komünizm veya sosyalizm dışındaki bütün yollar kapitalizm'in sömürüsüne çıkar bunun örnekleri her tarafımızda.
komünizm'den nefret ettiği iddia edilen mustafa kemal, lenin'e mektup yazarak kurtuluş savaşında yardım da istemiştir hatırlatmak lazım.
(bkz: sovyetler birliği nin türkiye ye büyük yardımı)
emek kutsal bir kavramdır. sadece ezileni savunmak komünistlere özgü bir durum değildir. öyle olsaydı bütün sendikalar komünistlerin elinde olurdu.
bu ülkenin kurucusu olan ulu önderde zamanında gerekenleri söylemiş.
--spoiler--
"Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde ezilmelidir."
M. Kemal Atatürk
(Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926)
--spoiler--
--spoiler--
Biz ne bolşeviğiz ne de komünist;ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız."
--spoiler--
"Bolşeviklere gelince, bizim memleketimizde bu doktrinin hiçbir şekilde bir yeri olamaz. Dinimiz, adetlerimiz ve aynı zamanda sosyal bünyemiz tamamiyle böyle bir fikrin yerleşmesine müsait değildir. Türkiye'de ne büyük kapitalistler, ne de milyonlarca zanaatkar ve işçi vardır. Diğer taraftan zirai bir problemimiz yoktur. Son olarak, sosyal bakımdan dini prensiplerimiz bolşevizmi benimsemekten bizi uzak tutmaktadır." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)
--spoiler--
--spoiler--
"Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvvetli, Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, s .20)
--spoiler--
avrupada bir tane bile sosyalizm ile yönetilen ülke kalmadığı halde halen olayı bir kapitalist- sosyalist çatışmasına indirgeyebilen bir yazardır. burada kendi putlaştırdığı şeyleri eleştiren adamlar kapitalizmede aynı şekilde karşıdır, faşizmede, siyonizmede. biraz özüne dönsün. milli ve manevi inançların bu kadar güçlü bir olduğu ülkede bahsettiği şeylerin olamayacağının farkına varsın. ayrıca emek ve özgürlüğü savunmak için solcu olmaya gerek yoktur. bizler emekçilerin yanındayız diyen adamların sicilleride bir hayli kabarıktır.
(bkz: 18 mart 1978 ümraniye katliamı)
(bkz: işçi hakkından bahsedip işçi öldürmek)
milletinin komünizm düşmanlığı ile yetiştirildiğini gördüğü ve o düşmanlıktan sıyrılabildiği için mutlu olan yazardır. kapitalizm'in komünizm'i kötü göstermesi olağandır ki kapitalizm'in etkisi altında olan ülkelerinde komünizm düşmanı üretmesinde garip bir yer yok. kapitalizm ülkelerini sosyalizm'e komünizm'e kaptırırsa gücünü kaybeder ve krizler iflasına sebebiyet verir sömürecek insan ve alan bulamaz kendisine bu yüzden sosyalizm kötüdür kapitalistler için bir kesimin zenginliğini tehtid eder.
garip olan zengin insan kapitalizm gitsin istemez aşırı zenginlik ve lüks içinde yaşayışını kaybetmemek için fakire noluyor orası ayrı bir olay zenginliğini kaybedecek olan o sen kazanacaksın insan gibi yaşayacaksın gözlerini açmaktan niye korkuyorsun.
ev kirasını ödeyemeyen adamların sosyalizmi eleştirmemesi gerektiğine inan sığ ve dar kafalı bir adamdır. ev kirası olayı biraz benzetmedir. anlasın ki bu ülkede ne fakir ne zengin ne de başka bir grup sosyalizme ve komünizme inanmamaktadır. onun için bütün sol partiler her seçimde sandığa gömülmektir. milletin kabul etmediği bir şeyi millete dayatmaya çalışmakta ancak tepeden inmeci komünistlerin yapabileceği bir iştir.
ev kirasını ödeyemeyenlerin hakkını savunduğu için ev kirasını ödeyemeyenlerce eleştirilmektedir. oysa ki günde 16 saat çalışıp asgari ücretle yaşamaktansa eşitlikten ve insani haklardan bahsetmek ne güzeldir.
daha ev kirasını ödeyemeyip sosyalizm'i eleştirenlerin çelişkisi de ayrı bir olaydır tabi.
bazılarının eleştirdiği sovyetlerde ev kirası ödeme, sosyal hizmetlere para verme, geçinme gibi dertler yoktu. bizim özlemimiz bunadır. halkın refahınadır.
kafayı iyice bozmuş yazar. kendi putlarından başka hiçbir şeye inanmıyor. herkes burjuva ve kapitalist zaten. o yüzden hepimizin fabrikaları, daireleri ve büyük ekonomik gelirleri var. oysa ki daha ev kirasını ödeyemiyorum. bu arkadaşa büyük türk başbuğlarından biri olan bilge kağanın orhun abidelerindeki bir sözünü hatırlatarak yanlış yoldan bir an önce dönmesini temenni ediyorum.
