Yani kısacası Tanrı sözünden ziyade (ben deistim müslümanlara göre ayetler Allah'ın sözüdür) doğruluğu şüpheli olan ve peygamberden yıllar sonra yazıya geçirilen birtakım sözlere itibar etmek lazım diyen, holy şirk dedirten bir cümledir kesinlikle şüphesiz..
ktc bazen fıkıhta böyle gerekebiliyor, ayeti değersizleştirmek veya kur'an'ı ikinci sıraya koymak için değil. üzerine fıkıh edilecek konuyla en alakalı nass türü hangisiyse o öncelenir. bu da kimseyi zındık etmez. fıkıh usulü ile alakalı bir mesele bu. yoksa bu mutlak bir iddia olamaz zaten. zahiren ayetlerin ayetlerle çelişir gözüktüğü durumlar bile var fakat bunu cem etmek için ayrı ilim dalları var çünkü hepsinin bağlamı ve nüzul sebepleri farklı.
ikincisi, ayetlerin korunduğu ile ilgili ayet hadisleri koruyan neslin mushafın içine koyduğu ve sana ilettiği bir ayet bunu unutma. allah bu işi sahabeye ve onların yolunu takip eden ilim önderlerine nasib etti. hadislerin korunması, kur'an'ın manaen korunması için en büyük vesiledir. birbiriyle çelişen şeyler değiller.
kim demiş 1,5 milyon sahih hadis var diye? şizo musunuz? muhatabını tanımayıp bi de onun adına iddia uydurmak hangi seviye acaba? tüm türleriyle beraber toplam rivayet sayısı 1,5 milyon olabilir ancak. hadis sayısı değil.
500 tane bile sahih hadis yok mu? ben konunun cahiliyim desen daha iyi olurdu. Mükerrer olmayan 4 bin, mükerrer olan 7 bin küsür, hasenlerle birlikte toplam 10 bin civarında sahih hadis var. sen neyden bahsediyorsun? şimdi diğer başlıkta bu meseleyi netleştiricem alıntı bir yazıyla. iyi oldu aslında bahsettiğin.
paganvidio, hz. ömer dönemi bilinir ama senin bilip yazdıkların yanlış.
bizzat hz. ömer ve oğlunun, akrabalarının naklettiği sahih hadisler var. mabadınızdan sallamayın. hayatında bir tane hadis kitabı bitirmemiş veya hadis literatürü tarihi ile ilgilenmemiş adamlara laf anlatmaya çalışıyoruz.
kısacası...
din konusunda kafanız karışırsa, bir ikilemde kalırsanız; allah'ın dediğine değil de kulun dediğine uyun denmiş.
bu lafı kim demiş bilemem ama bu lafı diyene allah "kitap yüklü eşekler" diyor.
unutmadan, bunu ben demiyorum allah diyor. derdiniz varsa gidin cimer'e savcılığa allah'ı şikayet edin, allah'ı mahkemeye verin.
örn: ufacık kız çocuğu, henüz bebekleriyle oynuyor. müslüman'ım diyerek bu kıza nikah kıymak helal diyen ve peygamber böyle yapmış, hadis var diyen sapık, manyak, insanlık düşmanı, sübyancı olsam veya buna izin veren ve dine uygun diyen biri olsam ki yine sapık, manyak, insanlık düşmanı, sübyancı olurum...
elimde ister allah'ın kelamı kur'an olsun, ister ali'nin veli'nin yazdığı hadis vs din kitabı olsun fark etmez; allah bana "kitap yüklü eşek" diyor.
Ben buna kendi açımdan bi son vermek istiyorum, çünkü bu artık " fazla" olmaya başladı...din diye şirk pazarlıyosunuz, farkında bile diilsiniz, başlık tutsun diye yapıyodunuz, yapın, size de günün birinde başka bişey tutturacaklardır...
Son olarak; hz. Ömer zamanında 500 kadar hadis toplandı, sayısı tam bilinmiyor, hz bizzat kendisi okudu onları ve o 500 hadis içinde bile " ihtilaflar" tespit etti !!
Ve dedi ki " elimizde Kur'an varken bizim bu şeylere ihtiyacımız yok!!" <--- bu, bilinir<---!!!
Ama sonradan, 100 yıl filan sonra" hadis " sayısı 500' den, 1,5 milyona çıktı ;;)) <--- bu da bilinir<---...
