kendisini eleştirenler sanırsam maçları takip etmeyip sadece sonuca göre yorum yapanlardan oluşuyor. adamın elinde forvet yoktu, o bölgeye pino'yu koydu adam canavar gibi oynamaya başladı biraz daha bitiriciliğini geliştirse harika bir forvet olur. eskiden follofoş olmuş orta sahayı güçlendirdi ve şu an her gelen atağın gol olma korkusuyla yaşamıyoruz. adam takımı tanıdıkça daha iyi işler yapacağını gösteriyor. bunun en belirgin örneği ali turan'ı 18 kişilik kadroya almayışı. son maçta yeniçeri servet yerinede gökhan zan'ı oynattı ve çokta sırıtmadı gökhan. tamam hagi bir jose mourinho değil ama yine de iyi bir teknik direktör. son olarak eklemek istediğim arda turan'ın kimin zamanında a takıma alındığına, ribery'nin ne zaman transfer edildiğine bir bakınız.
ben hagi'yi gol attıktan sonra yüzünde beliren, hafif utangaçlık, hafif gurur, hafif şımarık çocuk edası kokan gülüşü için sevdim..
ben hagi'yi van'da 2 gol attığında, trabzon'a galatasaray adına ilk frikik golünü attığında kapalı tribünün önüne koşup diz çöktüğünde sevdim..
ben hagi'yi arkasından gelenin o'nun bu hareketi yapacağını bildiği halde engelleyemediği topuk pasları için sevdim..
ben hagi'yi kolunda pazubandı olmayan gizli kaptan, gerçek lider olduğu için sevdim..
ben hagi'yi annesini, babasını galatasaray'da oynarken kaybedip, yasını, galatasaray formasıyla sakallı çıktığı maçlarda tuttuğu için sevdim..
ben hagi'yi her maç öncesi özenle sargıladığı ayakları için sevdim..
ben hagi'yi türkçe öğrenme çabası için sevdim..
ben hagi'yi bir samsun maçında ne yapılırsa yapılsın gol girmediği bir anda, sonradan oyuna girip topla ilk bulustuğu anda attığı şutla kazandırdığı gol için sevdim..
ben hagi'yi bir başka maçta oyundan çıktıktan sonra kalenin arkasına gidip, bir duran topta arkadaşlarına nereye atmaları konusunda direktif verirken görüp, bir de o'nun dediği yapılıp gol gelince sevdim..
ben hagi'yi her basın toplantısında söze normalll diye başladığı için sevdim..
ben hagi'yi erol ersoy'un sahasında galatasaray'dan şampiyonluğu çalanların hepsinin yüzüne tükürdüğü için sevdim..
ben hagi'yi samuel johnson'ın kaburgasını kırdığı icin sevdim.. (eğerki fanatizim bazı şeyler gerektiriyosa onuda yaparız.)
ben hagi'yi viyana'da 20 yaşında delikanlı gibi tüm yarı sahayı geçip attığı golden sonra çocuk gibi sevinip arkadaşlarına elleriyle "gelin gelin" yaptığı için sevdim..
ben hagi'yi sahanın bir ucundan bir ucuna attığı milimetrik paslar için sevdim..
ben hagi'yi bacanağı popescu için sevdim..
ben hagi'yi spikeri 8 kez hagi! hagi! hagi!..diye bağırttırabildiği için sevdim..
ben hagi'yi roberto carlos'a attığı çalımdan sonra salladığı el için sevdim..
ben hagi'yi allahın sarhoşu tony adams'a caktığı yumruk için sevdim..
ben hagi'yi athletic bilbao'ya son dakikada attığı gol için sevdim..
ben hagi'yi monaco'ya attığı gol sonrası fransız spikere çığlık attırdığı için sevdim..
ben hagi'yi istanbul maçında son dakikada, leeds'te ilk dakikalarda, öylesine kritik, öylesine zor penaltılar için gözünü kırpmadan penaltı noktasına gittiğinde sevdim..
ben hagi'yi topu ayağına aldığında parken'deki, o nasıl da mağrur tüm ingilizlerin soluğunu tuttuğunu gördüğüm için sevdim..
ben hagi'yi monaco'da süper kupa seremonisinde başına bağladığı bantla çocuk gibi eğlendiği için sevdim..
ben hagi'yi romanya'da yüzyılın futbolcusu,6 kere de yılın futbolcusu seçildiği için
pele'nin yaşayan en büyük 125 futbolcu listesinde yer aldığı için
fifanın yüzyılın en güzel yüz golü listesinde 5. sırada yer alan bir galatasaraylı oldugu için sevdim ..
ben hagi'yi sırtında yazan 10 rakamı o'na bu derece yakıştığı için sevdim..
ben hagi'yi milli marşımızı eli kalbinde dinlediği için sevdim..
ben hagi'yi mütevazılığı için sevdim..
ben hagi'yi gerçek "commandante" olduğu için sevdim..
ben hagi'yi galatasaray'ı bu derece sevdiği için sevdim..
ve ben hagi'yi üzerindeki forma ona çok yakıştığı için sevdim...