(bkz: ey türk titre ve kendine dön)
bir şeyler anlatmaya çalışan yazar ama her zaman her yerde olduğu gibi az bilgi ve az zekanın kurbanı. oysa ki sade bir dille anlatıyor. hala neden kimilerinin aklı ermiyor acaba?
kaynak götüm'den pek farkı olmayan kapitalist basın'ı kaynak olarak gösterenlere pek ciddiye almıyor. aynı basın ortalıkta stalin 60 milyon'u katletti diyerekte dolaşıyor.
nasyonal sosyalist yazar'a verdiği ayarlarla entry sildirmiştir. gelip hala bu nickaltında yazmasına gülmektedir.
(#18432340) ''türklerde amerika düşmanlığı yok'' hususuna katılmadığım yazar.
bizim millet kaavelerde her boku ''hep amerika'nın oyunları yaaa'' diyerek bağlar. türk milleti gayet amerika düşmanıdır. hatta avrupa'da amerikalıların en az sevildiği ülke türkiye'dir.
ama halk cahildir. dindar zannettiği, aslen amerikancı partiye oy verir, o başka mevzu.
kendine göre doğruları enternasyonalist zımbırtılarla değilde daha çok milli kavramlarla yazarsa kendisi ve içinde yaşadığı toplum için daha hayırlı olacaktır.
hala nasıl yazabiliyorsun arkadaş benim ona aklım ermiyor bir türlü. sen gelmişsin burada hiçbir şey bilmediğini belli etmişsin deminki mesajlarda ben o cevaba rağmen yazdığını nasıl silmediğine şaşırıyorum. benim atladığım hiçbir nokta yok cevap veremeyeceğim de. gereken donanımı edindik bu konu hakkında ki savunuyoruz. bizim ideolojimiz 10 saniye içinde öğrenilecek bir şey değil öğrenmek gerekiyor illa ki savunmak için. sormaya devam et istediğini sonuna kadar cevaplamaya devam edicem. sen desteği ancak komünizm hakkında bir şey bilmeyen duyduklarıyla düşmanlık yapanlardan alırsın görüyoruz bilgisini diğerlerinin de.
sana orda bütün ülkeyi işçilerin idare ettiğini anlatmışım adamların sendikaya ihtiyacı yokki beğenmezlerse sovyet meclislerinde değiştirme yolunda oylarlar bu kadar basit adamlar sendikayı sadece 2 paragraf aşağıda bahsettiğim görevler için kullanıyorlar çünkü başka şeylere gerek kalmıyor. işçiler yönetiyor ülkeyi komünist parti her alanda gözetliyor eşitliği zaten ücretleri konuşmak için neden sendikalara ihtiyaç duysunlarki ?
kapitalist düzen gibi değil işçi zaten mecliste direk.
--spoiler--
Devlet yaşamındaki en önemli sorunlar halkın tartışmasına açılır ve bu konularda halk oylamasına gidilir.
--spoiler--
yoğun çalışma içinde olan 2 meclis vardı sovyetlerde:
--spoiler--
Birlik Sovyetine tüm halkın nüfusunun eşit biçimde temsilci seçtiği bir organken (300.000 kişiye bir temsilci); Milliyetler Sovyetine seçilecek üye sayısı, Birlik Cumhuriyetleri için herbirine 32'şer, Özerk Cumhuriyetler için 11'er, Özerk Bölgeler için 5'er, Özerk Topraklar için 1'er olarak önceden saptanmıştır.
--spoiler--
senin anlamadığın sovyetlerde en küçük birim yerleşmeye kadar söz hakkı vardı.
gelmiş bana sendika diyorsun oradaki insanlar ortak bütçeden eşit paylaşımda alabilecekleri yaptıkların işin kalitesine göre maksimum ücreti alıyorlardı küçük farklarla, ne diye pazarlık yapmaları gereksin ki be arkadaşım. sen burayla karıştırdın herhalde orayı. orada sosyal hizmetlerin en küçük birimine varana kadar herşey ücretsizdi, yerel sovyetlerde iki buçuk yılda bir seçim yapılır ve yaklaşık 2.300.00 temsilci belirlenirdi yerel sovyetlerde bile düşün Yüksek Sovyetlerde de 5 yılda bir seçim yapılırdı, en küçük yönetim birimine en küçük yerine kadar seçimle belirlenirdi, maaşların arasındaki kaliteye göre belirlenen fark o kadar komik rakamlardı ki okusanız gülersiniz, bu adamlarda zengin fakir uçurumu uçurumu geçtim zengin sınıf fakir sınıf yok alabilecekleri maksimum maaşı alıyorlar, sendikaya böyle bir işlem için niye gerek duysunlar. sınıfsız bir toplumdan bahsediyoruz burada, burjuva sınıfı yok.
senin o itü sözlükten aldığın yazının elimdeki gerçek belgesindeki devamında sendikanın görevleri yazıyor buyur bak:
--spoiler--
Sosyalist düzende sendikaların görevleri, Sovyet Rusya'da olduğu gibi, çalışma disiplinini sağlamak için çalışmada sosyalist tutumun eğitilmesi, işçilerin sosyal mülkiyeti korumalarının sağlanması, organize toplantılar düzenleyerek işin rasyonalize edilmesine, kalitenin yükseltilmesine çaba gösterilmesi, mahsul normlarının ayrıntılarını hazırlama çalışmalarında yönetime katılma gibi konularda toplanmaktadır. Sendikalar devletin kontrolü altındadır. Lenin'e göre, sendikalar komünizm için bir okul ve komünist partisinin ekonomi programını çalışan kütleye benimseten bir araçtır.
