hani bir laf vardır: adamın ölüsü bile faydalı. işte hagi öyle bir futbol dehası,yeteneğidir. zira bir kıza bile futbolu sevdirecek kadar muhteşem oynayan insan. o futbolu spor gibi görmüyordu adeta bir sanattı. bugun türkiye liginde onun gibi bir yabancı veya yerli futbolcu yoktur. dileriz olur ama zor. o galatasaray'ımızın ruhunu güçlendiren en önemli insanlardan biriydi. doğum günü kutlu olsun.
10 numaralı formayı çıkarmasının üstünden 6. 5 sene geçmiş, yine de galatasaray taraftarının kalbindeki yeri doldurulamayacak efsane. evet, hırçındı biraz ama futbol onunla hayat buldu. futbolu bıraktığında futbol topu anlamından çok şey yitirdi. adrese teslim pasları, kendisini marke ettirmeye çalışan futbolcunun bile nasıl yaptığını anlamadığı klas hareketleri ve jeneriklik golleriyle, hagi bir fenomendir.
hagi şu anda futbol oynayan hiçbir 10 numara ile kıyaslanamaz, o derece özel bir futbolcuydu. elbette bu 10 numaralar da bambaşka yeteneklere sahiptir ancak onun karizmasını elde etmeleri çok zordur.
bu adam türkiyeye gelen 1. sınıf tek futbolcudur. 1.sınıfdan kastım zidane,figo,c.ronaldo,del pierro v.b. futbolcular gibi. inatçılığı,agresifliği,bencilliği yüzünden türkiye'de futbol oynamıştır. benzerleri kadar uyumlu olabilseydi barcelona yada r.madrid'de efsane futbolcular arasına adını yazdırabilirdi.
futbolda unutulmayacak isimlerden biri, sinirli adam, sadece avrupa maçlarında ceza sahasının dışından, orta sahadan attığı goller için bile izlenebilecek adam.
ne felipe benzedi ona ne de revivo doldurabildi yerini, lincoln şu durumu ile eline bile su dökemez. galatasaraylılar artık umudu kesti yerinin doldurulabilmesinden, şarkılarda arıyor artık teselliyi;
galatasayarda oynadıgı zamanlardan kalma söyle on, on beş cm lik bir kartını panomdan kaldırmadıgım biricik yegane insandır. iyiki vardır. alnının ortasından öpülse yeridir.
hayal meyal hatırlıyorum sanırım orta okul hazırlıktaydım..babamla salonda otururken, öylesine açık olan televizyondan duymuştuk transfer haberini. ben çok anlam verememiştim ama babamın inanamadığını hatırlıyorum. hagi'yi mi alıyormuşuz diye.
çıktığı ilk maçta 2 gol atmıştı. 2.maç trabzonspor maçıydı ve daha ilk dakikalarda çok alakasız bir yerden kazanılan serbest vuruşta topu köşede atıvermişti. 2 hafta bittiğinde gs 3 gol atmıştı. 3'ünü de hagi atmıştı.
hiç unutmam, sanırım fotomaç şöyle vermişti trabzon maçından sonra, öp hagi'nin elini.
bambaşkaydı, unutulmaz oldu.
tanım: türkiye liglerinde benzer kalitede bir oyuncu görebilmek için daha çok uzun yıllar beklememiz gereken futbolcu. zamanında nasıl olup da galatasaray'a gelmeyi kabul etmiştir merak ederim.
yaşadı kırmızı ışıksız! ama biliriz hiç can yakmamıştır. herhalde yürürken ardına asla bakmamıştır.
uzun gecenin sonunda demli bir çay, seher vakti gökyüzünde hem güneş, hem ay, sarı-kırmızı düşler kurdurtmuştur da sehpasında, eminiz gözünden bir damla yaş akmamıştır.
bu ülkenin en güzel delisi... artık sami yen'de bir aslan yelesi!
bülent korkmaz'lı, hasan şaş'Lı, emre'li, okan buruk'lu, fatih akyel'li çirkef galatasaray ekolüne uymada bir sıkıntı yaşamayan yıldız futbolcuydu. hagi deyince aklıma hakem erol ersoy'la tutuştuğu iğrenç kavga, ya da tükürdüğü rakip futbolcuların suratları geliyor maalesef.
ha bir de monaco'ya attığı gol gerçekten güzeldi...
bülent korkmaz'lı, hasan şaş'lı, emre'li, hakan'lı avrupa fatihi galatasaray'a uymada hiçbir sıkıntı çekmemiş, tersine bizzat yaratılışında büyük rol üstlenmiştir.
candır... cana can katandır... bu ülkenin gelmiş geçmiş en muhteşem yabancı futbolcusudur. şimdiler de alex mi büyük hagi mi sorusunda adı asla geçmemesi gerekendir. birtanedir o en sevilendir. futbolumuzun şimdi bulunduğu yerde olmasının baş aktörlerindendir; oscarlık performans sergileyip ayrılmıştır bu topraklardan ama bizim yüreğimizden asla. (bkz: ı love you hagi)
bendeniz liseye giderken ve sol ayağında bir iblis taşıyan bu kişilik bursasporun teknik traktörlüğünü yapariken bizim liseye konuşmaya gelmiştir. böle şirin tatlı bir adamdır. nekadar çakal ve öngörüsü harika olduğunu şu şekilde anlatmıştır ''ben galatasarayla sözleşme imzalarken dedim ki yöneticilere eğer avrupa da bir kupa kazanırsak bana şukadar para vereceksiniz onlar da güldüler bana kabul ettiler *.''bu sırada arkalardan bir arkadaş bağırarak ve gülerek şöyle der oteli nasıl yaptırdığı belli oldu''. bu cümleden sonra mükemmel futbolcu yüzündeki sinsi gülümsemeyi 10 joker gücünde bir gülümsemeye çıkardı. bu olaydan öğreniyoruzki yipyip adlı bu güzel yazar hagi yi yaklaşık bir metre öteden görmüştür.