güney amerikalı oldugu icin uyum sorunu yasamasaydı hatırımız kalırdı, tamam onu anladık ama insan bi kere de bir olumlu hareket yapıp en azından sabırlı olunması icin bir mesaj verir.elano da ilk geldiğinde sorun yasıyordu ama panathinaikos a deplasmanda golleri dayayıp, gittiği milli maclarda asistini yapıp taraftara ,abi bende iş var sabırlı olun diyordu.
halbuki ben santos un galatasarayda hicbir olumlu hareketini görmedim,yaw insan bi calım atar ne bileyim sert bir orta keser yani hic mi yetenegin yok kardesim.belki gücü yoktur , mac eksiği vardır ama en azından insan bi rakibe pres yapar,faul felan yapar.bizi madrid macında 10 kişi oynattıgı yetmiyormus gibi preside arda ya yaptı. sanırsam bu adam daha takımı iyi tanımıyor ,daha gecen antalya macında elano nun ceza sahasında kendi hazırladıgı pozisyonunda elano nun dengesini bozarak atagın mına koymustu.bakalım bugun besiktas macında ne yapacak,bence hic bi .ikim yapamayacak ,allahtan meksika nın hazırlık macları felan varda oraya gidip bizi yalnız bırakacak.
tello'ya yaptığı süper ötesi gereksiz fauluyle, 1 puanla dönmemize sebep olan baş aktör. faulu yaptıktan sonraki ilk tepkim ''gol olur'' idi. nitekim maçın başından beri duran toplarla iş yapmaya çalışan beşiktaş'a iş yaptırttık, huzurluyuz bu konuda.
tello'nun da kurnazlığı vardı biraz gerçi o pozisyonda, hakkını yememek lazım..
büyük umutlarla transfer olan ancak beklendiği çıkışı yapamayan, herkesi hayal kırıklığına uğratan, ''ah ulan nondayı göndermeseydik'' dedirten 11 mayıs 1989 meksika doğumlu futbolcu.
galatasaray taraftarının ne kadar sevdiğini bilmeyenler tarafından küçümen ilan edilen yıldızımız. açın youtube'da arayın "dos santos galatasaray" tag'leriyle görün sevgiyi. neymiş yaptığı faulden beşiktaş golü atmış, o bir puan beşiktaş'ı kayserispor'un altında 5. yaparken, galatasaray'ı şampiyon yapar. bu kadar sıkışık bir dönemde inönü'de alınmış bir puan önemlidir. dos santos'a inanıyoruz ve başaracağını biliyoruz!
galatasaray taraftarının sevgisini kazanabilmek için henüz herangi bir bok yapmamış topçu. biz geldiğinden beri yetenekli olduğuna inanıyoruz o ayrı mevzu. hala da onu kazanmak için sabrımız var.
ancak şu an için sevilecek bi tarafı yoktur. takımla alakasız gibi durmaktadır saha içersinde. bunun bir diğer sebebi de, bizim topçuların onla oynama isteklerinin pek olmamasıdır, bu bariz. ama bu takımda kalmak istiyorsa önce kendisini kanıtlaması lazım.
dejavu yaşatıyor bu genç çocuk. bundan birkaç hafta önce elano blumer'le ilgili de benzer endişeler ve rahatsızlıklar dile getiriliyordu, işte şimdi elanomuzun nasıl bir noktaya geldiği ortada. dos santos'a güvenimiz tam.
galatasaray'ın yediği gol esnasında sivok gibi müthiş bir forvet! 4 tane galatasaraylının orta yerinden top geçiriyor ki buna kaleci de dahil. o kaleci ki tello gibi çok iyi top kesen bir adamın yaklaşık 35 metreden kullandığı serbest vuruşa baraj bile yaptırmayan top tutucu. hakem de havadan faul veriyor tabi, onun da hakkı kalmasın.
ondan sonra ne o? giovani galatasaray'ın berabere kalmasına sebep oldu. he aynen öyle. zerre beğenmediğim bir adam kendisi ama illa günah keçisi aranacaksa başka yerlere çevirilsin gözler...
ben mi yanlış görüyorum yoksa bu adama maçlarda pas mı atılmıyor ? * varsa yoksa sağ kanat üzerine yıkıyoruz oyunu. sonra da 'dos santos kötü oynadı','bu ne ya bu çocuk mu barcelona da oynadı' yorumlarına maruz kalıyoruz. **
sayesinde meksika'nın güney amerika kıtasında olduğun öğrendiğimiz futbolcudur. halbuki bizi senelerce meksika, küzey amerika ülkesi diye kandırmışlar. düşünün öyle bir ülkenin oyuncusu ki ülkesinin dünya'da olduğu yer bile muallaktır.
sezon başında adı beşiktaş'la anılırken gelsin gelsin diye hoplayıp zıpladığım futbolcuydu.
galatasaray transfer edince de baya gıpta ettim.
ama adam hakkaten hiçbir şey oynamıyor yahu. eğer satın alınmış bir futbolcu olsa, tamam en kötü seneye izleriz biz bu çocuğun hasını diyoruz da adam zaten gidiyor 3 aya.
