tuna kiremitçi' nin bir şiiri ama şiir diye hemen de güzel diyemiyorum. mantık hatası var. "seviyorsun madem niye yol veriyorsun be hacı", diye sormazlar mı adama? alınma, darılma ama ben sorarım. ne o öyle, seni seviyorum ama çıkarken kapıyı kapatmayı unutma, cereyan yapıyor ayakları? * şiirden soğuyorum bu şiire rastladıkça.
bu tür kitaplar toplumların afyonudur.hayatında bir dünya klasiği bile okumamış bir insan için dünyayının aşk ve sevişmekten ibaret oldugunu zannettirebilir.
tuna kiremitçi'yi karakter olarak da hiç sevmedigim bir insandır.betimlemeleri ve tasvirleri bana charles dickens'ın yandan yemiş versiyonunu anımsatır.bu kitaplarla zaman kaybedilecegine maria venturi'nin paramparça kitabını şiddetle tavsiye ederim.
kitaplarının adlarıyla okuyucuyu vurmayı başaran ve lakin içerik olarak kısacık ve basit cümleler, gereksiz tanımlamalar ve bir sonuca ulaşmadan, konuyla alaksız ve sırf laf olsun diye yazılıp bırakılan bölümlerden ibaret tuna kiremitçi kitaplarından sadece birinin ismi.
ayrıntı için lütfen (bkz: bu işte bir yalnızlık var), (bkz: a.ş.k. neyin kısaltması), (bkz: git kendini çok sevdirmeden). *
bu isimde bir kitap olduğunu bilmesem ve o kitabı okumasam "bırak geyiği" şeklinde cevaplayacağım cümle.
hatta "kaç metre yada kilometre uzaklaşayım" şeklinde dalga da geçebilirim.
bir genç yazarın ilk roman denemesi için cesaret verici ancak döneminin sayısız güzel romanını gölgede bırakıp satış rekorları kırması, kalitesinden değil, çekici ismi, güçlü yayınevi, ve inceliğidir. ne yazık ki, gerçekten herkesçe keşfedilmeyi hakeden o kadar eşsiz yazar ve kitap var ki. tabii tuna' nın bu işte bir suçu yok. o çok şanslı ve başarılı bir yazar.
etki düzeyi liseli kızların beğenisi ile sınırlı olan okuma gafletinde bulunanlara hiç bir bilgi vermeyen,çerez romanların yazarı tuna kiremitçinin okunsada olur okunmasada olur dedirten sıradan romanı.adam yakışıklı ama hakkını yememek gerek