yeri geldiğinde çocuksu, saf. yeri geldiğinde olabildiğince anlamlı bakan, bazen duyguların yaş olarak aktığı, bazen sevincin bebeklerinden belli olduğu dünya. çok karanlık bazen, bazen aydınlık.
canlı vücudunda bulunan, canlının görmesini sağlayan organdır.
göz öyle bir şeydir ki, insanın yaşamının neredeyse tamamını kaplar. her şeyle bağlıdır göz. göz, aşka, hayata, sevgiye, tutkuya... sayamayacağım o kadar çok şeyle ve hatta neredeyse her şeyle bağlantılıdır. göz aldığını beyne, kalbe iletir. kıymetini bilmek lazım.
amk organidir. algida seciciligin olusabilmesi icin gerekli olan reseptor gorevini ustlenir. aman bozulmayaversin! zaten sikintiydi benimki, simdi her kivircik sacliyi ona benzetiyor. bir de olculeri uyuyorda yuzunu goremiyorsam kafa gudumlu fuze gibi kitleniyor benzeyen mahlukata. bir gun boynum kirilacak o degil de. hayir trafikte yurumek sikinti oldu artik amk. eziliyordum lan! biri su salaga onun burda olmadigini ve her kivircigin o olmadigini soylesin. yoksa bok yoluna gidecegim anasini satayim.
edit: duzeltme tabi. metroda tek elle note 4 kullaniyorum. duzgun yazabilmemi beklemiyordun umarim.
insanın kaybetmeyi asla göze almayacağı organdır. en basit tabirle hayatınız kararır ve en kolay eylemleri yaparken bile birilerinin yardımına ihtiyaç duyarsınız. en merak ettiğim şeylerden biri de bu organın parasal değeridir.
*Göz kaslarınız günde 100 bin kez kasılır. (Bu miktar, bacak kaslarınızın 80 km yol yürürken yaşadığı kasılmaya eşdeğerdir.)
*Gözler doğduğumuz günden beri aynı büyüklüklerini korurlar fakat burun ve kulakların büyümesi hiç durmaz.
*Gözleri açık tutarak hapşırmak imkansızdır.
bu entry'nin yaninda cikan gozler ne arkadaslar burasi instagram story mi. snapchat story mi. goren kisi sayisiyla mi alakali ne sacma bisi ya biri aciklasin acil.
