aslı türk olmadığı halde sırf iç anadolu'da doğduğu için ona buna laf eden gerzekler türedi şimdi. kastamonu, tokat, yozgat, sivas, karaman, akşehir, maraş gibi illerin aslının astarının ne olduğunu bilmeyen sığırlara o konulara girmemelerini öneririm. mahçup olursunuz. herkesi gelen herkesi boşnak falan zannediyorlar galiba. yörükle çerkes'i, türkmenle özbek'i ayıramayan kırmalar kendilerine gelsinler soylarının soplarının altından başka şeyler çıkar üzülürler.
hemen edit: maraş akdeniz'de, kastamonu karadeniz'de diye geleni terslerim
beleşe yerleşen diye bahsi geçen insanlar soydaşlarımızdır!! yüzyıllardır türklüğü yaşattıkları,sevdiklerinin hatıralarıyla dolu, sizin her lafın başında hayran olduğunuz osmanlı yadigarı topraklardan kovulan, başka bayrak altında özlerini korumaya çalışmış insanlardan bahsediyoruz. bu kadar mı hırs gözünüzü bürüdü? nasıl bir bölücü mantalite bu? ister istemez başlığı açan insanın kim olduğunu, ne amaçla bu başlığı açtığını merak etmekteyim doğrusu.
bulundukları ülkeleri terketmek zorunda kalan ve herşeylerini orada bırakıp türkiye'ye göçen, devletine ve topraklarına bağlı, çalışkan, aydın görüşlü soydaşlarımıza devletin toprak vermesinden ve onların kendi çabalarıyla, çalarak değil, çalışarak kalkınmalarından nedense rahatsız olan vatandaş demeye utanç duyduğumuz kişilerin yediği herzedir. bunların bilinçaltlarındaki, onları rahat ettirmeyen asıl kurt, beyinlerinin laiklik karşıtlığıyla yıkanmasıdır. malum, göçmenler laiktirler. öyleyse, saldır, iftira et, yakıştır, uydur, insanları onlara karşı düşman et.
bildiğimiz gibi göçmenlik bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşene denir ve türkiye cumhuriyeti türk soyundan olanları göçmen olarak kabul eder. bir çok göçmende zorunlu olarak göç etmiştir. arkalarında evlerini işlerini komşularını bırakarak sadece yanlarına alabildikleri eşyalar ile hiç tanımadıkları bir yere tabiri caizse çulsuz olarak gelmişlerdir. ne bir ev ne bir iş ne de bir tanıdık yüz. hiç birşeyleri yoktur. kimi devletin sahip cikması sonucu ödemesi kolay ve ucuz olarak belirlenen evlere yerleştirilmiş, kimisi de kendi çabalarıyla bir kira ve bir iş bulmuştur. ailede çalışacak yaşta olanların hepsi bir iş bulup çalışmış, kücükler ise okullara kayıt yaptırılmıştır. büyük kücük demeden bir düzen kurmak için çalışmış çabalamış aşından ekmeğinden kısarak kendi evlerinin sahibi olmuşlardır. yıllarca kiralarda sürtmemiş veyahut boşbeleş arazilere kaçak evler dikmemişlerdir. kahve denilen yerde okey oynayarak iş bekliyenleri ilk defa görmüş, kocasının alın teriyle kazandığı parayla altın günleri yapıp briç oynayan kadınları ilk defa tanımışlardır.
kültürsüz denilen göçmenlerin gençlerinin hemen hemen hepsi bir üniversitede okumuş veya okumakta olup türk örf ve ağdetlerinede sahip çıkmışlardır. kızların okula gönderilmemesine ilk defa yine burda tanık olmuşlardır. ayrıca çalıp cırpma işlerine yada yolsuzluk olaylarına girmemiş yada azınlık hakları yada türk/kürt/çerkez ayrımı yapmamışlardır. kimsenin karısına kızına asılmamış yada başkasının malına göz koymamışlar kendi malını kendileri kazanmıştır. kısacası kimsenin düzenini bozmamışlardır.
bunların hepsi genel olarak ele alınmış olup istisnalar kaideyi bozmaz.
"a be susak, ben anadoludan gidip yıllarca oralarda türk ün bayrağını dalgalandırdım, türklüğümü de asla kaybetmedim. şimdi sen bunu neye dayanarak söylersin,ben zaten buraların gerçek sahiplerindenim"