Erasmusla gittigim ve hayatımın en eğlenceleri zamanlarını geçirdiğim muhteşem kent. Denizi tertemizdir seyretmeye doyamazsınız ve insanları sıcakkanlıdır. Ah keşke o zamanlara dönebilsem
Görev yapmadan boş boş gezmek, araba çalıp motorlara arkadan çarpmak, insanları dövüp paralarını almak, sahilde milleti darlamak en sevdiğim şeylerdir. içimde küçük bir gangster var sanırım.
Aslında harika görüntülere sahip oyunlar pek zevkli olmuyor, hani bu işin lezzetini belirleyen bir görüntü kalitesi var ama tam böyle harika bir tasarım olmaması gerek, yani demek istediğim mesela black mesa örneği güzel bir remake, gta 3 ve vice city de black mesa grafiklerinde remake edilse çok hoş olurdu.
27 ekim 2002 tarihinde tanıştığımız oyundur. o günden bu yana hiçbir şey eskisi gibi olmadı. aurası, zevki, kullanışı, hatırlarıyla ergenliğe geçişimizin unutulmaz anılarından biridir bu oyun.
Ah birde suda yüzme özelliği olsaydı daha güzel olacaktı ama napalım elimizden bir şey gelmiyordu o zamanlar. San Andreas i güzel yapan olay suda yüzmekti. tabiki de vice City efsane bencede.
Duvarlara tırmanamaz. Yarım metreyi geçen duvarın üstünden dahi atlayamaz. Duvarı aşmak için yanına araba yanaştırmak zorunda kalırız. Tam bir rezalet.
Her yerde banklar var ama karakter banklara veya bir sandalyeye oturamaz.
Evler binalar satın alabiliyoruz ama hiçbirinin içine giremiyoruz. Sadece kapının önüne kayıt butonu geliyor, o kadar.
Karakterin kılık kıyafetine bile müdahale edemiyoruz.
gta'nın yeni oyununda tommy reyiz olsa, ama şöyle biraz yaşlanmış, the godfather'daki gibi mafya babası olsa, görevlere hep tek başımıza değil de adamlarımızı gönderip, doğru anlarda olaya müdahil olsak, olayı çözsek, iş bitirsek, rakip bir büyük mafya babası çıksa oyunun ortalarında, ihanetler, ölümler, akıl oyunları, atraksiyonlar olsa vs, harika olurdu. şöyle bir senaryoyla çıkarsalar oyunu milyonlar satar.