en çok, bir insanlıkla karşılaştığında akarsa değerlidir. boğazın düğüm düğüm, burnunun direği sızlarken sessizce akar o. sesin çıkmaz da gözlerden okunur minnet duygusu. bir insan için ne güzeldir insanlıkla karşılaşmış olmak, şu değerlerin tepe takla olduğu kaos dünyasında.
dizeler güzeli dedim sana inci inci, ve güzeller incisi koydum adını dizi dizi... yabanlara gönderdiğimsin hem akın akın, hem canımı verdiğimsin uzak yakın... sevgilinin geleceği yolları sulayıp süpürmek için sakladım seni... kirpiklerimi süpürge ettim; sultanlar ayağına düşürmek için tuttum ve bırakmadım seni.
gözyaşım,
bütün boşluklarını sen doldurdun ömrümün... söylenmedik sözler yerine sen vardın yanımda. sevdaya dair yeminlerden sonra sen vardın. köhne zamanın direnci adına, acı çağların yaşlısı ve genci adına yine sen vardın. dikenler gülden habersiz iken, gözler dilden de fersiz iken; zamanından geriye düşmüş acılar için, mânâda biçimleri yitiren sancılar için; aynalarda eriyen sırlardan taşarak, ucu kıyamete çıkan asırları aşarak; gerçekten daha gerçek kelamlarda ve güzeller güzeli'nden vuslat müjdeli selamlarda sen vardın... hep sen vardın...
bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden. suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden. madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdemdir.
bilimsel olarak; Gözyaşı, omurgalıların göz boşluğundaki bezlerin salgıladığı berrak, tuzlu sıvıya verilen isimdir. Göz çukurunda kayganlığı sağlayan, bazı bakteri türlerini parçalayıcı enzimler içeren gözyaşı, toz, bakteri vb. yabancı cisimcikleri ya yanağa ya da gözyaşı kanalından buruna sürükler. Kimyasal ve mekanik tahriş, ağrı yoğun duygusal değişiklikler, gözyaşı salgılamasını arttırır.
ağlamak güzeldir. ne için olursa olsun. giden bir sevgili, bir dost bir diz yarası ya da mutluluk veren bir armağan.. ne için olursa olsun güzeldir ağlamak. ama bazen, insan ne için ağladığını bilmeden, sadece ağlamak için ağlar. o zaman yakar işte göz yaşları adamın canını. geçtiği her yerde ruha bir cam kırığı gibi saplanır sanki. yorulur insan, isyan eder. "yeter" der. sondur bu.
insanın gözlerinin hemen alt taraflarında bulunan iki minicik delikten sızan tuzlu sular. böyle duygu yoğunluğu yada ne bileyim gözyaşını salgılayan hormonları neler tetikliyorsa işte, onlar tetiklendi mi bazen sessiz, bazen coşkulu, bazende insanın içine içine akan..
yoğun duygular yaşayan bünyenin vücuttan attığı sıvı.
Bazen insanın vücudunda topladığı yangını söndürmek istercesine durmadan akar gider, çığlıklarıyla birlikte ... Bazen ise sana kalsın istersin o yangından bir parça daha da yanması için saklarsın bir kenara, sessiz sessiz bırakır kendini yanaklara doğru. Bazen sıcacıktır, bazen ise buz gibi.
Bir nevi gözlerin mastürbasyonudur ağlamak, gözyaşı ise ....
kalp atığıdır.hazmedilemeyen duyguların görmekle yükümlü bir organdan sıvı halinde dökülmesi de insan dizaynında ki en vurucu ironi olsa gerek.tanrı burada ironi sanatını kullanmış.