imamları, polisleri ve askerleri bilemem ama öğretmenler bu kategorinin içine kesinlikle sokulmamalı. kesinlikle kolay değildir haftada 300 liseli ile başa çıkabilmek.
öğretmenlik kutsaldır ve 15 saat değil ömür boyu görevdedir. öğretme işi bir öğretmen için nefes aldığı sürece devam eder. maddi olarak bu mesleğin karşılığı zaten verilemez.
bütün memur kadroları dahil, özellikle bürokratlar, dünyadaki meslekdaşlarına nazaran maaşları çok düşük. hiç bir memur fazla olması bir yana hak ettiğini dahi alamıyor.
aldıkları maaş fazla mıdır bilmem ama istemek için öncelikle çalışmanın şart olduğunu anlaması gereken bir grup vardır bu devlet memurlarının içinde. ister öğretmen, ister polis,ister doktor isterse daha üst düzey olsun... Devlete girmeyi, memur olmayı garanti iş kapısı diye gören bir zlhniyet varken, aman ben atayım kapağı memur olayım da hayatım kurtulsun diyen insanlar öğretmen, polis ya da herhangi bir göreve gelebiliyorken, derslere girmeden aldığı parayı hakkettiğine inanan, öğrenciye insan gibi davranmayan öğretmenler varken aklına geliyor işte insanın hak neydi sorusu...
öyle bir iş düşünün ki yüz kızartıcı suç işlemedikçe atılamıyorsunuz bile. Böyle olunca da bazıları için hak hukuk sadece isteme faslında kendini gösteriyor. insan işte heryerde bencilliğini gösteriyor.
Devlet kurumlarındaki ağır aksak ilerleyen gidişi görünce keşke herşey özelleşese de hizmet neymiş o zaman belki görebiliriz diye düşünmeden edemiyorum. Belki bir şeyler değişir....
Memur olmanın getirdiği rahatlıkları istismar eden uyanıklardır. O da bilir; çalışsa da çalışmasa da memurluktan atılma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu. Aldığı paranın hakkını vermek için çabalamaz, uyuklar, işbaşında bolbol çay içer, gezinir vs..
Tüm memurlar böyle mi? Kesinlikle hayır. Aldığı parayı son kuruşuna kadar hakeden birçok memur var. gecesini gündüzüne katıp uğraşan, didinen hatta memurluğun standartlarını aşan insanlar da var.
