basın ve yayın kuruluşlarının takım tutar gibi partili ya da muhalif olması meşruiyet kazandığından beri görülen durum. isteyen istediğine istediği açıklamayı, yaptırıyor, istediği gönderiyi attırıyor. herhangi bir kaynak zorunluluğu yokmuş gibi "haber doğru da olsa yanlış da olsa" metodoloji ve meslek etiğinden uzak sunuluyor.
pek kimsenin umrunda değil elbette bunlar ama en komik ve sahtekarca habercilik "ileri sürüldü" haberciliğidir. bu yüklem ile istediğiniz şeyi haber yapabilirsiniz. ister muhalif ister muktedir cenahta olun ama bu işin bir usulü var.
bunun yanında dinamik metin şerhi hususu vardır ki türkiye gibi 3. sınıf basın-haber ülkelerinde umursanmaz.
yapısöküm adında bir şey vardı bir zamanlar, derrida adlı bir filozofun mimarı olduğu bir metot. bugün kullanılan bütün politika ve basın dilinin, üslubunun, yorumunun, sunumunun ve yayımının ana metodolojisinde büyük bir yer işgal eder. ve dinamik metinlere uygulanması foucaultcu çerçevede herhangi bir güç tekelinin istediğini istediği gibi sunabilmesi demektir.
bu tür yorumları çıkıp yapacak bir politikacımız, gazetecimiz veya basın organımız olmadığı için ve bunları öğrenme veya öğretmede de herhangi bir çaba olmadığı için futbol tribünlerindeki üslupla yürütülüyor her şey. köşe yazarlarının zaten hali harap. kahvehane ağzıyla yazıyorlar. yazık ama daha çok trajikomik ülke
"Kolay" kelimesini kullanmam ben. "Yalpak" kelimesi daha doğru. Çünkü şikayet ettiğin şeyler tamamen o kalemlerin arkasındaki sözde habercilerin yalpaklığı. Kapı gidi hala haberinin peşinde koşan. Bunun için hapiste yatan onlarca haberci varken haksızlık oluyor kolay demek.