Minareler ile bilimsel gelişme arasında bir ilişki de kurulmuş. Sanki piri reis zamanında, ibni sina zamanında, mimar sinan zamanında minare yokmus gibi.
Camilerin plansız, programsız yapılmasına, cami yapılırken estetiğe ve şehir planlamasına dikkat edilmemesine bende karşıyım ama (bkz: senin söylediklerim tam bir denyoluk)
"götünün dibine sokulan minareler"; seni imana getirmeye çalışan hayırseverlerin yaptırdığı, bu dünyada ki tek kalıcı şey olan imanın temsilidir paşa. Allah sonunu hayır etsin senin.
fi zamanda açılan gerizekalıca bir başlığa benziyor bu..
orada yazmıştım burada da yazayım hoşşşa gider.
Türkiyede Cumhuriyeti'nde;
istanbul 2 bin 944, Konya 2 bin 893, Ankara 2 bin 694, Samsun 2 bin 577, Kastamonu 2 bin 489, Antalya bin 981, Ordu bin 907, Trabzon bin 835, izmir bin 702, Manisa bin 612, Diyarbakır bin 601, Balıkesir bin 595, Bursa bin 567, Zonguldak bin 404, Erzurum bin 481, Şanlıurfa bin 396, Giresun bin 318, Sivas bin 273, Çorum bin 267, Kahramanmaraş bin 212, Kayseri bin 204, Van bin 190, Bolu bin 186, Sakarya bin 168, Kütahya bin 161, Denizli bin 165, Afyon bin 63, Aydın bin 99, Kocaeli bin 56, Tokat bin 113, Sinop bin 40, Rize bin 28, Muğla bin 20, Kırklareli 277, Ardahan 262, Iğdır 200, Kilis 181, Yalova 133, Tunceli 96.' cami bulunuyor.
geri kalan illeri de toplarsan türkiye cumhuriyetindeki cami sayısı 79 bin 096 tanedir.
dile kolay hacı 79 096! gün olur böyle düşünenler geberir giderse, bu kadar alemlerin göte girmesi an meselesi...
(bkz: maşallah ne göt varmış)
sabahın beşinde çıkarttığı sesler oldukça korkutucu ve sinir bozucu olan minarelerdir. sevmiyorum ezan kardeşim alla alla dinlemek zorunda mıyım. alarm falan kurun aşın artık bunları ya da radyo yayını yapın herkes evinden dinlesin, tüm kente o sesi vermenin alemi yok.
ayrıcana elime geçen ilk fırsatta, ki geçmese bile yaratacağım bu fırsatı, bir kent plancısı olarak her komşuluk birimine bir tane dini tesis kurulma zorunluluğu şeklindeki saçma standartı kaldıracam.
uzun uzun zaman önce yapılan mimar hatasıdır. aslında bu minareleri bi araca dikip sokak sokak gezdireceklerdi. kimse rahatsız olmayacaktı. sonra minarenin ismi zamanla seksi istikametten gelen arac olarak değişecekti. minareleri bu araca montalıyacaklardı. ama herkes ben gibi zeki değil ki amk. düşünemediler tabi...
21. yüzyıldayız millet koyun klonluyor, uzaya gidiyor, genleri çözüyor biz hala bangır bangır sabahın 5 inde götümüzün dibinde bulunan caminin ezan sesiyle uyanıyoruz.
yav kardeşim peygamber zamanında saat yokmuş, telefon yokmuş ezan okunarak giderlermiş namaza şimdi cep telefonuna bile iniyor ezan programı yeter be.
günün en az beş noktasında bağırtı, çağırtı, cızırtı yapan camiler ile onların bu gürültüsünün baş mimarı olan minarelerin götümüzün dibine inşa edilmesinin neticesidir.
hayır yani, din dediğin şey inziva ister, yalnızlık bekler adamdan. ne şehrin göbeğinde eğilip kalkıyosunuz ki siz? derdiniz nedir?
ha babam bağır, ha babam çağır... bitmedi gitti mınskim gürültünüz. uyku uyuyan mı var, hasta adam mı var... siklediğiniz yok. sonuna kadar açıyonuz bi de o siktiğimin megafonunu. bi cızırtıdır gidiyor.
gidin hava alanlarının oralarda yapın şu işlerinizi.