mesut özil in almanca basın toplantısı düzenlemesi 40 lira
mesut özil in ingilizce basın toplantısı düzenlemesi 80 lira
fakat mesut özil in türkçe basın toplantısı düzenlemesinin bize vermiş olduğu gurur paha biçilemez.
geri kalan herkes için türkçe öğrenmek şart.
iki ay kursa gidip "ingilizce biliyorum" diye gezenlerin de içinde bulundukları gruptur.
bu boka yıllarını vermiş biri olarak ingilizce bilmenin bana tek yararı dizi ve filmleri altyazı-seslendirme olmadan rahat rahat izleyebilmemdir. cv'de** hoş bile durmuyor çünkü az önce konu mankeni olarak bahsettiğim iki ay kursa gidenler bile "çoook iyi ingilizce konuşurum" diyorlar. hâliyle patronlar da herkesi onlar gibi zannediyorlar.
dördüncü sınıftan itibaren her sene hello hav ar yu? ile başlayıp sene sonunda anca simple present tense'e geçirtilen bunun ötesine geçse dahi damızlık gibi sadece grammer öğretilen türk insanıdır. Konuşma ve Yazma üzerine eğitim verilmiyor ki azizim. illa bayılacaksın parayı kursa gitmek için.
kaç millette vardır bu kendi vatandaşını aşağılama, hakir görme olgusu. biz neden birbirimize sahip çıkmıyoruzda hep küçük görme çabası içine giriyoruz. ingilizce öğrenmişler bu arkadaşlar peki insan olabilmişler mi?
bizdeki ingilizce anlayışı yalnızca grammer bilgisinden ibarettir,nitekim herkes iki cümle konuşuyorsa onu da kuralına uydurmaya çalışır,kimse sınıfta rahatça dilbilgisinin içine ederek rahat rahat konuşamaz ,sanki kendi dilini çok kuralına uygun konuşuyormuş gibi,o yüzden herkes utanır kendini ingilizce ifade etmeye ,ayıpmış gibi,e ingilizce de yalnızca sınıfta konuşulunca ,pratik te yapılmayınca kimse konuşamıyor olur.
ana dili ingilizce olması rağmen sadece aksanlarını bile düzeltememiş iskoçlar varken gelip türklere bok atmaya çalışan eblek yazar başlığı.
(bkz: seni hiç iskoçlarla konuşurken görmedik)*
bir çoğumuz gibidir fakat bunun yanında ingilizceyi öğrenmenin gerekliliği yadsınamaz. ingilizce evrensel bir dildir fakat öğrenebileceğiniz dilin ille de ingilizce olması gerekmez. önemli olan dil öğrenmektir. bir dil bir insan demişler. vizyonu geniş tutmalı, olayı ben türküm türkçe gibi şanlı bir dil bana yetip de artar bile durumuna getirmemek lazım.
bir yerlerde bir yanlış yok mu sizce de? hakikaten ilkokul 4 ten beri ingilizde görüyoruz. kaçımız okul ingilizcesiyle bir yerlere gelebildik ki? ortalama bir öğrencinin ilkokul 4ten lise sona kadar ingilizce gördüğü ele alalım ki bu minimum 9 sene ingilizce görmüş olması demektir. türk milleti aptal da o yüzden mi biz bu dili öğrenemiyoruz 9 senede peki? tabii ki de hayır, bu tamamen sistemsizlikten kaynaklanan bir durum. 9 sene hafta da bilmem kaç ders saati diye hesaplamaya kalkarsak vay bizim halimize.
oysa ki dil öğrenilmeyecek bir şey değil, adamlar öyle bir sistem geliştirdiler ki 3 ayda askerlerine dil öğretiyorlar artık.
dil öğrenemeyelim, dil öğrenmekten uzak duralım diye geliştirilmiş bir sistem olsa gerek bizimkisi. koyunlaştırmaya yönelik çalışmalardan biri.
konuyla ilgili olarak da bu da izmirde bir durakta gördüğüm reklam.
--spoiler--
bu devirde hala ingilizce konuşamamak. yok artık!
--spoiler--
bu da işin kışkırtması olsa gerek. kaş yaparken göz çıkarmak misali.