--spoiler--
şiir, bir çeşit dış âlemi idrak etme şeklinden başka şey değildir;
bir özel uzuvdur ki maddeyi süzer ve onu bilinmedik bir şekle çevirir.
--spoiler--
Bilmem size de hiç oldu mu?.. Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu,
Bu gerçekten de kendisine aitse duyduğum en iyi aşk tanımını yapmıştır :
"Merak. Birine karşı, ansızın, merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak,onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek tek amacınız haline gelir. Aşka en uzak cümle, senden nefret ediyorum değil, artık bilmek istemiyorumdur.''
"... sonra gürültü değişik tonlara ayrılarak yuvarlandı ve gitgide zoraki durulmakla beraber arada bir, sıralardan birinde gene patlak veren hızını alamamış kestane fişeği gibi şurada burada, kısılmak istenen kahkahalar halinde boşalmaktan geri kalmadı." cümlesini yazacak kadar ne yaşadığını merak ettiğim betimleme hastası.
çağımın salaklığına karşı, beni boğan nefret dalgalarını hissediyorum. ağzıma kadar bok geliyor, fırlayan bir fıtık gibi. ama ben bu boku saklamak istiyorum, katılaştırmak, sertleştirmek. 19. yüzyılın yüzünü sıvayacağım bir macun yapmak istiyorum, hint pagodalarını tezekle nasıl bezerlerse öyle...
kendisi gerçekçiliğe fazla kaptırdığından madam bovary'i yazmadan önce arseniğin tadına bakmıştır, tolstoy'un at üzerinde savaşa katılması gibi savaş ve barış'ı yazmadan önce.
madame bovary romaninda ki boynuzlu doktor karakterini yaratirken merhum pederinin hekim olmasindan ötürü tibbi olaylari ayrintili olarak anlatmiştir. kendisi kiz kardesi ve babasinin ölümünün arka arkaya gelemsinden ötürü derin hicranlar içinde kalmiş ve bu aci tecrube onun eserlerinde acilari net olarak anlatmasina sebebiyet vermiştir.
sunu da eklemek icap ederse hukukcu oldugundan dolayi net ve tek meale gelen satirlar yazabilmek için hergün fransa anayasasindan bir madde okumak gibi aliskanliği vardir.
realizm'in doruklarında olan yazardır. bir gün fransa'da arkadaşları ile pikniğe gider. piknik sırasında aniden bir ağaca bakarak ağlamaya başlar. arkadaşları ağlamasının nedenini sorar. flaubert arkadaşlarına romanında tasvir ettiği ağacın şu anda karşısında olduğunu söyler ve ekler " kim bilir madam bovary şu anda ne haldedir."