Kitapyurdu'ndan geçen hafta bugun sipariş verdim ve bugün elime ulaştı kitap. Kitabın biçem'i oldukça farklı zikzak çizerek yazılmış bazı bölümler var. Şimdiden bütün yazarlara iyi okumalar.
henüz 24 yaşındayken kinyas ve kayra gibi türk yer altı edebiyatının efsanesine imza atmış, oturup konuşmayı çok istediğim yazar. mayıs ayındaki izmir kitap fuarına bekliyoruz kendisini.
elif şafak'ın underground edebiyat kasan hali. kurgusu zayıf romanlarının içine doldurduğu aforizmalarla ergenleri kendisine hayran bırakıyor ve paraları götürüyor. edebiyatımızda onca cevher varken, ergenler ona tapıyor ama iyi edebiyat okuyucusu mesafeli duruyor.
az kitabındaki önsöz ile beni kendine hayran bırakmış bir yazardır
Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın. Belki de çok az… O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum… Az...
Sen de fark ettin mi; Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz binlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi…
Bu yüzden belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…”
Okumaya çıkardığı son kitabıyla başladığım yazar. Gerek örneklemeleri gerek ise konuyu işleyiş tarzı olsun usta yazar kategorime koyduğum insan. En yakın zamanda diğer kitaplarıyla da içli dışlı olacağıme efenim.
gezi parkında kendisi ve eşi ile tanışma fırsatı yakalayıp uzun uzun sohbet ettiğim ardından kadıköy yoğurtcu parkında eşinin footgraf sergisinden çıkıp yoğurtçu parkında bir bankta karşılıklı susarak bira içtiğim mükemmel yazar, üst insan, yazar.
ilk kitabı (bkz: kinyas ve kayra) da ne kadar çılgın olduğunu göstermiş fakat diğer eserleri kinyas ve kayranın hep gölgesinde kalmıştır.
(bkz: az)
(bkz: azil)
(bkz: piç)
(bkz: malafa)
(bkz: zargana)
ve son kitabı (bkz: daha) 2013 senesinde çıkmıştır.
Ağladım.
Hem de istediğim kadar!
insanın gerçek özgürlüğü buydu.
istediği kadar ağlayabilmek.
Belki bir de, istediği şeye ağlayabilmek.
Hakan Günday
yazı yazma kabiliyetinin yanında hitabeti de güçlü olan biri. bu adamın birkaç konferansını dinledim herif sabaha kadar konuşsa dinlerim o derece yani.
ayrıca kitapları tartışmasız enfestir.
Alkolle ayrılmamız böyle oldu. Yeterince içmiştim. Yeterince, hayatın gerçek sarhoşluğundan kaçmıştım. Artık sıra şişelerden kaçmaya gelmişti. Şimdiye kadar rakıyı suyla, viskiyi buzla karıştırır gibi hafifletmek için hayatı da içkiyle karıştırmıştım. Ama artık hayatı sek içmenin zamanı gelmişti. Babamın, ''Artık büyüdün. Kendine de bir rakı koy!'' dediği akşam geldi aklıma. Biraz daha büyümüştüm. Hayat ve dünyayı sek içecek kadar!..
Kinyas ve Kayra-(2000)
Zargana-(2002)
Piç-(2003)
Malafa-(2005)
Azil-(2007)
Ziyan-(2009)
Az-(2011)
Daha-(2013)
kitaplarında yeraltı edebiyatında ögeler taşısa da kendi görüşünde yeraltı edebiyatı yazmıyorum demiştir.
Kinyas ve Kayradan bir bölüm:
--spoiler--
benim adım kinyas. gün ağrıyor. başım ağrıyor. ismimi kendime ben verdim. bitmeyen bir öfke ve bitmeyen bir mutsuzluğun ifadesi. bütün insanlara kızgınım. yaşadıkları için. hayattan midem bulanıyor... ateşle oynarım. yeterince benzin ve karşımda oturan adamın ceketinin iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim. benim adım neron. geceleri, çaldığım arabalarla gezerim. tokyo'da doğdum. iki zenciye üç gram kokain karşılığında bileklerimi kestirttim. sabah uyandığımda okyanus beni yıkadı. benim adım steve mcqueen. bütün bildiklerimi kusarak hayatta kalıyorum. david bowie'yi rüyamda gördüm. sabah bir gözüm yoktu. şiir yazdım. tam üç tane. birini rendeleyip makarna sosuma kattım. diğerini yakıp küllerini kum saatine koydum. biraz zaman kazandım böylece. sonuncusunu ise şimdi yazdım. işte geliyor:
Yazdığı ergence kitaplarla felsefenin f sinden varoluşçuluğun v sinden bireyciligin b sinden anlamayan çoluk çocuğu bunalıma sokan ( kitaplarını okuyup yaşama sevincini kaybeden 2 tane ergeni birebir tanıyorum) yazarımsı.
Kalemi kıvrak olabilir fakat bu yeraltı edebiyatı denen ve okuyan gençleri bunalıma sokmaktan başka bir naneye yaramayan kusmuk edebiyatını haklı çıkarmaz.