başlığın aslı; "gol yediği zaman formasını çıkarıp taraftara koşan kaleci" idi ama maalesef karakter sınırlaması izin vermedi. bu haliyle de aynı anlamı ifade ediyor sanırım. yani muhtemelen öyledir. neyse, konumuza dönelim efenim biz.
malumunuz gol atan futbolcularda böyle bir eğilim var. maçta gol olur ve sahanın ortasında yarı çıplak, çıldırmış bir halde taraftarına koşan birinigörürsün, hıh! işte o gol atan futbolcudur. değişen yönetmelik bu davranışı sergileyen futbolcuya sarı kartı uygun gördü ama vazgeçer mi anam bunlar hiç? vazgeçmezler bit tabii. hala deli gibi üzerini çıkarıp taraftara koşanları mevcut.
işte bahsi geçen kalecinin içinde bu tarz bir sevinme olayı hep ukte kalmıştır. yıllardır formasını çıkarıp taraftarına koşmayı hayal eder ama maalesef olayı yanlış yorumlayıp bunu gol yediği zaman yapar. taşlanması ihtimal dahilindedir ve hatta cipinin içinde dayak bile yiyebilir. dikkatli olması gerekir.
tarafsız bir kalecidir. hayata her zaman sıfır noktasından, objektif olarak bakar ve her şeye rağmen hayatın tadını çıkarmayı bilir. onun için önemli olan 'gol'ün varlığıdır, kimin attığı önemsiz bir ayrıntıdır. iyi oynayan kazansın düsturuna da yakın durur kendisi. ancak yine de trübüne fazla yaklaşmamasının hayatın tadını çıkarmaya devam edebilmesi için gerekli olduğu kanaatindeyim.