bazılarının yalaya yalaya bitiremediği, icraatlarını övecek kelime bulamadıkları tayyip erdoğan'ın 1 şubat 2010 doğalgaz zammını savunurken saçtığı yeni incisi. hazretin o eşsiz cümlesi tam olarak şu şekilde: öyle güçlü bir ülke olursunuz ki kalkarsınız halkınızı bu noktada sübvanse edersiniz ama henüz bu noktaya gelmedik. bunlar olmayacak şeyler değil ama şu anda el ele vereceğiz, gücü olan doğalgazı kullanacak. 2010 yılında, sosyal olduğunu iddia eden bir devlette, kimsesizlerin kimi olduğunu söyleyerek cahil halkı sağıp oy toplayan bir başbakanın ağzından çıkabiliyor bu cümle. ama dünyanın en vurdumduymaz halkına bu zam ve bu üslup az bile. hiçbir şeye isyan etmeyen, koyun sürüsünden farkı olmayan bu topluluğa ne dense, ne yapılsa az. şimdi çıkın sokaklara; tayyip'in bu cümlesini destekleyecek binlerce fakir insan bulursunuz. fakirleştirilmesini sorgulamaz ama bu cümleyi kurabilen bir başbakanımsıya haklısın der. ne diyelim, böyle başa böyle tarak.
şubat aynının ilk günlerinde zam gelirse, şubat ayının 15 inde doğal gaz faturası kesildiğine göre, ocak ayında kullandığımız doğalgazı da zamlı ücretten faturalandırmış olmayacaklar mı?
ocak ayında zam yok derken, ocak ayında kullanılan doğalgazın da zamlı kullanıldığı bi gerçek. bak yine küfretmiyorum, çünkü eşşek derisine dönmüş suratınıza hiç bi şey etki etmez.
ümitvar olmak gerekir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek' in dediği gibi hükümet tekel işçilerinden sonra, halkınada merhamet edecektir. kimse üzülmesin. merhamet et bize yaa tayyip!
sınıf farkını bu kadar açıkça dile getiren cümle az duyulur. bir başbakan ın halkına yapabileceği en son açıklamalardandır fakat burası türkiye, burda en son söylenecekler en önce söylenir.
başbakan, eğer halkında doğalgaz kullanacak güç kalmadıysa, böyle bir ekonomik yetersizliği bulunuyorsa bunun sorumlusu kimdir acaba?
bu söze pes! demek, haykırmak isterdim ama yapamıyorum çünkü hiç şaşırmadım, biliyorum ki canım ülkem in çivisi çıktı, aslına bakılırsa çıkarıldı!
(bkz: beceriksizliğini ele veren hükümet)
her türlü vatan hainine peşkeş çekip sözde "demokratik açılım"lar yapmaya girişen hükümetin demokrasiye verdiği gerçek değeri yansıtan sözdür. bu ülkede var olan olanaklardan* yalnızca parası olanlar yararlanabilecekse ben burda eşitlik göremiyorum. bu durum, hükümetin halka değil, bir kısım zengine* ve o zenginlerin o koltuklara oturmasında önemli etkisi olan avrupa ve amerika'ya hizmet ettiğini kanıtlar.
avrupanın her istediğini yap, amerikaya hiç ses çıkarma, teröriste el aç; halka gelince "çal gırbacı!".
sadece güçlüler hayatta kalır felsefesinin bir ürünü. genciz ama güçlü değiliz be başbakan, sadece öğrenciyiz. insan şu lafı ederken azıcık utanır ama utanma duygusu da kalmıyor galiba artık.
"el ele vereceğiz, gücü olan dolgazı kullanacak, olmayan kıçını avuçlayacak" tümcesinin kısa halidir.
ha kıçını avuçlayanın eline de el vermezler ya, neyse.