doğurganlık oranı demek korunmamak, korunamamak oranı demek. bizim ülkemizde cinsel ilişkide korunmak ve aile planlaması sadece kadınların üzerine yıkılmış bir yük gibidir. erkekler korunmazken kadın gerek iğne gerek ilaçla vücuduna hormon almak zorunda kalır. hiç olmadı spiral taktırır, adet kanamasından ölür.doğu ve güneydoğuda az sayıda çocuk doğurmak bile bir sosyal statü yeri belirlerken klavye başında ahkam kesmemek gerek. doğu ya da batı, onlar bizim kadınlarımız. hayvana benzetmektense o bölgenin sosyal ve kültürel yapısı ile erkeklerinin tutumlarını araştırmak gerek.
edit: sen eksiledin diye bu gerçek değişmeyecek. kondom kullan.
aslında iç ve batı anadolu'dan daha düşüktür, ancak yöre insanı korunma konusunda bilinçsiz olduğundan bu sonuç ortaya çıkmaktadır.
not: öyleki özellikle 1940'larda bulgaristan'daki türk azınlıkta ortalama çocuk sayısı 9'du ve bulgar yönetimi sindirme yoluyla bunu azaltmaya çalıştı, türk köylerine doğurganlığı azaltmak için bazı operasyonlar yapıldığını çok dinledim büyüklerimden.
dedem 13, babaannem 9, anneannem 10, öteki dedem 8 kardeştir. babam ve annem ise 3'er kardeştir. kadınların doğurganlığı mı düştü hayır, sadece bilinç oluştu.
çoğalıp aileyi ve aşireti kalabalık tutmak, bu kalabalık ortam sayesinde statü ve prestij elde etmek üzerine kurulu olan erkek egemen sistemin kadın üzerindeki baskısını ifade eden orandır.
bahsi geçen güneydoğu anadolu bölgesinde geçim tarım üzerine ve dışarıya gönderilen tarım işçileri üzerine kurulu olduğu için kalabalık aile aynı zamanda iyi bir gelir kapısı da sayılır.
eğitim, sanayi ve yatırımla bu oran normalleşecektir. ama bu epey bir zaman alacaktır.