hoş karşılanmaz bir hakemin takım tutması. tutsalar da sır gibi saklamak zorundadırlar. çocukları bile bilir bunun saklanması gerektiğini ve tuzak sorulara cevap vermez. neden? en ufak bir hatada , hakemin bu sevgisi öne çıkar ve başına iş açar çünkü. oysa bir hakem, hakem olarak doğmamıştır. hakem olmaya karar verdiğinde en azından üniversiteye adım atmıştır yani yirmili yaşların başındadır. ya da daha büyüktür. o yaşa gelmiş bir insanın ya da erkeğin diyelim, takım tutmaması söz konusu değildir. peki formayı giyerken bu duygudan sıyrılması mümkün müdür? tabi ki değildir. ama beklenir. oysa beklenen şey hakemin takım tutmaması değil, takımına olan sevgisini sahaya yansıtmaması olmalıdır. ama türkiye'de böyle değildir. fenerli ya da galatasaraylı etiketi hakemlerin üstüne yapışır kalır.
futbola ilgi duyan %99 bölüm takım tuttuğu ve hakemlerinde futbolla haşır neşir olmasından dolayı tutmaları normaldir.
amaaaa profesyonellik herşeyin önünde gelmelidir. gelmemesi düşünülemez. 3 puan için takımını kazandıran hakem 3 hafta dinlenir paradan ve kariyerden olur. kulis dediğimiz olay çok fiskosludur.
