Milli istihbarat Teşkilatının müsteşarıdır. Hakan Fidanla MiTte başlayan yeni süreç, çok açık ki milli değerlimizle barışık uluslararası konumumuzu, gücümüzü ve açık/gizli düşmanlarımızı iyi tanımlayan bir ekibin yöneteceği nitelikli ve zorlu bir süreçtir. Bu ekibin öncelikli olarak içerisine sızmış, özellikle dış istihbarat kurumlarının ve askeri cunta destekçilerinin kontrolünden kurtulup darbe süreçlerini, Ergenekon izlerini bünyesinden temizlemek, demokratikleşme çabalarına katkı sağlamak ve adı milli olan bu teşkilatı gerçekten millileştirme gibi zor bir görevi var. Dolayısıyla Hakan Fidanın bu perspektifi iyi okuduğu ve değişen dünya dengelerine getirdiği farklı ve gerçekçi bakış açısının, birilerini rahatsız etmesi son derece olağandır. MiTin başına geldiği günden beri çeşitli komplolarla bu görevden el çektirilmeye çalışılması, israilin Fidan çekincesi gibi manşetler atılması, Fidanın istihbarat teşkilatını vizyon ve yönetim biçimiyle farklılaştırıp dünya çapında kabul gören, saygın bir kurum haline getirilme hedefine engel olmak olarak da okunabilir. http://www.on5yirmi5.com/...h-ve-teoriler.i79441.html
harcanmak istenen mit müsteşarı. harcanmak istenmesinin sebebi kazan operasyonu gibi etkili nokta operasyonlar olduğunu düşünüyorum. birileri bu nokta operasyonlarından acayip derecede rahatsız oluyor. terör örgütü yandaşları değil bahsettiklerim, terörün devam etmesini isteyenler.
hakkındaki iddiaları ortaya atan kimler ona bakmak gerekli. malum medyanın ortaya attığı iddialarla karalanmaya çalışılan kişi. demek ki bu adam da iş var ve bir şekilde görevde tutulması gerekiyor.
malum kesim hala akıllanmadı ve aynı taktikle savaşıyor. çamur at ve itibarsızlaştır, birilerini birilerine düşman göster, böl parçala ve çıkar sağla.
ama yemezler. artık bütün kirli oyunlar açık ve net bir şekilde anlaşılabiliyor.
kim diyorsa ki, "cemaat ve hükümet artık birbirine düşman", "hakan fidan mit üzerinden kck'yı yönetiyor" işte asıl hain ve düşman o'dur.
yani israil'in ekmeğine yağ sürenler. halk olarak dikkatli olmamız gerekiyor. hakan fidan denen şahıs resmen pkk'yı bitirme noktasına getirmiştir. sadece ve sadece mit, polis ve jandarma istihbaratını tek çatı altında toplaması bile bu adamın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
ben derim ki şimdi israil'in evlatları ve gayrı meşru çocukları oturup hallerine ağlasın.
apodan kandile mesaj taşımış akabinde o mesajın sonucunda yapılan saldırıda 13 askerimiz şehit olmuştur...özerk kürdistan sözünü oslo'da vermiştir.bunlar bu kişi hakkındaki iddialardır.
iddialar, kck yı bizzat mit in yönettiği yönündedir...
bakıyorum da bunların hiçbir önemi yok..herkes bu şahısı savunmak için sıraya girmiş...
partizanlık gözleri bu kadar mı kör eder allahım..
aslolanın ülke sevgisi olması gerkirken, aslolan akp sevgisi olmuş...
bir delikanlı da çıkıp "ben akp liyim ama koca generallerin yargılandığı, genelkurmay başkanı için müebbet istendiği bir ortamda hakan fidan'da çıkıp yargılansın, aklansın" diyemiyor.
Şu ana kadar terörde sınıfta kaldığı aşikar olan ( 30 yıldır bitirilemeyen terör) bir kurumun yeni şansı.
Zannedersiniz ki MiT çok başarılıydı da bu adam gelince çöktü kaldı.