O 1,5 milyon " hadis" in içinde aklına gelen - ve gelmeyen - her konuda hükümler var... Bu niye böyle?! Ruhban sınıfı oluşturmak için...
Para var o işte;;)) Hristiyanlara bakıp gördüler onu. Adam o paranın arkasında koşmayı bırakır mı?!;;)) hele Türkler;;))..lan Türk, para için anasını reddeder ;;))
Bu da benim ruhbanlık konusunda yazdığım son entry olsun !!
Bırak hadis kitabı yazan alim ulemayı muhammed peygamber dahi kuranı kitaplaştırmayı düşünmemiş hatta kuranı kitaplaştırmak isteyen Ömere, ben peygamberin yapmadığı şeyi yapamam, demiş ebubekir. Anlaşılacağı üzre ayeti hadisi tartışmaya gerek yok. islam dini bile öyle gelecek kuşaklara yol göstersin dünyaya yayılsın falan gibi düşüncelerle formülüze edilmemiş peygamber tarafından. Beklenmedik şekilde arap devletinin sınırları çok genişleyince halifeler bu geniş coğrafyayı yönetebilmek için detaylı bir dine ihtiyaç duymuşlar. Bu sebepten kuran kitaplaştırıldığı gibi ciltler dolusu hadis kitapları çıkmış ortaya. Velhasıl kelam bunlara takılmaya gerek yok. Her şey insan yapısı insan yazması. Ortada bir din yok gökten inmiş olan.
o videoda cübbelinin söylediği konu ile sonrasında yazılan ayet aynı konuya temas etmiyor. cübbelinin söylediği konu bazı ayetlerin hadislerce açıklanması gerektiği durumlara işaret ediyor ki işte burası dinin ihtisas alanıdır. yoksa onların örnek olarak verdikleri ayetin işaret ettiği: manası açık ve sarih olarak bildirilen hükümler ile alakalı değildir. peki bize: bize kuran yeter, dinde hadislere lüzum ve yer yoktur diyenlerin uygulamaları ne diyor? namaz kılmak diye bir şey yoktur. namaz vakti girince dua etsen yeter. yada 5 vakit yoktur 3 vakit kılsan yeter. ne şimdi bu? bunların yaptığı ne biliyor musunuz? o bu videoda bize örnek olarak gösterdikleri ayete uymamak ve kuranı değiştirmek. zaten bu yüzden hadis inkarcıları hadisleri Hz peygamberin sünnetini inkar ediyorlar. maksatları Kur'an'a uymak olsa kuran diyor ki;
Peygamber size ne verirse artık onu alın, sizi neden yasaklayıp sakındırırsa artık ondan da uzaklaşın ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah’ın, cezası (ikâbı) pek şiddetlidir. haşr / 7
[Not: Bu ayet Hz. Peygambere hüküm koyma yetkisi verildiğini bildirmektedir.]
peygambere uymak nedir? sünneti seniye ve hadisi şeriflerdir. kim bunları inkar ederse Kur'an'ın apaçık emrine karşı gelmiş olmaz mı? el cevap: evet. o kişi peygamberi inkar ile dinden çıkmış olmaz mı? el cevap evet dinden çıkar. çünkü kuranı inkar etti. Allah'ın emrine uymadı. Allah Kuran'da peygamberime uyun diyor, bunlar kalkmış hadisleri sünneti Hz peygamber aleyhissalatü vesselamı devre dışı bırakmaya uğraşıyor ve diyorlar ki biz kuran müslümanıyız kurandan başka bir şey tanımayız. arkadaşlar öyle bir din yok. islam kuran ve sünnettir. hadisler de sünnetin içindedir. hiç kimsenin hadisleri dışlamaya hakkı hukuku yok. bunu yapan islam dinini bozmaya kalkmış olur ki o verdikleri ayetin hükmüne girerler. bak o örnek verdikleri Yunus suresi 15. ayetin genişletilmiş manası ne diyor;
Abdullah-Ahmet Akgül Meali:
Onlara (münafıklara ve inkârcılara); apaçık belgeler olan ayetlerimiz okunduğu zaman, (günahları ve din tahribatları nedeniyle) Bizimle karşılaşmayı (ve huzurumuza çıkmayı ummayan ve) arzulamayanlar: “(Bu hükümler ve haberler bize ağır geliyor) Bundan başka bir Kur’an getir, veya (nefsimizin hoşuna gidecek şekilde) Onu değiştir” derler. (Ey Resulüm!) Onlara de ki: “Onu (Kur’an’ın apaçık hüküm ve haberlerini) kendi nefsi tahmin ve tedbirimle değiştirmem asla olacak şey değildir. Ben sadece Bana vahyedilene tâbiyim. Eğer Rabbime isyan ederek (Kur’ani haber ve hükümleri değiştirir ve yanlış mana verirsem) gerçekten büyük bir günün azabından korkup çekinirim.” Yunus/15
bak kendi örnek verdikleri ayetle yakaladım onları.
