her ne hikmetse nerdeyse birbirinin tıpkısı konuşmalardır.(eski adıyla: günün mana ve ehemmiyetini belirten konuşma)
Giriş gelişme ve sonuç aynı teranedir. Bir gün böyle bir konuşma yapmak zorunda kalırsanız mümkünse aydın havası olsun.
kişisel tarihim en absürt anını yaşatan konuşma:
bir nedenle yapmak zorunda olduğum konuşmanın metni, belediye başkanı "ben ne diyeceğim şimdi bana verin siz bi şeyler." dediğinde benim konuşmam haberim olmadan başkana verilmişti ve ben bunu sıramı beklerken benden iki dk önce kürsüye çıkan başkanın konuşması sırasında şaşkınlıkla ve dumurla fark etmiştim. doğaçlama yapmak zorunda kalmış klişe bölümle için "sayın başkanımızın da değindiği gibiiii..." demek zorunda kalmıştım, kendimi de aziz nesin öyküsü kahramanı gibi hissetmiştim.
2 gün önce ilk defa bu kadar yakın bir arkadaşını kaybetmenin üzüntüsüyle, hem de kendisinin kullanmadığı bir araba kazasında ölmesinin acısını yaşarken kaç kelime sıgdırabilirki insan.
söylenebilecek En güzel olumlu cümle : Ölenle ölünmez, hayat devam ediyor.
genel de anne kişisinin sabahın kör karanlığında yapmış olduğu konuşmalardır. siz odanızda, o mutfakta konuşmayı sürdürür. genel de hedef siz ve sizin dağınıklığınızdır. ve kimsenin sizi kendine karı diye almayacağı ile ilgili uzun ve sıkıcı bir nutuktur.
siz koridordan yavaşca çantanızı alır ve sessizce süzülürsünüz evden.