şu gözyaşlarına şekil verebilsek diyorum oyun hamuru gibi bir şey olsalar ya da yün gibi ne bileyim ama şeffaf kalsalar.çiçek yapsak böcük yapsak,yüzük yapsak parmağımıza taksak,şapka yapsak kafamıza taksak,çorap örsek onlardan,bir şeyler yapsak hani bir işe yarasalar.
içini dökmenin, haykırmanın bir belirtisi bazen. Günümüzde sadece karşı cins için çekilen acıyla ilişkilendirilen bizim için de kutsal bir yeri olan hüzün belirtisidir sadece...
gözün kurumasını engellemenin yanı sıra, ışığı kıran ortamlardan biridir. yağ, mukus, protein gibi birkaç tabakadan ibarettir. her tabakayı salgılayan ayrı bezler bulunur ve sanılanın aksine bu bezler gözün buruna bakan tarafında değil, kaşın kulak tarafındaki sonunun hemen altında yerleşmiştir. gözün burna bakan tarafında ise gözyaşını gözden boşaltan lakrimal punktumlar (delik diyelim) bulunur. bunlar lakrimal kanallarla burnun dış tarafında bulunan lakrimal keselere ve oradan da burnun içine boşalır. az miktarda drene olan gözyaşı, sürekli havalanan burun içinde buharlaşır. göz kırpmak aslında ne kadar istemsiz bir hareket gibi görünse de, tek amacı açık kalan gözden drene olan gözyaşını yeniden gözün üzerine bir tabaka halinde sermektir. yani her göz kırptığımızda gözümüzün dışarıdan görünen kısmı sıvı bir tabakayla kaplanır, ve bu işlem dakikada ortalama 10 kez tekrarlar.
gözyaşlarından tuz üretilebilmektedir. ayrıca iddia farklı duygulardan gelen gözyaşlarından farklı tatlarda gözyaşı geldiği şeklinde.
aşağıda farklı tatlarda gözyaşı tuzları:
insanoğlu için yaratıcı tarafından nimet olarak verilmiştir. insanı kaskatı kalpten kurtarır, kimi zaman kişiyi yaratana yakınlaştır, sevgi bağlarını güçlendirir, samimiyetin göstergesidir.