Ne mağazaya ne de pisliğe üzüldüm. Dışarıdaki gençliğinin baharında böyle şeylere tanık olmuş birlikte geldiği kızları bekleyen çaresiz çocuklara üzüldüm.
Güzelliğin boyadan değil görgüden geçtiğini anlamaya vesile bir olaydır. Bir an için aklıma üniversitede tuvalette yanımda ellerini yıkayan full makyajlı kızdan yayılan tarifi imkansız koku geldi. Gratis de neymiş siz bir de kamuya açık mekanlardaki kızlar tuvaletlerini görün. Burada kameralar falan var en azından duvarlara bok vs. sürmemişler.
Belediye aşevi olsa ancak bu kadar izdiham olurdu dedirtir.
Makyaj pamuğu almaya niyetlenen, indirimden habersiz zavallı bünyemin, hallaç pamuğuna dönerek gerisin geri çıktığı yerdir.
Sanırım yarın savaş patlak verecek, çarşı dükkan kapanacak, hepimiz kozmetiksiz kalıp, kazulet gibi ortalarda gezeceğiz korkusundan mıdır nedir, mağaza harman yerine dönmüştür.
Kasa kuyruğu dışarılara taşmış, gözlerini kozmetik bürümüş hatun kişiler ellerinde nerdeyse 10 kiloluk alışveriş sepetleriyle bekleşiyorlardı.
Yahu bu conconlara, al şu poşeti de sen taşı desen, ama aşkoommm ben taşıyamam kiiii deyip bin dereden su getirirler, bi sinir, bir trip filan...
Vallahi hepsi Herkül gibiydi beyler, haberiniz olsun!
varoşluktan başka bir şey değil. zaten bu gratis denen yer yılın en az 360 günü % 40 indirim halinde. hiç gerek yok böyle şeylere. çalışanlara yazık valla.