demekki bunların derdi ve esas meseleleri neymiş? kuranı değiştirmek. sünnetin ve hadislerin üzerinden oynamalarının gerçek sebebi bu. sakladıkları gerçek bu. bunlar kuranı değiştirmek istiyorlar. birinci etap hadisleri ve sünneti inkar. 2. aşama kuran meallerini değiştirmek ve ayet manalarını canların istediği şekle sokmak. namaz Hac oruç zekat gibi emirleri iptal etmek. zina faiz içki kumar v.b. yasakları kaldırmak. yani Yahudi ve Hristiyanlar gibi önce kitabı sonra dini budamak. Allah'ın hükümlerini iptal etmek. dinler arası diyalog projesine göre yeni bir din ihdas etmek. gerçek amaç bu. işte bu yüzden hadislere saldırıyorlar. Allah topunun belasını versin. kim hadislere saldırıyorsa Allah'ın gazabı laneti belası üzerlerine olsun. bu projenin arkasında önünde kenarında köşesinde kıyısında kim varsa, kim bunları finanse ediyorsa, kim bunlardan nemalanıyorsa, kim bunlara maşalık tetikçilik yapıyorsa kim bunlara arka çıkıyorsa sahip çıkıyorsa koruyor kolluyorsa hepsinin Allah tek tek tek cezasını versin. vercek de, yakın..
arkadaşlar bu işlere bulaşmayın. bakın çok açık seçik net bir şekilde ifade ediyorum: dinle uğraşmanın cezası büyüktür. Allah canınızı yakar gözünüzün yaşına bakmaz. cahilsiniz, bu işlere girmeyin bulaşmayın dertsiz başınıza dert açmayın bunlara uşaklık yapmayın. karışmayın. bilmediğiniz işlere burnunuzu sokmayın. dinsizlerin din düşmanlarının münafıkların kâfirlerin deistlerin ateistlerin masonların siyonistlerin ve bunlara hizmet eden o prof unvanlı ilahiyatçı yada hoca geçinen modernistlerin gazına gelmeyin sakın. bak tekrar tekrar söylüyorum Allah canınızı yakar hiç anlayamazsınız. cenabı Allah dininin sahibidir. ona uzanan elleri kırar meydanı boş bırakmaz..
birinci entry deki o iki ayet görünürde tezat ve tenakuz ve zıtlık içerse de esasta insanın her iki haline de işaret eder. bunda çelişki yoktur çünkü insanoğlunda her iki sıfatta mevcuttur. bu örneği özellikle verdim ki bilmediğiniz işlere burnunuzu sokmayın diye. buna benzer pek çok ihtisas gerektiren konu var. kardeş, bilmiyorsan din alimi değilsen konuşma. karışma. bulaşma. geri dur..
"And olsun ki biz âdemoğullarını şan ve şeref sahibi kıldık..." (isrâ, 17/70)
"... Gerçekten insan çok zalim, çok cahildir." (Ahzâb, 33/72)
buyur ikisi de ayet. birinde insan için şanlı şerefli diyor, bir diğerinde zalim ve cahil. peki bu durumda nolcak şimdi? insan bu nitelemelerden hangisi? evet, bu durumda hangi ayete göre hareket edilecek şimdi? çok bilmiş din profesörleri cevap verin..
kedi memduh, nasıl belirlendiğini merak ediyorsan belirleyenlerin hadis usulünü okuyacaksın. sonra daha sağlıklı bir tartışma olacak. bilmediğin şey hakkında nasıl böyle fikir yürütüyorsun anlamak zor. adamların zaten kendine güveni olmasa, kötü niyetli olsalar, hassasiyet sahibi olmasalar usullerini/metodolojilerini açıkça ortaya koymazlar.
