güler zere

entry261 galeri7
    51.
  1. sözlükte ne kadar terör ve terörist destekçisi insan var, onu bize göstermiş mahkum.

    iyi bir tetikçi, sevilmesine şaşırmıyorum. ama ölecekse, ölür. ''sayın zere, aldığı kellelerin bedelini ödüyor'' desem çok terbiyesizce bir açıklama olurdu, milyonlar tepki gösterirdi.

    o yüzde şöyle diyelim, devrim tutsağı, sizin deyiminizle gerilla, katil, ocak söndüren... şuan aldığı canların bedelini ödüyor.

    türkiye cumhuriyeti devleti yüzünden değil, hayat birgün herkese ödetecek diye.

    hee şunu da söyleyeyim, tedavisinin dışarıda yapılmaması hukuksal bir hatadır, normalde olmaması gerekir.

    ama hukuğun, adaletin amına insan öldürerek binlerce defa koymuş biri için nasıl bir adalet yankısıdır bu?

    sen adaletin, hakkın, hukukun içine sıç, kanunları çiğne, insanları öldür. adına da devrim de.

    sana yapılınca bu hak mı, hukuk mu?! ağalar paşalar çay bahçelerinde diye ağla. kendi düşen ağlamaz.

    canlarım benim ya!..

    biz bu mesele için 86 senedir direniyoruz! ne hacısı, ne hocası, ne avrupalısı, ne de teröristi, eşkıyası bizi bölemedi.

    direniş bitmeyecekmiş. seninki bitmez de, benimki biter mi ulan?! benim mücadelem emperyalistlerle; kıçınıza don, üstünüze kamuflaj verenlerle.

    sen ister polise taş at, ister molotof at. kendine devrimci de, kendini bi sikim zannetmeye devam et.

    benim mücadelem yıllara meydan okuyor.
    17 ...
  2. 52.
  3. cesuryürek çıktı, özgürlük ayağa düştü.
    ipini koparana, teröriste, katile, dolandırıcıya sakız oldu ben ona yanarım.****

    edit: eksileyen arkadaş biiiiiiip!

    edit 2: vazgeçtim, biiiiiiip!
    10 ...
  4. 53.
  5. hiçbir şehidimiz için başlık açılmayan sözlükte, altına 76 ileti girilen bölücü karakter.
    dağda canla başla bizim rahatımız için savaşıp şehit düşmüş bireye bir ileti dahi yazmayacaksın, bölücü hain karaktersizlere özgürlük diyeceksin. yazık sözlük yazık, sana da bana da.
    4 ...
  6. 54.
  7. --spoiler--
    güler zere'nin beter olması gerektiğini düşünenlere sözüm yok. zihinlerini "ama.." ile kuranlarla, insan hayatı değerini bu "ama"larla belirleyenlerle...onları siktir et.

    benim sözüm güler zere'nin haksız bir muameleye uğradığını düşünenlere, karşı karşıya bırakıldığı muamelenin insan haklarına aykırı olduğunu düşünenlere;

    ne bekliyorsun bir ses çıkarmak için, güler için toplu çıkarılan tek ses olan, her cuma 19.30'da, taksim meydanı'ndan galatasaray'a yapılan yürüyüşe katılmak için? veya tüm illerde yapılan eylemlileklere en azından ellerinle bi alkış tutmak için?

    ne bekliyorsun?

    ölmesini mi?

    "sadece kötülerin nefret dolu sözleri ve hareketleri için değil, iyilerin dehşet verici sessizliğinden ötürü de bu nesil pişmanlık duymalı."
    --spoiler--
    6 ...
  8. 55.
  9. türk ordusunun şerefli mehmetçiğini katlederken bizim kadar insan olamamış, ben bunlara sıkıyorum ''ama''... bile diyememiştir. onlar insan değil miydi? onların ki hayat değil miydi? değilmiş ki öldürmekten çekinmemiş. insandan saymamış.

    o halde siktir ettim gitti. o zaman bana ne. hayat sana ne kadar kolaysa, bana da o kadar kolay. ben de saymıyorum insandan bu katili. insan olana insan diyorum. katil ne zamandan beri iyiliği temsil ediyor?

