aslında her dönem insanların en büyük sorunu "aşağılık psikolojisi" olmuştur. bunu rahmetli muhterem freud hocamız keşfetmiştir. nur içinde yatsın iyi insandı. insan tamamlanmamış aşağılık bir varlıktır ve bunla yüzleşebilecek cesareti bile olmadığı için değerler edinerek hiçliğini gizlemeye çalışır. zaten bir şeyleri kutsama doyumsuzluğumuz açlığımızın göstergesi. hepiniz hiçsiniz. ve bir gün bunla yüzleşince değersiz et yığınına dönüşeceksiniz.
yetinememesi. elindekinin güzelliğini görmüyor hep bir adım öteyi arzuluyor.
para kazaniyor daha fazlasını istiyor. seviyor daha fazlasını istiyor. sevişiyor ama daha fazlasını istiyor. huzurlu ama daha fazlasını istiyor.
böyle mutlu olunmaz.
üstteki antik mezardan çıkan bir kap.
Kaba monte edilmiş 6 tane ejder başı..
Kabın dış yüzeylerinde kanatlı at figürleri..
zor bir malzeme eldeki imkanlarla muhteşem işlenmiş..
Hayal dünyaları geniş.
yokluk içinde sanatın şovunu izliyorsun.
alttaki
Şimdiki kap.
hayal gücü sıfır.
sanat desen eksi sekiz..
ruha dokunan hic bir şey yok , diğer şeyler gibi.
iş görsün , hızlı tüketilsin, maksat..
varlık içinde bu kadar yokluk..
lafın tamamı deliye anlatılır.
herkes kendine göre bir şeyler çıkarır artık anlatılandan.
Sürekli yalnızlığın getirdiği kronik bencillik ve bu yalnızlığı sosyal medya üzerinden gidermeye çalışmak. Yalnızlık bir zehir gibi ya da bir uyuşturucu. Bir kez tadını aldığında geri dönemiyorsun. insanların, sadece senin istediğin ve izin verdiğin kadar senin hayatında olabilmelerini seviyorsun. Bir filmde "istanbul bir tanıdığımızın çocuğu gibidir, onu severiz ama ağlamaya başladığında bırakıp gitmek isteriz." diyordu. Ben de insanlar için söylüyorum bunu. Konuşmasını sevdiğimiz insanın susmasına katlanamıyoruz. Yüzünü sevdiğimiz insanın vücudunu beğenmiyoruz. Bir şeyi bütünüyle ve her şeyiyle sevme yetimizi kaybettik, unuttuk bunun varlığını. Bu yüzden sadece kabul edilebilir olanları hayatımıza sokup geri kalanı için acı çekiyoruz. Yeni yüzyılın hastalığı bireyselliktir. Toplumun en büyük düşmanı. Özgürlük getirdiği için tutkunu oluruz ama yalnızlık getirdiği için acı içinde kıvranırız. Sonu olmayan bir döngü.
insan olmayı unutmuş olmamız sadece kendi çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmemiz ve buna bir şekilde zorlanmamız. Paylaşmayı unutmuşuz dertlerimizi, sevincimizi, hayatımızı bu yüzden kendimizde ve eğittiğimiz yeni nesillerde yol açacağımız sadece boşlukta boşluk dolduran bir canlı parçası olacak canlılar. En önemli olan kendini eğitmektir kendini eğitebilen zaten birilerinide eğitebilecek insanların olmasına yol açacaktır.
(bkz: öğretmenler)