yakın bir geçmişte haydarpaşa tren garı'nın da içinde bulunduğu yarımada ve haydarpaşa gümrüğü'ne kadar olan kısım için(yanlış bilmiyorsam) bir "otel" fikri peyda olmuştu kimilerinde. ve fakat mimarlar odası, bu durumda şehrin tarihi dokusunun bozulacağını ve bunun da kabul edilemez olduğunu söyleyerek onaylamamıştı projeyi...
derken bir pazar günü, belediye çalışanları(belediye çalışanları haftasonu izinli olurlar, belirtelim), haydarpaşa tren garı'nın, çatısında tadilat-bakım-onarım yaparken kazara yaktılar o güzelim binanın çatısını. ama nasıl yanıyor çatı, görmeyin... hani üzerini vernikle cilalasan bu kadar güzel yanardı. e be amın oğulları, ağzını siktiğimin ibneleri ne istediniz? hasretlerimin ve vuslatlarımın temsili olmuş, yakınlarından her geçişimde ömrümün bir karesini, misafirhanesinde ağırlamış bu gardan ne istediniz?
(bkz: yangından nemalanmak) sadece bizim milletimize düşünmek istemeden yaftalamaya alışkın milletimize ait bir özellik.istanbul a yapılan bunca hizmeti görmezden gelmek çıkan bir yangını (yangın anasını satayım yangın lan bu)bir belediye baskanına fatura edecek kadar kapasiteli olmak ta bize ait.
zaten bilinen birşeydi. planlarını bile çizdirmişti bir firma *grubu.Manhattan olacak ya kadıköy , ama haydarpaşa tüm ihtişamıyla orada duruken mümkün değil değil mi ? hafızaları biraz zorlarsak anlanabilecek şey. ama pardon biz herşeyi unutan bir halktık değil mi?