18'li 20'li yaşlarda okulda, halı sahada elbet maç yapmışsınızdır. muhteşem olmasanız bile topu alıp biraz ilerleyip, pas atacak düzeyde olduğunuzu varsayıyorum. (kazma olduğunuz ihtimaline değinmiyorum bile)
aradan üniversite falandı filandı derken yıllar geçer top oynamayalı, pek sosyal birisi sizi maça davet eder. "2-3 yıl oldu ama, ben zaten yetenekliydim mnakoym diye" düşünüp çıkıverirsiniz bi gazla, halısahanın siyah plastiklerle dolu halısına.
maç başlar; ilk topla buluşma anınızda topu nereye atıcağınıza, karar veremezsiniz. hafif kafayı kaldırır, etrafa bakınır ve ayağınızla sağa sola atar gibi hareket yaparsınız. * karşınızdaki rakipte yavaşça size doğru geliyordur aynı zamanda. saniyeler içerisinde gerçekleşen bu olaylar bütününde, tekrardan kafayı kaldırır, etrafa bakarsınız. "mınakoym kimse boşa kaçmıyo lan bari bende bodozlama vuruyum" diye düşünür vurursunuz yada gerideki arkadaşınıza dönersiniz.
işte bu kadar kafa sikmemin sebebi şuydu;
dos santos'tada perşembe günkü atletico madrid maçında bu anlattıklarımın aynısını gördüm.
adamın 90 dakika boyunca top koşturduğu karşılaşmaların üstünden uzun uzun zamanlar geçmiş. maç eksiği çok, bırakın biraz alışsın eski günlerine dönsün.
bu adamın şimdi ağzına sıçanlar, zamanında elano blumer'in ağzına sıçan adamlarla aynı adamlar. bu adamlar, bugünkü beşiktaş galatasaray maçında tükürdüklerini yaladıkları gibi dos santos'tada yalamak yerine asfaltı kazıyacaklardır.
kariyerinin birinci hatasını premier lige gitmekle yapmış istikrar yetenek ve fiziğin birleştiği bir lige çok yetenekli istikrarsız(çünkü yedekti genelde barça'da) ve kesinlikle o fiziğe sahip olmadan gitmesi kariyerini bayır aşağı sürüklemiştir championship e gitmesi de bir şey farkettirmemiştir en sonunda rijkaard onu ordan kurtarma umudu ve kariyerini toparlama fırsatı vermiştir hala toparlanamamıştır alınması kesinlikle kumardır bekleyip göreceğiz.
daha adam 90 dakika maç bitirme seviyesine gelemedi sabır be güzel kardeşim. Bazı türk insanındaki futbol mentalitesi "alayım, hemen uçsun, kaçsın, vurduğu girsin" şeklinde. Bunlar halı sahadan başka yerde top oynamamış, futbolu cm,fm,fifa gibi oyunlardan öğrenmiş insanlar diye düşünüyorum. Yani o işler bu kadar kolay ancak oyunlarda olur. Alayım şıpadak oynasın yok öyle bişey. Bu adam kaç haftadır maç oynamıyor buna ilaveten daha önce gördüklerinden çok farklı kültürel, sosyolojik ve sportif bir ortamda şu anda. Elano da böyleydi bak nasıl toparlamaya başladı zamanla. Yapıcı eleştirmiyoruz,yıkıcı eleştiriyoruz. Adam iki top kaptırınca tü kaka diyoruz. Arda sakatlanmasa belki santosu oynatmak hoca nın aklından geçmiyordu. Gerek Jo gerek Santos, bu ikiside ortalığı yakacak ck_06 demişti dersiniz.
son senelerde o kadar futboldan uzak kalmış ki sahada ne yapacağını bilemez hale gelmiş. bir türlü oyunun içine giremiyor. sanki bir köşede duruyor öyle. şu haliyle galatasaray'ın ilk onbirinde oynaması çok zor. kendine gelebilmesi için biraz zamana ihtiyacı var.
