düşünüyorum düşünüyorum bir bok çıkaramadıgım eylem. hani durduk yere gülenlere deli derlermiş ya yalandır efendim, insan istediği zaman istediği konuya gülmelidir. tabi ististanları da yok değildir. hayat kısa eğlenmene bak demicem, herolayın sonunda yüzünde gülümsemeyi eksik etmeyeceksin arkadaş güleceksin.
yitik egolar olarak algılanıyorsa insanlık, her şeye gülmeye başlarsınız. gerçek gülme de budur zaten; kahkahalarla, anıra anıra, dakikalarca gülersiniz. şansınız varsa gelir geçer bu algılayı biçimi, delirmezsiniz. ama çizgiyi geçince bu kez size gülmeye başlarlar; ya delirmekten korktukları için ya da objet a'dır sebep... kim bilir?*
yemek, içmek ve hatta ağlamak kadar yararlı ihtiyaçtır. insanın içini kıpır kıpır eden eylemdir aynı zamanda. Bazen olur ki ince bir çizgi halinde belirir yüzümüzde o zaman tebessüm adını, bazense tüm yüz kaslarımızın ağrıtacak kadar sesli çıkar bu da kahkaha adını alır. Bir bakarsınız o tebessüm karşıdakinin bir derdinin dermanı oluverir, bir anlıkta olsa hayata bağlar. Belki de bizden çıkacak bir kahkahayı sabırsızlıkla bekleyenler vardır. Hayat bazen gülmeye müsade etmez. bir bakmışsınız gülmeyeli, içten bir kahkaha atmayalı epey bir zaman olmuş. bu uzun süre hayattan hep büyük şeyler beklentisi içinde olmamızdan, yani illa gülmek için çok fazla şey beklediğimzidendir her halde. Selam verirken bile bir tebessüm, hem bize hem karşıdakine bir ilaçtır kim bilebilir. bilimsel de bakacak olursak günde on beş dakika gülmek kalbe pek iyi geliyormuş. *
araştırmalara göre "gülmek" memelilerin arasında sadece insana ait bir özellik. memelilerin tümü korktuklarında ve kendilerini koruma ihtiyacı gösterdiklerinde dişlerini gösteriyorlar. insanlar ise gülerken dişlerini gösteriyor. korktuğumuz ve kendimizi korumak istediğimiz anlarda mı diş gösteriyor yani gülüyoruz? düşünmeden edemiyor insan.