    3 kuruş maaşa çalışan askerin ocağını söndüren bir kadın ne zamandan beri iyiliği temsil ediyor?

    dünyanın neresinde katil olmuş bir insan iyi insan oluyor?

    bırakın abicim bu işleri.
    6 ...
  10. 56.
  11. hapishaneye tatile gitmişde, hesabı ödeyemediği için rehin alınmış gibi feveran edilen terörist. mehmet de ölmek istemiyordu... hukuk , insan hakkı diye konuşan, hak hukuk bilmez vatansız cahil caniler kıydılar ona. üstelik mehmet in davasıda davaydı hani, vatan....
    6 ...
  12. 57.
  13. Hak isteyenlerin terorist oldugu ve hapislerde olume mahkum edildigi, Ergenekon balonunda goz altina alinan "buyuk ba$larin" bir sure sonra "ce$itli raporlarla" salindigi ulkede, merhamet degil, adalet isteyen, olume mahkum guzel insan..
    6 ...
  14. 58.
  15. 59.
  16. tedavi hakkı elinden alınmış olmasına yönelik beyan edilen fikirlerin haklı olduğu ancak, hakkındaki devrimci, nefer gibi ithamların kesinlikle kabul edilemez olduğu, vatandaşa ve emniyet birimlerine kurşun sıkma gafletinde bulunmuş terörist.

    kendisi bir çiçek değil, vatan hainidir.
    6 ...
  17. 59.
  18. asmayıp, beslediklerimizden. neyse, eceliyle geberiyor.
    5 ...
  19. 60.
  20. Bugün bir ameliyat daha geçirecek olan devrimci tutsak. Dün kendisini görememiş olsam bile bulunduğu hücrenin penceresinden geçmiş olsun güler abla diyebildiğim ve bunu duymuş olması şahsımı sevindirmiştir. Balcalı hastanesinde kendisi için kurulan standı herkes ziyaret edebilir. refakatcılarından gerekli bilgileri alabilirler. Aynı şekilde ziyarete gelenlerin kendisi için tutulan bir deftere duygularını yazabildiği gibi...
    3 ...
  21. 61.
  22. en sevmediğim alandır, böyle konularda yazmak, nedeni kendim ile ilgili sanırım, çünkü bu tarz konularda kendi yaşamımda ve bir başkasının yaşamını yorumlamada demologluk yapmadan işin içinden çıkmak nesnel bir durum olmıyabiliyor genel olarak.

    neyse sonunda yazıyorum işte ve söylemek istediklerim şunlar, bu kadın ölecek hastalığı artık geri dönülemiyecek bir noktaya gelmiştir, bu noktadan sonra insana ölme hakkını vermek vicdansız insanlardan beklenecek bişey midir, (bak ya yine yazamıyorum)

    ya allah belanızı versin açıkcası, bu kadın onuru ile ölüyor en anlamlısı bu, sizden medet uman sizin gibi olsun.
    7 ...
  23. 62.
  24. --spoiler--
    Malatya 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanarak hakkında müebbet hapis cezası verilen Zere'nin,

    1993 yılında Tunceli'nin Çemişkezek ilçesinde 2 vatandaşın öldürülmesi,
    1 emniyet bekçisinin şehit edilmesi,
    Hozat ilçesinde askeri konvoya ve jandarma karakoluna silahlı saldırı düzenlenmesi olayında aktif görev aldığı belirlendi.

    Terör örgütü üyesi olmak ve eylemlere katıldığı gerekçesiyle yargılanan Zere'nin,

    1994 yılında da Tunceli'nin Pertek ilçesinde 3 askerin şehit edilmesi,
    7 vatandaşın öldürülmesi,
    Ulukaya köyünün yakılması,
    2 silahlı çatışma olaylarında bulunduğu da tespit edildi.

    Zere'nin yakalandığı yıl

    1 vatandaşın öldürülmesi,
    5 kişinin kaçırılması,
    Hozat ilçe Jandarma Komutanlığı'na saldırı düzenlenmesi olaylarına da katıldığı belirlendi.