--spoiler--
senin göstermediğin kaynağı ben göstereyim: http://www.itusozluk.com/...v+hakk%FDn%FDn+olmamas%FD
sendika'nın maaşdaki haksızlıkları giderme işlemlerine sosyalist yönetimde zaten ihtiyacı yok kapitalizm için gerekli bir şey bu.
--spoiler--
Eşitlik ilkesi Sovyetler Birliği'nde daha baştan itibaren sıkıca korundu ve gözetildi. Komünist Partisi de sendikalar da emekçi kitlelerin adeta içgüdüsel olarak sahip çıktıkları bu ilkeyi her anlamda savunuyordu. Kapitalizmden komünizme geçişin ilk evresinde "herkesten yeteneği kadar, herkese çalışmasına göre" esasının uygulanacağı, "herkesten yeteneği kadar, herkese ihtiyacına göre" esasının ancak komünizmin ikinci evresinde uygulanmaya başlayabileceği genel kabul görmekle birlikte, daha sosyalizme geçiş dönemi sayılan 1920'lerde bile hem değişik işkolları arasında, hem de her işkolunun kendi içinde ücret farklılıkları gitgide azaltıldı.
--spoiler--
stalin döneminde bu ücret farklılıkları ilerlemeyi teşvik için az da olsa arttırılmıştır. ama çok azdır bu. sonra gelip bilgisizce stalin farkları arttırmış xd yapma diye veriyorum bu bilgiyi de.
ah bir de kafa bassa be kardeşim. bu arada rus sendikacılar hala sovyetleri destekler. senin eleştiri yolundan gitmeye çalıştığın sendikacılar. okumak lazım okumak okumak okumak... http://www.haberler.com/r...orbacov-u-3244856-haberi/
ayrıca senin o sunduğun komediden başka bir şey olmayan komünizm parayı bulana kadar olayı da komediden başka bir şey değil
fidel castro devrim öncesi zenginlerdendi,
che bir doktordu,
lenin devrim hayaliyle hukuk fakültesini terketmiştir,
engels babası fabrikatörken kendisini müdür yapmışken insanların açlığını görüp işçilerle birlikte maden ocaklarına çalışmaya gitmiştir,
yine türkiye'deki 68 hareketinden ve sonraki hareketlerinden zengin ailelerinden katılan çok fazla olmuştur ki çoğunun babası durumları çok iyi olan aydın avukatlardı,
eğer okuyorsan ve insansan zenginlik yerine bu yolu tercih edebiliyorsun bir çok devrimci önder gibi. parayı bulabileceğin avukatlık, doktorluk gibi meslekleri bile kenara atabiliyorsun. önemli olan egoist, bencil, çıkarcı olup olmadığındır bana sorarsan.
ayrıca yazdıkların ülkü ocağı mensubu liseli öğrencilerinin okul sıralarındaki konuşmalarına benzettiğim için öyle bir terim kullandım. benziyor da.
aldığım komik çaylaklık cezası yüzünden 27.01.2013 tarihinde gözükecektir bu yazı büyük ihtimal.
beynini komünizm betonuyla kapatmış yazardır. komünizm parayı, feminizm kocayı bulana kadardır. bu yazar arkadaşımızda 3-5 yıl sonra paran yoksa bir hiç olduğunu anlayacak ve 20.yüzyılın karanlığında boğulmuş saçma sapan şeyleri paraya satacaktır.
birde yaptığı şeyi savunma zannediyor. bir kere ben hiç ülkü ocağına gitmedim. daha ilk baştan sıçmış arkadaş. ayrıca ülkü ocakları legal bir kurumdur. kendilerine şikayet hakkı doğarsa altından kalkması zor olabilir.
aslında çok şey bilse de işine gelmeyen yerleri hep atlayıp geçiyor mesela.
işçi, işçi diyip duruyor fakat komünizmde bazı şeyleri işçiler beğenmezse işçilerin komünizm gibi bir yönetim şeklinde bile grev hakları yoktur.
'......herkesin kamu işletmelerinde ve kurumlarında işçi olarak çalıştığı sovyet rusya'da işçilere sendika kurma hakkı tanınmıştır. ancak, bu sendikalar piyasa ekonomilerinde olduğu gibi ücret pazarlığı yetkisinden yoksundurlar; grev hakkına sahip değildirler.'
ek not: bu sendikaların neden komünizm gibi bir yönetimde kapatılacağını, kapatılmasa bile bir sike yaramadığını açıklarsa seviniriz.