Zaten lime lime dökülen bir kurumdu , bu arkadaş da amerika'da aldığı eğitimi deniyor şu an ve başarısız olursa zaten o da tasfiye edilecek.
derin bir iç çekişmeye neden olan teşkilatın başına liyakat ile alakası olmayan bir şekilde adamın adamı olarak gelen kişidir. dezenformasyon konusunda abd de eğitim aldığını belirterek yaptığı en başarılı işin dikkat dağıtarak el atından teşkilatın kilometre taşlarını ortadan kaldırmak olan zevat. kendisi medya desteğiyle halka şirin görünmek baabında önce israil' in tepkisini almış gösterildi, iran' a yakın dendi, halbuki 15 sene tsk da astsubay görevi yapan kişi (ki 1986 da mebs okuluna giriyor, o dönemde iran fikirlerine yatkın birisinin tsk içerisine girmesi, yaş kararları ile ordudan atılmaması nen kadar mümkün siz araştırın) biyografisinde astsubaylıktan bahsetmemiş kara kuvvetleri muhabere okulu demiştir. buradan da görüldüğü üzere aşırı komplekslidir, zaten mit bugüne kadar sıradan subayı bile teşkilatın üst düzeylerine hiç getirmemişken bir astsubayı kabullenmesi beklenemezdi. velhasıl şu sıra kendisine payeler verilip rüyasında göremeyeceği makamları tevdi eden başbakan tarafından koruma kalkanı içerisine alınmaya çalışılmaktadır. o başbakan ki e.t. ö. kapsamında yapılan tutuklamalara ses çıkınca " bırakın yargı görevini yapsın" diye konuşan kişiydi. ne oldu acaba, ucu nereye dokunacakta bu zırha ihtiyaç duydu. güzel ülkemde çok yakında bir olay patlak verir gündem değişir ve hepsini unuturuz vesselam. mit içten içe çökertilmekte, ulusun bütünlüğünü savunanlara kapılar gösterilmektedir.
Ülkemiz zorlu bir dönemden geçiyor.Dışarıda , Ortadoğuyu kan gölüne çevirebilecek mezhep savaşları Suriye üzerinden tezgahlanırken ; içerideki "yerleşikleri" eski güçlerine kavuşturmaya yönelik büyük satranç hamleleri yapılıyor karanlık eller tarafından.Uzun zamandır olmadığı kadar planlı , kendini gizlemeyi bu kez çok daha iyi başaran bir operasyon bu.
Hakan Fidan göreve gelirken israil tarafından "Hakan Fidan'ın iran'a yakın olduğu" iddiası ortaya atıldı önce.Evet birinin israil'in karşısında olması iyi bir şey sayılabilirdi , ancak israil'in bunu açıkca beyan etmesi "tersine düşünenlere" soru işareti bıraktı.Daha sonra Hakan Fidan'ın Mit Müsteşarlığına gelmeden önce , başbakanın danışmanlarından biri olarak , Oslo'da PKK ile yaptığı görüşmenin kayıtları piyasaya sürüldü.Böylece Kürt politikası , Hakan Fidan ve Hakan Fidan'ı "doğru adam" söylemleri göreve getiren Başbakan hedef tahtasına oturtulmaya çalışılıyordu.Kürt Açılımını başlatma cesaretini gösteren ve toplum psikolojisi üzerinden olumlu yönde başarılı olan olan Ak parti ; bu cesaret ve başarısını sürdüremiyordu.Bunun en büyük sebeplerinden biri "düzenin değişmesini istemeyen yerleşikler" olsa da , Pkk ile görüşme hususunda belli ölçüde de olsa şeffaflığı sağlayaman Ak parti , "tam da büyük operasyonu tezgahlayanların" istediği gibi toplumda soru işaretleri bırakmaya başlamıştı.
Öte yandan Ergenekon soruşturması nda da benzer bir durum sözkonusuydu.Evet iddialar çok büyük ve ciddiydi.Ancak "hukukun savruk bir güce" dönüşebilme ihtimali gözönünde bulunularak hareket edilmeliydi.Hukukun her tutuklaması ve soruşturması "şeriatın kestiği parmak acımaz" şeklinde değerlendirilmesi "Hakan Fidan olayında" hükümetin sürükleneceği açmazın belirlenmesi ve tezgahlanmasında önemli yapı taşlarından birini oluşturdu.