    Cezasının infazının ertelenmesi konusunda hakkında çeşitli kampanyalar düzenlenen Zere, 1995 yılında Tunceli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyon sonucu yakalandı.

    --spoiler--

    ne imiş? ne imiş?

    hav hav hav hak tu yaaa.

    Köpek.
    6 ...
  25. 63.
  26. tüm intikam ve nefret güdülerinizi 1 dakika papuçluğa kaldırın. şimdi daha insancıl düşünüyorsunuz değil mi? evet. o zaman hükmümüzü verelim:

    bu insan ölümcül bir hastalıkla boğuşmaktadır. sayılı ömrü kalmıştır. bırakın da rahat ölsün.

    ayrıca güler zere, akp'nin insan haklarından ne anladığına dair bir turnusol kağıdı olacaktır. eminim türkan saylan'daki hataya düşmeyeceklerdir.
    3 ...
  27. 64.
  28. kanunen cezaevinde tutulması yasak olan devrimci.yasalara göre yaşamı tehlikeye sokacak durumlarda mahkum serbest bırakılır , sağlık durumu düzelince geri içeri alınır.ne suç işlemiş olursa olsun bir insanın en temel hakkı olan yaşama hakkını elinden almak suçtur.
    1 ...
  29. 65.
  30. Bugüne kadar yaşadığı sıkıntı hakkında hiçbir şey duymamış olduğum için utandığım insan.

    Altında Türk Tabipleri Birliği gibi alanında merkezi ve bilimsel bir kurumun başta olmak üzere bir çok bilim insanının imzası olan şu acil çağrıdan çıkan bir sonuç şudur:

    Artık tıp biliminin güler zere için yapabileceği bir şey yoktur. bir insan olduğu kabul edilerek verilmiş cezayı bir insan olarak sürdürmesine yardımcı olunamıyorsa demek ki artık o cezadan muaf olmalıdır. güler zere'nin artık bilimsel ve toplumsal kurumlar yoluyla değerlendirilemeyen hayatı, üzerinde deney yapılamayan ve yazılı olmayan ama mevcut olduğu kabul edilen toplumun vicdanının ispatı için bir fırsattır.

    yazıda bahsedilen "Vedalaşma ve Huzur Hakkı" ise yasalarla güvence altına alınmamış fakat içine doğduğu bu dünyada tanımadığı insanlarla bir ömür boyu yaşarken her insanın aklına gelen ve ihtiyaç duyduğu haklardan sadece bir tanesi.

    http://www.istabip.org.tr...huzur-hakki-verilmelidir/
    2 ...
  31. 66.
  32. trilyonlar götürmediği için, trilyonları götürenler tarafından affedilmeyen, zaten af da dilenmeyen kahraman, kahramanım.
    0 ...
  33. 67.
  34. damakları alındığı halde gülen, ellerinde kelepçe olduğu halde zafer işareti yapan direniş abidesi.
    0 ...
  35. 68.
  36. onu ne kadar çok sevdiğimizi anlayabilmemiz için akları sütmavi kara gözlerini gözlerimizin içine diken bacım, bağışla alçaklığımı**.
    0 ...
  37. 69.
  38. triyonlar götürmediği için değil, vatan evladı öldürdüğü için salıverilmeyen katil.
    3 ...
  39. 70.
  40. kendisi ağır bir hastalık yaşadığı için daha uygun bir hastanede tedavi görebilmesi gerekmektedir. sürecin uzatılması anlamsızdır. amma ve lakin bu işin insani boyutudur. kendisi öyle bir kısımın lanse ettiği gibi bir kahraman bir onur mücadelecisi değil bir teroristtir. devlet bu şahıstan bir kahraman yaratmamalı ve yapılması gerekeni bir an önce yapmalıdır.
    2 ...
  41. 71.
  42. vedalaşma ve huzur hakki
    güler zere'ye

