genellikle uzatma anlarında yenilen gol anında gözlenen kesittir. rakip deliler gibi sevinçle sağa sola koştururken, altıpas içinde oturup ellerini dizlerinde birleştirmiş kalecinin boş gözlerle etrafı izlediği andır.
trajedidir.
aylar sonra gelen edit: ve mutlaka maçın son 5 dakikası içinde yani telafisinin mucizelere bağlı olduğu bir anda gol yenilmesini gerektiren oturuştur.
Geri dönüşü olmayan bir olay gerçekleşmiş, kaleci topu ağlarında görmüştür. Tribündeki taraftarlar ellerini saçlarına götürerek içlerinden küfrederler, bazısı sinirini dışa vurur oturakları tekmeler. Peki ya kaleci? Tribünde sadece seyirci olan taratar bu kadar üzülürken kaleci nasıldır? O olayı ancak yaşayan bilir. O kadar çabuk gelişir ki kaleci adeta şoka girer. Olayın asıl kahramanı hikayesinin en kötü kısımlarına gelmiştir. kalecinin oturuşu sıçıyormuş gibidir suratındaki ifade ise kazığa oturmuş gibidir. Kısacası kaleci acıların çocuğuna dönüşmüştür. bir de kafasına inecek olası bir yabancı cisim olayları daha da dramatikleştirir.
ha birde yıllar önce bir karikatür görmüş ve çok gülmüştüm. malum 2001-2002 sezonu filan o zamanlar gsm operatörleri bir sistem yapmıştı. üye oluyordun tüm goller, kartlar, kaçan penaltılar vs. haber olarak cebine geliyordu. bunu alaya alan karikatür de şöyleydi;
kaleci kalesinde gol yemiş somurtuyor. kale arkasından elinde telefonuyla kalecinin arkadaşı sesleniyor;
- abi gol yemişiniz.
- biliyom lan.
önce bir yan hakeme adeta kurtarıcıymışcasına yollanan bakış ve altı pas bölgesini işret eden iki kol, ardından defans oyuncularına suçu atmak istercesine bir bakış atmasına rağmen kimsenin pek tınlamadığı, seyircilerin de kendisini saygıyla andığı dakikalarda dünyanın istemediği ve zorla aya yollanmışcasına bir hüznün eşlik ettiği oturuştur. dirsekler dize dayanmış şekilde önde kavuşmuş eller de bu hareketin önemli bir parçasıdır, donuk bakışlarla santra vuruşunu izlemek ise hareketi tamamlayan bir unsurdur.