kur'an değişmediyse bunu hem kur'an'ı hem de hadisleri ileten, hepsini ayrı ayrı kayıt altına alıp ezberleyen sahabeye borçlusunuz. kur'an ayetleri manaen değişmiyorsa bunu peygamberin sünnetine ve ashabının icmasına borçlusunuz. sünnet korunmadan kur'an korunamaz. fiziken korunur fakat bağlam olarak her şeye açık hâle gelir. hüküm çıkartılamaz olur.
kimsenin paralel bir din ürettiği veya bunu amaçladığı filan yok saçmalamayın olm ne üçlemesi ne hıristiyanlığı ya. sen peygamber zamanında yaşasan dini nasıl öğreneceksin? peygamberin iki dudağı arasından çıkan her şeye bakarak. tüm fiillerini gözlemleyerek. bu kadar basit. vahiy elçinin beyan ettiklerinin tümüdür.
"Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur." (nisa, 113).
ne hikmet? sünneti. nübüvvet ilmi. allah o zaman sizin mantığınıza göre kitabı eksik bulmuş ki hikmeti de indirmiş deyip saçmalayalım mı? kitap ve hikmet bir bütün olarak vahiydir nesini anlamıyorsunuz daha. peygamberin allah'ın iradesinden bağımsız bir hüküm koyduğunu iddia eden de yok. allah'ın razı olduğu her şey kitapta geçmek zorunda değil. şunu artık o kalın kafalarınıza bi sokun. bunun cübbeli gibi şarlatanlarla bi alakası yok.
araya sokulmaya çalışılan tüm uydurma hadisler zaten tek tek tespit edildi ve ayıklandı tarih boyu. bunu da hadis uleması yaptı zaten. sahihleri toplayanlar yaptı. peygamber adına yalan uydurmanın hükmünü hepsi biliyor merak etmeyin. adamların çabasının farkında olsanız şapka çıkartırsınız ama niyetiniz bozuk çoğunuzun. araya kaçmış bir şey yok. islam ümmeti salak değil. tarih boyu bu bilgiler sürekli her nesilde kritik edile edile geldi bu zamana.
hadiscilerin tek argümanı namaz filan değil. daha önce de yazdım. hiçbir ibadeti yapamazsın sen hadisler olmadan. islam'ın birçok muamelat hükmü, itikat meseleleri, ahlak ve davranış konuları vs hep hadislerle geldi. osurunca abdestinin kaçtığını bile anlayamazdın hadisler olmasa. bakara suresindeki ayette orta namazı diye geçiyor vakit. hadi vaktini belirle tek başına? öğlen namazı mı ikindi mi? sabah namazı bile diyen var. namazın rekatları, hangi vakit kaç rekat nerde hani kur'an'da?
islâm'ın ortaya koyduğu bütün dinî ve şer'î hükümler, kitap ve sünnetten alınmıştır. Bu kaynaklardan başka hiçbir esastan ve kanundan, islâmî bir hüküm alınmış değildir.
Bu iki temel kaynaktan ayrı, Kıyâs ve icmâ' adında, iki şer'î delil daha vardır ki, bunlar asıl itibariyle müstakil kaynaklar değildir. Kitab ve Sünnete râcidirler. Şu halde islâmî hükümlerin hepsi, Kitab ve Sünnetten çıkmıştır.
Peygamberimizin söylediği sözlere ve yaptığı işlere Sünnet denir. Bu da üç kısma ayrılır:
a. Kavlî sünnet,
b. Fi'lî sünnet,
c. Takrirî sünnet...
Peygamberimizin sözlerine Kavlî Sünnet; işlerine Fi'lî Sünnet; Sahâbelerden birinin söylediği bir sözden, yahut işlediğini gördüğü bir işten, onu men'etmeyip susmalarına da Takrirî Sünnet denir.
Bunların hepsine birden Hadîs denebilirse de, bu tâbir, bilhâssa, Peygamberimizin sözleri (Kavlî Sünnet) için kullanılır.
Peygamberimizin sünneti, şer'î delil olan Kur'an'dan sonra mühim bir asıldır. Sünnet, Kur'an'daki dinî hükümlere bir açıklık ve tefsir getirdiği gibi, Kur'an'da olmayan yeni hükümler de koymuştur.