    ölmeye yakınken insan, azalıyor ihtiyaçlar da kalp atışları gibi
    vedalaşmalar ve bir parça huzur, yol üstü lokantalarında çorbayla geçiştirilmiş öğünler gibi
    huzur, kışın sığınılmış, camları buğulanmış bir yol üstü lokantası kadar sıcak
    büyük büyük kesilmiş, hafiften bayatlamaya yüz tutmuş doyurucu ekmekler, huzur
    huzur diyorum, ağzı nemlenmiş tuzluktan bir parça tuz dökebilme sevinci
    sahi senin ağzın nasıl oldu güler, çok acıyor mu?
    dün gece uyudun mu mesela, evvelki gece, daha evvelki?
    ben kanseri bilirim babam da olmuştu, faruk da
    kanseri bilirim, burnundan beslenen hastaları, kemoterapi sancılarını
    bilirim her sabah vurulması zaruri ithal iğneleri
    pahalı, az bulunan, çok umutla paketlenmiş ithal iğneler
    ecnebi diyor babam, ecnebi malları, ecnebi artistler, ecnebi filmleri
    burt lançester, körk daglıs, ceyn fonda, con vayne, stiv mak kuin
    huzur işte, aksaray kristal'de, yıldız&'da bir film süresi babasıyla oturabilmesi çocuğun
    insan ölmeye yakınken, kısalıyor uykular da cümleler gibi
    cümleler, otel odası yalnızlığı, sinemadan çıkar çıkmaz bastıran yağmur
    şehrin yağmur sonrası kararsızlığı
    sana uygun bir vedalaşma ve huzur hakkı arıyorum epeydir
    vakit alır bir vedalaşmaya başlasan benden söylemesi
    kimden başlasan eksik kalacak, eksik kalacak bir çizgi film kahramanı
    ödevlerine yardım ettiğin komşu çocuğu, suskun koğuş arkadaşı
    ne yaparsak eksik kalacak, dünden belli
    sskmız eksik, masalımız, evraklarımız, taburcu belgemiz, infazımız
    eksik bir mezar taşı yazısı gibi garip, anlaşılmaz hayatımız
    bunu veda sayalım dilersen en havalısından, veda sayalım bunu
    sessiz, buruk, içten, sivil, mavi, ekmek kokulu, iyi demlenmiş
    yol üstü lokantalarında çorbayla geçiştirilmiş öğünlerin ardından
    ikram edilen çay bardaklarının tabaklarında prenses farah'ın gülümsemesi
    sen önceden gidecek olursan bir yerlere tasalanma güler, biz de geleceğiz
    kimbilir biraz huzur ve veda koyar bayramlık mendilin içine, öyle geliriz

    tarık tufan
    27.10.2009
    0 ...
  43. 72.
  44. 73.
  45. http://www.internethaber....news_detail.php?id=213945

    Güler Zere'ye inanılmaz soru!
    04 Kasım 2009 Çarşamba 10:15
    Güler Zere ölümü bekliyor. 40 kilonun altına düştü. Ama cezaevinden çıkması engelleniyor. Bir doktorun söylediği ise belki de bunun kanıtı...

    Türkiye günlerdir bir kadının ölümünü seyrediyor. Cezaevinde kansere yakalanan Güler Zere hastalığının son aşamasında... Tedavisinin dışarda sürmesi için gerekli evrak Adli Tıp'tan bir türlü çıkmıyor. DHKP-C'ye üye olduğu gerekçesiyle 34 yıl hapis cezasına çarptırılan Güler Zere'nin hastanede duyduğu sözler ise inanılmaz...

    Kızının tedavi için yatırıldığı günden itibaren hastaneden ayrılmayan baba Haydar Zere, tedaviyi yürüten bir doktorun Güler Zere'ye “Dağda kaç kişiyi öldürdün? Dışarıda olsaydın çok sayıda cana kıyacaktın” dediğini duyduğunu, bu konuda da avukatlarının suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.

