robben' in entrylerine sağanak artı oy yağınca bu oylardan faydalanmak adına başka bir yüzsüzlük örneği göstererek entry girdiğim güzel insan. "kanımın kaynadığı tanışmaktan memnuniyet duyduğum yazardır. telefonumun markasını idrak etmesi biraz zaman aldı gerçi ama"...*
'söyledikleri yenilir yutulur şeyler' sıfatlandırması ile sosyolinguistik açıdan bakıldığında evrensel kriterlerden değil sadece kendi üretki-algısından kaynaklanan-beslenen post-modern gerici insanlarca nezaket kisvesi altında hizaya getirilmeye, tekdir edilmeye çalışılan muhterem insan. bu geniş hoşgörülü(!) kişilere ise bu ayki anlayış dergisini anlayarak okumalarını tavsiye ediyorum bir takım farkındaklıklara varabilmeleri; gerçekten özgür ve insan merkezli düşünmenin ne olduğunu 'görebilmeleri' için...
ben de maneviyatı gericilik gibi algılayan ve algılatmaya çalışan yüzeysellere acıyorum; yazık ediyorlar iki dünyalarına da bu insanlar... millet, iktidarını güçleri demografik sayılarının on katı durumunda olan elitist-bürokratik oligarşiden geri alma, ve gerçekten özgür ve özgün olma yolunda iken...
asıl maneviyata ve belli değerleri muhafaza eden gerçek vatanseverlere örtülü ya da açık biçimde hakaret etmektir 'yenilir, yutulur' olmayan...
(bkz: waldo sen neden burada değilsin)
cahil cüheladan oluşan uludağ sözlük pabucumun solu tayfasının bir numaralı belalısı güzel insan. siyaset konusunda en mantıklı ve en iyi yazan da kendisdir. ne de olsa benim fikirlerimi savunuyor.
sozlukte gordugum en tarafli, objektiflikten en uzak, akpsever, chpsavar yazar. rte ensesine tokat atsa, tayyip erdogan yaptiysa haketmisimdir demesi sasirtmayacak olan yazardir.
seri eksi oy verdiğim yazar, ah şu on saniye kuralı da olmasa dedirtiyor zaman zaman.. ama yine de "belki" öz'ünde iyi bir insandır, ben s'özünü sevmedim..
yenilmişlerin, yenilmeye mahkum olanların, atatürk'ün adının arkasına sığınıp ''ulan kimse beni görmüyor'' diyerekten ülkenin kuyusunu kazanların siyasi görüsünden dolayı cekemedikleri, halkın kendilerine verdiği cevabı görüp susmak, artık bu işi bilenlere bırakmak yerine saldırmayı sectikleri, sözlüğün kalitesini cığırtkanlara rağmen yükselten yazar.
asil at...bir zamanlar herhangi bir fabrika ya da holdingden daha fazla gelir getiriyordu.halis karataş ile ayrılmaz ikililerdi.şimdi ne alemde bilmiyorum.
aynı zamanda sözlüğün yapı taşlarından bir tanesini oluşturan yazar arkadaş.ben tanımıyorum sadece hakkında yazılanlardan böyle bir kanıya vardım. yazılarını da keyifle okuyorum ayrıca.tebrikler.
düşünceleriyle anlaşılıyor ki başkalarının taptıklarına tapmıyor ve bu eylemi neyi savunduğundan çok kime düşman olduğunu belirtme ihtiyacı hisseden yüreksizleri fena halde acıtıyor.
