saçma sapan konuşan birine "sen ne diyon yapram" deme isteği duymak ve diyemeyip içinden büyük puntolarla alt yazı geçmek.
evet zaman zaman sanırım sözlük mağdurlarının ortak sorunu. allah başka dert vermesin.
+ merhaba, naber?
- (bkz: nasılsın yerine naber diyen insan modeli)
+ sen iyi misin?
- ama mavi ekran veriyorum sanırım.
+ deli misin yahu?
- sen kaç beni tanıdılar.
+ bence sen çık sözlükten.
- off line off...
günlük hayatın içinde, sözlük formatına uygun kelimeler seçerek konuşma durumudur. hal böyle olunca , günlük hayattaki kişiler sabit kalırkene kelimeler değişir ve ortaya komik bir durum çıkar.
ör : bizim ceki hasan ın arkasından konuştu mu sorunsalı
ör : güvenlik murat ın mustafayı sevmeme nedenleri
ör : ben bu yazıyı bizim bakkaldaki aslan abiye yazdım
anne: çocuğum bakkala gidiver de bi ekmek alıp gel.
çocuk: yine mi anne yaa! hala bakkaldan alışveriş yapan aile sorunsalı.
anne: soru falan sormadım, ekmek al gel, dedim.
çocuk: bkz. yaran yanlış anlamalar
anne: yardırma kafanı şimdi! altı üstü ekmek alıp geleceksin! geliyor terlik!
çocuk: smile was here.
ben bilmiyorum, nasıl konuşmak
okudum yarıldım.
bu başlık ve entryler gerçekten mizaha nobel.
elleri dert görmesin yazanların.
bakişlarınız kötü, bu adam dalgamı geçer ifade görüyorum gözlerinizde.
nasıl inandırsam. (bkz: )allah mushaf çarpsın ki doğrudur hislerim.
hemen hemen hergün kullandığım format türevi. ağzımdanda kaçsa söylüyorum napim. şimdi arkadaş, herşeyden önce bu insanın elinde olmayan bi durumdur. sözlük formatına uyacaz diye kasım kasım kasılıyoruz yazarken. e haliyle bu kadar kasılmadan sonra yazarın günlük hayatına yansımasıda kaçınılmaz oluyor. işin kötü tarafı o kadar çok sözlüklerden bihaber arkadaşım var ki. hepsine olayı anlatmaya kalksam ebem sikilir. mesela geçenlerde arkadaşımın çok manalı bi özdemir asaf sözlemine * ''ooooooo önünde saygıyla eğilmeme sebebiyet vermiş, bu diyarları terk etmeme neden olmuş, beni benden alan bi özdemir asaf dizesi idi sanırım değil mi? diye teyit etmeye çelışırken arkadaşın tepkisi;''evette, hayırdır ne ayaksın o laflarda neydi öyle? olm sen eskiden böyle değildin, yeni icatlarmı çıkarıyosun, söylediklerinden zaten bi bok anlamadım'' diye tepkisini dile getiriyordu ki! ağzımdan bide (bkz: karşıdakini anlamayan insan modeli) bkz' si çıkınca tam tav oldu. aslında iyi mi? kötü mü? karar veremedim. sanırım optimist açıdan ele alındığında yaptığımız işe ne kadar saygılı ve bağlı olduğumuzu gösteriyor. ha tabi ki ''ne var lan bu kadar kendini kastırıyon'' diye adama söylerler hani yakın çevren, arkadaşların falan filan. benim neznimde önemli olan yaptığın işte ne kadar başarılı olduğundur, değer verdiğindir. seviyorum sözlük'te zaman geçirmeyi. e napalım haliyle günlük konuşmalarada yansıyor bazen.
+oğlum şu kumandayı ver bakim.
-an itibariyle getiriyorum baba.
+ne diyon evladım, ne itibarı, koş kezbanı çağır bana.
-ya baba aşk olsun bilmiyo musun sen kezban isminin sözlük'teki halini.
+yavrum n'oluyo size, adını kezo koydum, ne diyem mahmut mu diyem.
-vaaaaay baba, sen de mi ? *