    Güler Zere’nin arkadaşı olan ve Antakya’dan gelip, yanında refakatçi kalan Sevil Arıcı, doktorun hasta hükümlüyle diyaloguna bizzat şahit olduğunu öne sürerek, “15-20 gün önce bu olay yaşandı. O sırada Güler Zere’nin tedavisi KBB tarafından yürütülüyordu. Onkolojiden bir doktor geldi. Güler’in hasta kağıdına baktı, inceledi, sonra yüzüne dönüp, ‘Nasıl kıydın bu kadar insana? Dışarıda olsaydın Allah bilir kaç kişiyi öldürecektin’ dedi. Kanser hastası bir kişiye böyle denir mi? Şimdi de aynı doktor Güler’in tedavisini yürütüyor. Ancak konuştuğu gibi tepkili değil. Bakmaya başladığında farklı bir tavrı vardı. Şimdi çok iyi davranıyor. Davranışı değişmesine karşılık ilk baştaki tepkili konuşması zihinde kaldı. ilk baştan iyi davranmalıydı” dedi.

    ARTIK CENAZESiNi BEKLiYORUM

    Zere'nin cezasının tecil edilmesi isteği nedeniyle beklenen Adli Tıp Genel Kurulu raporu hala çıkmadığı için hastane mahkum koğuşunda bulunan Zere'nin babası Haydar Zere, ümidinin kalmadığını belirtip, "Artık çocuğumun cenazesini alıp, gitmeyi bekliyorum. Bana sağ vermelerinden artık ümidim kesildi" dedi. Ailenin avukatı Taylan Tanay da, "Göz göre göre cinayet işleniyor. Yaşam hakkı ihlal ediliyor" diye tepki gösterdi.

    ADLi TIPTAN RAPOR HALA ÇIKAMIYOR

    Türk Tabipler Birliği Kanser Danışma Kurulu'nun 26 Ekim'de yayınladığı raporda 'huzuru ve vedalaşma hakkı tanınması için serbest bırakılması' istenen Güler Zere Elbistan Cezaevi'nde kalırken, 11 Eylül 2008'de rahatsızlanıp, dişindeki apse üzerine hastaneye götürülmüş, ağız kanseri olduğu anlaşılmıştı. Acil ameliyat sonucu damağının büyük kısmı alınıp, ikinci ameliyat kararı verilen Zere, avukatının girişimleriyle Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavi yürütülürken, avukatları, Zere'nin iyileşinceye kadar infazının ertelenmesi talebinde bulundu. Ancak, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan istenen raporun hala gelmemesi nedeniyle Zere'nin infazının ertelenmesi gecikti.

    SEVDiKLERiYLE VEDALAŞMA HAKKI iSTiYOR

    Zere'nin avukatı Taylan Tanay, cezanın ertelenmesi için Adli Tıp Genel Kurulu'na 17 Temmuz'da başvurduklarını belirterek, şöyle dedi:
    "O günden bugüne 107 gündür olumlu veya olumsuz rapor verilmedi. Daha önce, Güler Zere'nin radyo terapi gördükten sonra hastalığının tekrar nüksedip nüksetmediğine dair rapor isteniyordu. Buna da gerek kalmadı. Çünkü, radyo terapi gördükten sonra 3'üncü kez ameliyat oldu. Boğazının sol tarafından ameliyat olunca, bu rapora gerek kalmadı. Bu kez epikriz raporunu istediler. Türk Tabipler Birliği Kanser Danışma Kurulu 26 Ekim'de rapor yayınladı. Bu raporla, Güler Zere için, huzur ve vedalaşma hakkı tanınması için serbest bırakılması istendi. Zere'nin sağlıkta geri dönülemez noktada olduğu belirtildi. Bu rapor hazırlanırken, kurul, epikriz raporlarından faydalandı. Bağımsız kuruluşun, hekim örgütünün çok rahat ulaştığı epikriz raporlarına kamunun yetkisini kullanan Adli Tıp Kurumu'nun ulaşamaması kötü niyetle açıklanabilir."