Yeni Anayasa beklentilerinin sürdüğü ve tam da 2.kez Kürt açılımının başlatılacağı sinyalinin verildiği günlerde "Uludere Faciası" meydana geldi.Askeriyedeki dönüşümün büyük oranda gerçekleştirildiği bir dönemde istihbaratının "Mit'ten" geldiği söylenen karanlık bir olaydı bu.Fakat yine Ak parti'nin medya ve toplumu ikna etmeye çalışmadan aceleyle yalanlayıp geçtiği bir hadise olarak zihinlerde soru işareti bıraktı.
"icraatte(!)" bu olayları tezgahlayıp , "siyasi yangını" körükleyenler , fitne yayma konusunda da boş durmadılar.Cemaat ile Ak parti arasındaki gayri ihtiyari fikir ayrılıkları "soğuk savaş , yolların ayrımı" gibi söylemlerle lanse edildi.Bu fitnenin bertarafa edilmesi yönünde de ne yazıkki Ak partinin de Cemaatin de "tüzel egoları" devreye girdi kanatindeyim.En azından cemaatle ya da iktidarla özdeşleşmiş kişilerden gerginliğin giderilmesi yönünde açıklamalar yapılabilirdi.
Son hamle de "Mit Müsteşarının" hem de "KCK davasında" soruşturmaya çağrılmasıyla yapıldı ; emniyetteki görevden alımlarla da "Cemaat-Ak parti kamplaşmasının" "meyvesini" verdiği iması güçlendirildi.Böylece "Büyük Oyunun" tezgahlanma sahnesi tamamlandı.Artık hükümetin ve cemaatin beklenen yanlış adımları atmasına gelmişti sıra.
Ve bugünlerde "o beklenen yanlış adımlar atılmaya , doğru adımlar ertelenmeye" devam ediliyor ne yazıkki.Belki yanlış anlaşılırız korkusuyla , hala cemaatten bu konuda herhangi bir ses çıkmadı.Durum böyle olunca "polis ve hukukta" cemaat yapılanması olduğu ; yürütme ve yasama ise hükümetin kontrolü altında bulunduğu iddiaları dört bir yana yayılırken "sus-pus" olmak iddiaların kabul edildiği intibaı bırakıyor.
Asıl hatalar hükümet cephesinde gerçekleşiyor."Devlet aklının" temsilcisi konumundakiler "ergenekoncuların kendi adamlarını kurtarma çabasını" andıracak şekilde "tbmm'de yasa" çıkarma telaşına düşmüş durumdalar.Akabinde "büyük bir panik içerisidne " soruşturmaya başlatan savcı görevden alınıyor.Savcıyı görevden alan Başsavcı "yerleşik zihniyet kalıntısı" olsa , "oyun içinde oyun" denebilir belki ; ama Abdullah Gül tarafından atanmış bir isim.Kaderin bir cilvesi gibi görevden alınan savcının da soyadı "Sarıkaya" , tıpkı Büyükanıt'ın da yer aldığı bir iddianame hazırladı diye görevden alınan ve "bu ülkede hukukun düştüğü hallerin" temsilcisi olan Ferhat Sarıkaya gibi.
Dolayısıyla şu anki görünümle "BÜYÜK OYUN" başarıya ulaşmış durumda :
1 - Hukuka müdahale anlamı taşıyan "görevden alma işlemi " her ergenekon tutuklamasından sonra, "hukuk böyle istedi , söylenecek bir şey yok " şekillerinde yapılan açıklamaların "zihniyet olarak" yıkılmasıdır.Hükümetin ergenekon soruşturmalarının arkasında dururken kullandığı "hukuki" argümanlarının çöküşü başlamıştır.
2 - Bundan sonra , zaten topluma tam anlamıyla anlatılamamış olan , muhalifleri ikna çabalarından uzak cılız açıklamalarla geçiştirilen Ergenekon süreci yara alacak ve devamı tehlikeye girecektir.