çünkü saldırmak kolaydır.
kimin nasıl hataları olduğunu didik didik araştırmaktır vatan sevgisi.
kendi gibi olmayanı ihanetle suçlamaktır.
tez elden birilerini hain ilan etmek suretiyle devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne, vatanın savunmasına, cumhuriyetin bekçiliğine soyunmasını bekliyoruz.
kraldan çok kralcı olan bir memlekette hayretle karşılanacak bir durum değildir söyledikleri.
dün şeriat, bugün ılımlı islam, yarın laik islam* savunabilirler. bu ülkenin ve milletin değerlerini bu kadar zorlayan, geren birinin peşinden gözü kara gitmek, sempatizanlığını yapmak en kaba tabirle cahilliktir.
dış güçlerin oyununa gelmeyen tek merci konumundaki türk silahlı kuvvetleri ne karşı yürütülen yıpratma ve zayıflatma çalışmalarının başında bulunan birinin şakşakçılığını yapmak bu millete ihanettir. gün gelir sakin gibi görünen halk hesabını acı şekilde sorar.
sanırım bu adamları gözünde yarı tanrı seviyesine çıkarmış ama yunan mitolojisi değildir hayat. herkül değil o rte canlısı...
islam dininden önce, insan olmanın gerekliliklerinden birisidir "hatalı olanların hatalarını göstermek".
kısaca görülebilecek en koyu akp bağlılarındandır. siyasi yazılarınının tek tip olduğu, klasik normalde bu aşırılığı yüzünden ceza bile alması gerektiğini düşündüğüm kişi.
genelkurmay'a "pkk'yı neden bitirmediniz?" diye hesap sorma cüretinde bulunmuş yazar.
türk ordusu askeri olarak çok ama şok fazla şey yapmıştır. ancak bu yazar arkadaşımız, maalesef, gayrinizami harp denen olgunun, ne olduğunu bilmemekte dahası gayrinizami harbin sadece askeri bir harp olmadığından da bihaber... bu arkadaşımızın dogmatik şekilde bağlı olduğu başbakan, talabani türkiye'yi alenen tehdit ettiğinde, "dili sürçmüştür sanıyorum, düzeltecektir diye umuyorum" demiştir... barzani tehdit ettiğinde yine aynı cılız açıklamalar... terörün yuvası kandil dağı'dır, kandil dağı'na operasyon için de hükümetin bir tezkere hazırlaması ve tbmm onayına sunması gerekemektedir... ırak'a öyle elinizi kolunuzu sallaya sallaya giremezsiniz... ki; asker ırak'ın kuzeyine bir operasyon gerekliliğini açıkca deklare etmiş bunun da siyasi karar mekanizmasına bağlı olduğunu belirtmiştir... akp hükümeti, askeri operasyon için gerekli hukuki süreci tamamlayıp, tsk'ya görev verdi de tsk yerine mi getirmedi?
peki; içişleri bakanı akp diyarbakır milletvekili abdülkadir aksu, pkk konusunda bugüne kadar ne yapmıştır? akp içinden olduğu için kendisi oldukça engin bilgilere sahiptir... keza, emniyet teşkilatı da bir güvenlik kurumudur ve şehirlerdeki hücreleri ortaya çıkarmak da emniyet kuvvetlerinin görev alanındadır. aynı şekilde, miting ve gösterilerde pkk bayrakları sallanırken, apo posterleri kol gezerken akp hükmetinin içişleri bakanı ne gibi bir işlem yapmıştır, emniyet kuvvetleri ne yapmıştır, gereken takibat gerçekleşmiş midir? şimdi kendisi hükümetin icraatlarını çok iyi bildiği için soruyorum, akp hükümeti 2002 yılında göreve geldiğinden beri pkk konusunda ne yapmıştır? eve dönüş yasasında dağdan 1 tane militan inmemiştir... kandil dağı'ndaki militan sayısı her geçen zaman artmaktadır... diyelim ki; tsk, pkk konusunda hiçbir şey yapmadı, peki sorarım, akp hükümeti ne yaptı? grand ekinoks'ta bir gram objektif bakış açısı varsa, pkk konusunda akp'ye gereken eleştiriyi yapar... eğer "yok arkadaş ben bunu söyleyemem" derse de takdir sözlük ahalisinidir...
son olarak; kendisine tavsiyem, bilmeden konuşmaması, partizanlığı siyaset zannetmemesidir...