıkarttınız? peygamberin emaneti kendi soyudur ve onu hilafet adına sizin zihniyetiniz kırdı zaten. yezidçiler.
götünden element uyduran olay çıkartayım diye ortamlara akıyor. yemezler. git yat.
Halife oLacak arkadaş, elin haçlısı kapıya dayaNdiginda kalkıp Temsilcisi olduğu Müslümanların onurunu şerefini korumayip, üste bir de Hıristiyanlara ülkenin anahtarını teslim ediyorsA, o müslümanların onurunu, şerefini koruyan adamın Tasarrufuna kimse ses çıkarmayacak.
Kendi ülkesini, milletini koruyamayan adam mi temsil edecek müslümanlığı.
vazifesiydi, değildi diyemeyeceğim konudur. konunun lozan ile ilgisi, lozan'dan önce yapılan diplomatik görüşmeler yönündendir. yoksa halifeliğin ve lozan'ın tarihini kim bilmez.
bu diplomatik görüşmelerde, lozan'da imzalanacak türkiye enine boyuna tartışılmış ve netleştirilmiştir. fransız, ingiliz ve italyan hükümetleriyle atatürk arasında aracılık yapan kimseler vardır. bunlar genellikle gölgede kalmış, tarihte çok az yer etmiş veya hiç yer etmemiş kimselerdir.
bunlardan bir tanesi, bir fransız kadın gazetecidir. (ismini vermiyim, siz bulun.) le temps muhabiridir. türkçeye çevrilmiş iki kitabı vardır. atatürk'le fransız hükümeti arasında bilgi alışverişini yürütmüştür.
neyse; demek istediğim, lozan'da türkiye'nin bağımsızlığını imzalayan batılı devletler, onun içerik olarak nasıl bir türkiye olacağını da biliyorlardı. halifeliğin kaldırılacağını da...