3 - Hükümet , "hedefi belli odaklarca" yapılacak Ergenekon sanıkları hakkındaki yasa çıkarma girişimlerini "haksız ilan etme" , "hukuka müdahale olarak adlandırma" hakkı kalmamıştır.
4 - Ergenekon sürecinde "düzen, demokrasi ve hukuk" adına hükümeti destekleyen "namuslu" aydınların "kandırıldıkları" imasıyla zor durumda bu bırakılacağı günler başlamıştır.Ayrıca sözkonusu aydınların "namuslu" olmaları gereği son durumda hükümetten yana tavır almaları imkansızdır.
5 - Cemaatin siyasete hem de destekçisi olduğu siyasi hareketi dahi alaşağı edebilecek şekilde tutkuyla bulaştığı fikri yerleşmektedir.
6 - KCK tutuklamalarında da "hukukun yanlış yaptığına" dair açıklamalar bundan sonra daha güçlü bir şekilde sürdürülecektir.Su süreçte KCK operasyon sekteye uğraması kaçınılmazdır.
7 - Hükümetin Kürt politikası daha sorgulanır hale gelecektir."Sorgulatmadıklarına göre birtakım yanlış işler , hukuk dışı eylemler sözkonusu olabilir" düşüncesinin yayılması , hükümetin otoriterleşmeye başladığı ; dolayısıyla "sivil dikta" söylemlerini geri getirebilir.
Sonuç olarak , "devlet aklı" bu "büyük oyunda" şuana kadar "paniklemiş ve yanlış yapmış" durumda.Yapılanlar birkaç günlük icraatlar olsa da , geniş çapta politikaları ve geleceği etkileyecek.
Allah'ın "Devlet aklına" "itidal" , kurumlarımız ve güç odaklarımız arasında uyum , milletimize de selamet vermesi duasıyla...
bir bakan bile değil ama bir başbakanla, cumhurbaşkanıyla kankası gibi görüşüyor.
bu cümledeki eksiklik nerede? ya da tuhaf birşey sezinlemiyor musunuz? burnunuza ne kokusu ne geliyor?
kendisi astsubay emeklisi olup önce başbakanlık müsteşarlığı, daha sonra mit müsteşarlığına getirilmiştir. başbakana yakın bilinen bir isimdir. oslo görüşmeleri hakkında, '' başbakan tarafından gönderildiğini ve kasetlerde de başbakanı temsil ettiğini'' teyit etmiştir. özel yetkili savcı tarafından ifadeye çağırılmış ancak ifade vermemiştir.
çok tuhaf, paşaları ifadeye çağırırken '' adalet önünde herkes eşit'' falan diyen bünyeler mit müsteşarının ifadeye çağırılmasına akıl alınır gibi değil yorumunu yapıyorlar. e hani herkes eşitti panpa diye sorarlar adama. sonunda beklenen oldu ifadeye çağıran savcı görevinden alındı.
israil tarafından sevilmediği düşünülen mit görevlisi.
anlamadığım şu:
israil bizim mit görevlilerimiz hakkında 'şunu seviyorum, bunu sevmiyorum, şu iyidir, bu olmaz, bu kötü' diye ne zamandan beri görüş belirtiyor. ilk kez oldu sanırım böyle bir şey.
demek istediğim şu: ezelden beri olması gerektiği gibi nötr ve alakasız olan bir konuda birden bire israil açık açık 'bu olmaz bu olmaz bu adamı sevmiyorum' diye her yerde söylüyor.
israil, kendi iyiliği için bizim 'hmmm, demek israil istemiyor o zaman hakan fidan'ı mit'e almayalım' demeyeceğimizi bilmiyor mu? hatta 'madem israil istemiyor, ölene kadar mit'in başında kalsın bu adam' dememiz daha olası bence. israil de bunun farkında olmayacak kadar boş bir ülke değil.
özet: israil'in bu tepkisindeki asıl amaç, halan fidan'ın yerini sağlamlaştırmak olabilir mi?
Son günlerde ismini sıkça duyduğumuz devlet görevlisi.