antreman oyuncuları olur nba'de. en ünlülerinden biri de sean marks'dır hatta. bu çocuk da onun futbolcu versiyonu, sezon sonuna kadar antremanda çift kale maçlarında oynar, arada bi iki hafta sakatlanır sonra da paşa paşa meksika'ya döner.
bu adamı şu an yerenler, zamanında elano'yu da yerden yere vuranlarla aynı kişiler gibi bi genelleme var. yüzdeye vursak belki yüzde 80 aynı insanlar çıkar bilemem, ancak ben elano'nun geldiği günden beri ne kadar sıçıp sıvadığı maçlar olsa da arkasında duran bir adamdım. çünkü adamın kalitesi ortadaydı. kalitesi olmayan adamın brezilya milli takımında ne işi var zaten?
velhasıl, şu an dos santos'un ağzına sıçıp sıvamak ne kadar yanlış bir olaysa, oturup mallıklarını izleyip, seyirci kalmak, eleştirmemek de bir o kadar yanlıştır. şahsen kendi adıma yıkıcı değil yapıcı eleştiri yaptığımı söyleyebilirim.
bu adamın barcelona'daki birçok maçını izledim ben. bildiğin wonderkiddi bu. ikinci bi ronaldinho diyoduk. gıpta ile izledim gerçekten, fantastik oynadığı dönemler oldu. ama biliyoruz ki o zaman etrafında eto, henry, messi gibi futbolu her yönden bilen, futbol ustaları vardı. arkasında xavi, yaya toure gibi, hata yapsa da o hatayı toparlayabilecek adamlar vardı. yani bu çocuk hata yapma lüksü olduğu için rahattı, kendini gösterebildi, kalite olduğunu bütün dünyaya gösterdi.
işte en temel fark bu noktada, galatasaray'da bir xavi bi toure gibi onun götünü toparlayabilecek yetenekte adamlar yok. o yüzden rahat değil oynarken, o yüzden hata yaparsam korkusu var, o yüzden risk almamakta. olabildiğince düz bi adam gibi oynamakta.
ve galatasaray takımı, şu an onu bir barça'daki gibi kucaklamış değil. zerre güven yok. zerre güvenilmediğini hissettiği için haliyle formu oldukça düşük. bütün suç giovani de değil yani orası kesin.
ama bu adamın artık içinde biraz futbol aşkı varsa, biraz eski günlerini hatırlarsa, tekrardan fantastik futbol izlettirecek bizlere en ufak bir şüphem yok, onun bu yönde bi girişimi olduğunu gören takım arkadaşları da artık daha çok güvenmeye ve oynamaya başlayacaklar, pas alışverişleri daha rahat olacak.
umarım gs'den gitmeden bütün bunları başarır. takımımızın 11'inde kalıcı olur. umarım gs onun bonservisini de alır diyorum. çünkü inanıyorum ben bu çocuğa.
89 yılında meksika'nın varoşlarında 16 çocuklu santosoğlu ailesinin bireyi olarak açlık ve sefalet içinde dünyaya gelmiştir.baba, uyuşturucu satıcısı annesi ise felç yüzünden yatalakmış.o ise, 3 kardeşi gibi diğer 13 yavruya bakmak için kâh kırmızı ışıkta cam silmiş, kâh kaçak malboro satmış, kâh hâlde sırtında küfeylen kasa kasa turunçgil taşımıştır.çocukluğunu yaşayamadan organ mafyasının eline düşmüştür.gözlerine açtığında taaa ebesinin örekesi olan tel aviv gureba eğitim ve araştırma hastanesinde diyaliz makinesine bağlı olduğunu görmüştür.bu kirli ticaretten ücret olarak kappa marka eşortman ve kinetix marka ışıklı spor ayakkabısı almıştır.zavallım, daha dikişleri alınmadan başhekim tarafından sersefil sokağa atılmıştır.3 gün aç bilaç gezdikten sonra polis tarafından yakalanmıştır.bir süre refah kampında kaldıktan sonra çöpten bulduğu gardrop kapısından sal yapıp kendisini akdeniz'in serin sularına atmıştır.bu esnada, akdenizde dev cruiser'i ile âlem yapan joan laporta tarafından görülüp gemiye alınmıştır.çocukceğizin içler acısı hâlini gören laporta kurmaylarına emir vererek santos'u nou camp otoparkında kâhya yapmıştır.bundan sonrasını okuyucunun hayal dünyasına bırakıyorum.ilham vermesi açısından tag vererek hikayemi burada sonlandıracağım.