    E-POSTAYLA BiLE BELGELER ELDE EDiLEBiLiR

    2004'te Türk Ceza Kanunu ve hukuk mevzuatında yapılan değişikliklerde, tebligat usullerinin de değiştiğini, faks, e-posta yoluyla da belgelerin elde edilmesinin mümkün hale getirildiğini hatırlatan Av. Tanay, buna rağmen istenilen belgenin ellerine ulaşmadığını, bürokratik gerekçeler öne sürülerek karar verilmediğini söyledi.

    GERi DÖNÜLEMEZ NOKTADA

    Türk Tabipler Birliği Kanser Danışma Kurulu'nun Zere'nin durumuyla ilgili 2 kez rapor yayınladığını kaydeden Tanay, "ilk rapor 26 Ağustos'taydı. O zaman, Güler Zere'nin iyileşmesi için serbest bırakılması isteniyor, 'Eğer Güler Zere serbest bırakılmazsa yaşamını yitirir' deniyordu. 26 Ekim'deki raporda ise sağlıkta artık geri dönülemez noktada olduğu dile getirildi. Zere için 'huzur ve vedalaşma hakkı tanınması için serbest bırakın' denildi.

    ADLi TIP ÜYELERi HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

    2 ayda 2 rapor yayınlanırken, Adli Tıp Genel Kurulu'ndan hala rapor yok. Bu göz göre göre cinayettir. Yaşama hakkının kasten ihlal edilmesidir. Bir insanın yaşamını ortadan kaldırmaya kasten teşebbüs etmesidir. Bu nedenle Adli Tıp Genel Kurulu'nun tamamı hekim olan 42 üyesi hakkında suç duyurusunda bulunduk. Kanser hastalığı zamanla yarışır. Vaktinde müdahale etmezseniz insan yaşamını ortadan kaldırır. Burada olası kasıt var. Tamamının cezalandırılmasını istiyoruz. Güler Zere yaşayan ölüdür. 40 kilodur, gözleri görmemektedir, kulakları duymamaktadır" diye konuştu.

    ANNE VE BABADAN BiRLiKTE iLK ZiYARET

    Balcalı Hastanesi'ndeki mahkum servisinde tedavisi süren Güler Zere'nin, hastanede bulunduğu süre içerisinde ancak tek tek ziyaret edebilen babası Haydar Zere ve annesi Güllü Zere, bugün ilk kez birlikte ziyaret izni aldı. Cezaevi Cumhuriyet Savcılığı'ndan alınan izinle hastaneye gelen Zere çifti, kızlarının bırakılmasıyla ilgili gelişme olmamasına isyan etti. Kızının sağlık durumunun her gün kötüye gittiğini, serumla beslendiğini belirten baba Haydar Zere, "40 kilonun altına düştü. Savcılık annesiyle bana ilk kez birlikte görüş için izin verdi. 20 dakika görüştük" dedi. Kızının cezasının tecili ve bırakılmasının Adli Tıp Genel Kurulu'nca engellendiğini, sürekli rapor istendiğini, ancak, somut bir karar verilmediğinden yakınan baba Zere, şunları söyledi:

    ÖLDÜRMEK iSTiYORLAR

    "Bir çuval rapor gönderdik. Biz buradaki doktorlardan rapor istemekten utanır hale geldik. Sürekli 'belge eksik' diyorlar. Adli tıpta tıkanıp, kalıyor. Çıkarmak istemiyorlar, öldürmek istiyorlar. işin gerçeği bu. Avukatlarımız uğraşıyor, biz uğraşıyoruz. En son yine rapor istediler. Yine gönderdik. Ameliyat oldu, yine rapor gönderdik. Adli Tıp yine bir mana buldu. Son istedikleri eksik denilen bir evrakı da arkadaşlarımız tamamladı. O evrak da teslim edildi. Ama sonuç yok. Çıkarmamak için, engellemek için uğraşıyorlar. Yolunu açmamak için tıkıyorlar. Adli tıpta ilk işlememizden itibaren onların tavrı belli olmuştu. Önümüzü tıkamışlardı. Aynı tavrı devam ettiriyorlar. Benim Adli Tıp'a inancım kalmadı. Bu çocuğu resmen öldürmek istiyorlar. Dünyanın gözü önünde öldürmeye çalışıyorlar. Ben de artık burada çocuğumun cenazesini alıp, gitmeyi bekliyorum. Bana sağ vermelerinden artık ümidim kesildi. Bir ailenin böyle acı çekmesi dünyada yapılabilecek en büyük işkencedir. Ben tüm hasta tutsaklarının aileleri adına konuşuyorum. Onlar da aynı durumdalar. Bu aileye en büyük işkence. Kimse böyle bir acı çekmemeli."