Mit Müsteşarı Operasyonu bir manada "Aslan Avı" olarak adlandırabilir.Zira devlet yararına çalıştığına inandığımız Hakan Fidan , devlet adına hareket ederken yaptıkları üzerinden soruşturmaya dahil ediliyor.Böylece önemli adamlarından biri aracılığıyla başbakana "mesaj" veriliyor , hükümetin kürt meselesindeki politikası sorgulanıyor ve hepsinin yanında "ergenekon soruşturması hukuki de , bu mu değil" algısıyla hukuki uygulamalara dair soru işareti oluşturuluyor.
Kendi hukuki söylem ve dayanakları üzerinden hükümet tuzağa çekiliyor.Görünen o ki , yem yutulmak üzere.
Umarız "Müspet güçler arası bir çekişme değildir" tüm bu olanlar.
Allah devletimize ve milletimize selamet versin...
milli istihbarat teşkilatının gizlilik esasına göre yönetildiğini bilmeyen ya da unutan müsteşarı. hiç bir ülkenin gizli servisleri bu kadar ortalıkta değildir.
49 tane türk istihbaratçının suriye de tutuklanması, oslo da yapılan gizli! görüşmenin ortaya dökülmesi... hollywood yapımı komik ajan filmleri gibi.
ama gel gör bu entry sahibini iki günde bulurlar amk.
edit: 49 istihbaratçının tutuklanması için yalan haber diyenler var. olsun varsın. 49 istihbaratçı yakalansa, tutuklansa şaşırır mıyız?
ilk göreve geldiğinde israil ve mossad'ın kara propagandasıyla karşılaşmış kişi,
zaten hemen ardından oslo görüşmeleri vb. gibi bir sürü olay olmuştur,
mit'i tamamen kontrol edemediği açıktır,
yaptıkları tamamen devletin geleceği için yapılmış refleks hareketlerdir,
biraz daha ileri bakılmalı sadece önünüzden ziyade ufka baktığınızda terörle mücadelede silahın çözemediği bir çok unsur olduğu görülecektir ayrıca siyasi iradenin bu işin çözümünde gösterdiği dik duruşun sonucu olarak başı yanmayacak kişidir,
tamamen görev unsuruyla hareket edilmiştir;
bu kişiye atıp tutanlar zannediyor ki oslo görüşmelerinde bu adam mit müsteşarıydı arkadaşım hakan fidan bu görüşmeler sırasında başbakanlık güvenlik danışmanıdır, bilginize.
not: son ifadeye çağırma meselesinde hakan fidan gitmeyecektir, savcının ise böyle bir soruşturmaya şüpheli olarak çağırması bir müsteşarı tamamen büyük deliller gerektirir, sanıyorum böyle delilleri yoktur.
bu deliller savcı beyde yoksa, olay sadece küçük çaplı bir kaosa sürükler devleti, israil peşinden giden tayfa mutlu olur huzur dolar başka da bir şey olmaz.
adamlar balyozlarla kırıyorlar vatanın temelini parça parça satışa çıkarıyorlar toprağımızı ve hatta peşkeş çekiyorlar.
oslo görüşmelerindeki maşa hakan fidan gönderen müsteşardır herhalde müşteşarı atayan bakandır herhalde e bakanı seçen? -ben değilim.
sözün özü dostlar bize tinerci dediler öyle kalmaya hiç niyetimiz yok bizi tinercilikle suçlayanları ve vatansızlaştırma çabasında olanları affetmeye de.
açık söylüyorum son 3 aydır tanıdığım bir kaç gülenci arkadaşın ağzında hep şu cümle vardı.
"başbakan çok yanlış şeyler yapıyor"
"başbakan çok yanlış işler yapıyor"
burada ya da başka platformlarda bir çok kez gülencileri savunmuşluğum vardır ama benim için başbakan gülen ve yedi sülalesinden önemlidir. buradan gülenci vatandaşlara sesleniyorum
çok yanlış işler yapıyorsunuz!
kendisi ile ilgili ve şu sıralar yaşanan olaylarla ilgili ali serdar bolat yazısı içinde bulunduğu ve mit'in içinde bulunduğu durumu özetler. mit'in başmüsteşarı en yetkili kişisi.