Mehmet Demirkol bugun milliyet'te cok guzel bir yazı yazmış : Hagi kendisini oynatır mıydı?
Misimoviç'i kadro dışı bıraktığı günden bu yana bu soruyu soruyorum kendime. Teknik Direktör Hagi'nin elinde Gheorghe Hagi olsa sahaya sürer miydi?
Hagi, Kariyeri boyunca takım oyunu onun üzerine kurulduğunda harikaydı.
Ama 'herhangi biri' olması istenen hemen hiçbir yerde ondan bekleneni vermedi. Misal Cruyff'la hiç yıldızının barışmadığı Barcelona'da... Halbuki dünyanın en iyisi diyerek onu transfer eden de Hollandalı'ydı.
Öte yandan hem Romanya'da, hem de Galatasaray'da, Hagi kendisine hak ettiği değer verildiğinde, özel hissetmesi sağlandığında, kendisini tüm benliğiyle takımına adadı. Ve tarihin en büyük futbolcularından biri oldu.
işte soru burada aklıma düşüyor.
Hagi misal hiçbir disiplin probleminin olmadığını bildiğimiz Misimoviç'e kendisini böyle hissettirdi mi?
Ya da hiç böyle hissettirdiği bir oyuncu oldu mu?
biz teknik direktörlüğünü savundukça kendisi sıçışlarda bu adamın. son konyaspor maçının kadrosu ne lan öyle? sanırım mehmet demirkol haklı. iyi futbolcuydu ama elimizde bu adamın teknik direktör olduğuna dair bir veri, bir kanıt yok.
lan bu kadroları reykart çıkartıyordu, hadi diyorduk adamın sikinde değil galatasaray'ın başarısı, tazminat almak için yapıyor. e sen ne bok yemeye yapıyorsun be adam?
edit: galatasaray'ı yenen hiçbir takımda messi olmadığı için, kendisinin de elinde messi olması gerekmiyor.
elinde oynatabileceği oyuncu olmadığı için hala teknik adamlığına bir şey diyemediğim üstad. demirkol haklıdır fakat hala bir şey diyemeyecek durumdayız. messi varda o mu oynatmıyor?
misimoviç'i kadro dışı bırakıp hakan balta'yı forvet arkası oynatan adam. reykart'tan sonra kim gelirse gelsin, zaten daha kötüsü olamaz derken büyük konuşmuşuz sanırım.
tek bir şey sormak istiyorum kendisine. 3 dakika uzatma verilen maçta 90+1' de musa çağıran' ı neden oyuna aldın? sene gitmiş zaten, hala şampiyonluk umudu olan rakibin gökay isimli gencecik çocuğu sahaya sürebiliyor ama sen ayhan gibi takıma zerre katkısı olmayan adamın yerine birini koyamıyorsun. yok gerçekten eğer musa böyle hedefsiz bir galatasaray' ın sıradan bir maçında oynayamayacaksa(o yeteneği yoksa) ne işi var galatasaray' da?
kariyerine romanya takımlarından farul constanta'nın alt yapısında başlayıp, galatasaray'da sonlandırmış olan efsanevi futbolcu, şimdinin teknik direktörü. kariyeri boyunca 678 maçta 271 gol atmıştır.
colin kazım'ın transferine çok sevindiğini dile getiren efsane futbolcu.
benim için bu saatten sonra bitmiştir.
edit: misimovic'i sırp olduğu için takımdan gönderdiğini söyleyenler var. duyunca sarsıldım. umarım böyle bir şey yoktur. çünkü galatasaray demek bütünlük demektir, galatasaray demek ırk, din, dil ayrımı gözetmemek demektir.
kazım'ı kendisi istemiş ve transferine çok sevinmiş, efsane futbolcu, dandik teknik direktördür. misimovic'i bosnalı olduğu için istemiyorsa ben de hiçbirşey bilmiyorum arkadaş.
ronaldoya çalım atıp al ulan gör ebeni gibilerinden üzerine deparda patlatmıştı. sinirli, agresif bi o kadar da cana yakın casio saati olan (eski tip)muhteşem futbolcu. sever herkez.
kendisiyle çelişme konusunda aşmış teknik (!) direktör.
uzatmaya gerenk yok. al sana misimoviç. al sana duble kazım.
ntv roportajında da çıkmış bana neden 'disiplinsiz diye takımda kadro dışı bıraktığınız bir adam varken geldiği yerde en disiplinsiz olan adamı transfer ettiniz' diyen muhabire de ''siz kendi işinize bakın'' diyosun. keşke hep futbolcumuz olarak kalsaydın be hagi'm. keşke..