    2 ZiYARET, 2 YORUM

    GÜLER Zere'yi, tedavi gördüğü mahkum servisinde, TBMM insan Haklarını inceleme Komisyonu Başkanı AKP Mersin Milletvekili Zafer Üskül 7 Ağustos'ta, TBMM insan Haklarını inceleme Komisyonu Üyesi CHP izmir Milletvekili Ahmet Ersin de 2 Kasım'da ziyaret etti. Her iki milletvekilinin ziyaretler sonrası açıklamaları şöyle:

    Konuyla ilgili Ergun Babahan da köşesinde bir yazı yazdı ve şunları söyledi:

    Güler Zere olayı ve ölümde eşitlik!

    "Aynı şekilde Ergenekon davasında tutukluyken kanser olup cezaevinde olan Kuddusi Okkır’ın ölümü, bu davaya karşı medya grubu tarafından haklı olarak ağır bir şekilde eleştirildi.

    Ancak Okkır’a gösterilen ilginin belki de DHKP-C hükümlüsü olduğu için Zere’den esirgendiğini görüyoruz.

    Eğer adalet sisteminde hakkaniyet varsa, kuralların herkese eşit biçimde uygulanması gerekir.

    Oral Çalışlar'ın yorumu ise şöyle:

    Güler Zere'yi ölüme terk eden sistem!

    Dün televizyonda CNN Türk Haber Müdürü Rıdvan Akar, Güler Zere’nin babasına ona bakan doktorun, ‘iyi ki içeridesin, dışarıda olsaydın belki birilerini öldürürdün’ demiş olup olmadığını sordu. Güler Zere’nin babası “Evet böyle bir şey söylemiş” dedi.
    Bu ülkenin yargı sistemi ve bürokratik sistemi gibi sağlık sistemi de otoriter bir refleks üzerinde inşa edilmiş durumdadır. Bu bağlamda, doktorun yaptığı değerlendirmenin sürpriz sayılamayacağını söyleyebiliriz.
    ‘Adli Tıp’çı da muhtemelen o doktor gibi düşündüğü için konuya karşı duyarsız kalabiliyor. Yasalar herkese eşit uygulanmadığı, insanlara siyasi tercihlerine göre muamele yapıldığı sürece, demokratik bir ülkeden söz edilmesi mümkün olamaz.
    Adalet Bakanı neden bu konuya duyarsız?
    Adli Tıp Kurumu neden Güler Zere ve benzeri hükümlülerin cezaevlerinde ölebileceği şeklinde bir kanaate eğilim gösterebiliyor? Bütün bunlara verilebilecek tek bir yanıt var aslında: Hukuk, ihtiyaca göre harekete geçirilir.
    Hrant Dink hakkındaki cinayet planlarını öğrenen bazı devlet görevlilerin bu bilgileri neden sümen altı ettiği sorusuna cevap arayanlar, ‘Şimdi ben bir Ermeni’yi mi korumuş olacağım’ cümlesinin üzerinde durmalılar.
    Bu ülkede hukuk keyfilik içinde uygulanır. Hep böyle olmuştur ve bu anlayışla yetişen sistemin değişik parçaları da hukuku ‘sadece gerektiğinde’ uygulanan bir kurallar bütün olarak kabul ederler.
    3 ...
  46. 74.
  47. büyük ihtimalle iki güne kadar serbest kalacak özgür tutsak.

    kimi zaman tünellerle gelir özgürlük, kimi zaman bürokrasiyle. ama alacağız dedik mi, alırız. kapak olsun herkese.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük