sabırla bekledim döneceğin günü,
ne kadar yesemde kendi kendimi,
bir dolunay gecesinde hatırlarım herşeyi.
yalnızlık yakışmıyor bana bu saatten sonra.
daha ne kadar katlanmalıyım,
sorarım sana,
denemek istemem başka sevgiler,
bulmak istemem, daha fazla
gezerim sokakları yana yana...
yalpalıyor deli gönlüm bir sağa bir sola.
korkuyorum tükenmekten,
tükenipte bitmekten;
harcıyorum saatleri, sensiz geceleri...
korkuyorum sensizlikten,
sensizliğin sesinden,
eskitiyorum yolları sensiz sahilleri,
içimdeki bensiz seni.
''Sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara,
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden..
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz,
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz".
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere,
O gülün yüzü gülmüyor sensiz,
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı, Hepten hüzünlü bu günlerde.
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye,
Masada tabaklar neşesiz, Koridor ıssız, Banyoda havlular yalnız..
Mutfak dersen - derbeder ve pis, Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş,
Vantilatör soluksuz, Halılar tozlu, Giysilerim gardropda ve şurda burda,
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda.
Mavi gece lambası hevessiz,
Kapı diyor ki açın beni, kapayın beni.
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi, Radyo desen sessiz,
Tabure sandalyelerden çekiniyor,
Küçük oda karanlık ve ıssız..
Her şey seni bekliyor,
her şey gelmeni, içeri girmeni, Senin elinin değmesini, Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor Seni nice sevdiğimi...'' *
yaşanan her şeyin hatrına, en azından kendine saygısızlık etmemek için, ne yaparsa, nasıl giderse gitsin sadece "güle güle" demek gerekir ona. uzun uzun cümlelerden ziyade, içinde kopan fırtınalara inat bir dinginlikle teşekkür ederim diyebilmeli insan. birlikte büyüdüğün, el ele yürüdüğün güzel anlar kalsın sevgiliden geriye ve hep anımsanan sevgiyle dolu anlar olsun. tüm kötülükler, acılar, travmalar silinsin ardından. ancak o zaman huzurlu olabilir insan, unutabilir.
ardından bakakalırken de bir şarkı dökülür dudaklarından, gözyaşlarınla beraber...
bazen daha fazladır her şey,
bir eşikten atlar insan.
yüzüne bakmak istemez yaşamın,
o kadar azalmıştır anlam!
o zaman hemen git, radyoyu aç, bir şarkı tut
ya da bir kitap oku mutlaka, iyi geliyor.
ya da balkona çık, bağır bağırabildiğin kadar,
zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor...
ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün;
ayrılıktan kaçılmıyor!
hem çok zor, hem de çok kısa bir macera ömür,
ömür imtihanla geçiyor...
ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem
unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir.
acının insana kattığı değeri bilirim, küsemem
acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir.
bir şiirden, bir sözden, bir melodiden, bir filmden
geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor.
yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor...