bir habere göre adnan polat ile anlaşmış,galatasaray'ın yeni teknik direktörü olmuştur.
tamam o bizim taptığımız insan,ama futbolcu olarak. umarım yalan haberdir.
galatasaray taraftarının pek sevdiği hıncal uluç tarafından şu şekilde bahsedilen efsane futbolcu; ".... hagi desen real madrid barcelona gibi takımlarda dikiş tutturamamış hiçbi iş yapmamış, brecia reggina gibi asansör takımlarda geziniyor..."
aşk olsun hıncal! yapılır mı bu?
(bkz: vay vay vay)
gelişme:yıl 1996 mevsim yaz babamda anlamadığım bir heyecan var.yok canım gelmez diyordu kendi kendine.ama televizyondaki insanların söylediği kadarıyla o gelmişti.bense kim gelmişti acaba diye düşünüyordum 10 yaşındaydım daha * hayal meyal kubilay türkyılmaz ın arif erdem in manchester e attığı golleri hatırlıyordum hepsi bu ama çocukluktan almıştım bir kez galatasaray sevgisini.anlatılamayacak bir aşk gibiydi.sonra yine televizyondaki amcalar bastonla mı oynar tekerlekli sandalye ile mi diye tartışıp gülüyorlardı başlarına geleceklerden habersiz **.babama sordum kim baba gelen diye bir çavuşesku dedi babam bir barcelona anlamadım.biraz daha büyüdüm herkes benimle beraber kimin geldiğini anlamaya başlamıştı.evet 10 numara kavramını türk futboluna kazandıran insan gelmişti zira pazardan aldığım önü show tv reklamlı olan formamın arkasına 10 ve hagi yazdırmıştı annem terzide.mahallenin hagi si bendim maçta gol atınca sırtımı filan gösterirdim hava atardım uçardım,önlüğümün altına giyer tenefüste çıakrıp vururdum taşa kozalağa gol atardım sınıfın milli kalecisine ben hagiydim çünkü.nerden istersem atardım.çünkü o nerden isterse atar ne yapmak isterse yapardı çünkü top bile onun karizmasının farkında olurdu giderken bildirdi hagi nin ayağından çıktığını.onun sahada olması ayrı bir şeydi dünyadaki hiç bir 10 numarayla kıyaslanamayacak kadar apayrıydı.o sahayı doldururdu her yerde hagi olurdu ama o olmayınca boynum bükük kalırdı.rakiplerin bile boynu bükülürdü çünkü o çok büyüktü.benim çocukluk kahramanımdı.ve ben ne denli şanslı olduğumu geç de olsa anladım hagi yi izlemiştim evet lan hagi'ydi o.çocuklarıma anlatacağım her şeyin mimarıydı o.
-baba gassarayda oynamış en iyi oyuncu kimdi
+gel oğlum otur şöyle iyi dinle beni.
...
teknik direktör olduğunda sahaya atlayıp verin lan şu topu öyle mi vurulur ona demesini hayal ettim hep güldüm kendi kendime.şimdi karşıma çıksa muhtemelen boynuna sarılır ağlarım.zamanı başa almayı en çok isteme nedenimdir hagi.bir kez daha onu izlemek dünyanın en güzel şeyi olurdu.seni seviyorum hagi.şu an değil türkiyede dünyada seninle kıyaslayacağım bir oyuncu bile yok var diyen yalan söyler.
sonuç:bir gün yine geleceksin galatasaray a adım gibi eminim.ve o gün ben dünyanın en mutlu insanı olacağım ama içimde bir burukluk olacak çünkü sahada olmaycaksın,topa vurmayacaksın,40 metreden gol atmayacaksın,muhteşem çalımlar atmayacaksın.ama gel ne olur uzatma giga.
keşke hiç teknik direktörlük yapmasaydı da hep onu futbolcu olarak anımsayacağımız biri kalsaydı dediğim , harikulade futbolcu kötü bir teknik direktördür.
özellikle euro 2008 elemeleri ile euro 2008'in ilk maçında portekiz'e ezilmemizden sonra büyüklüğü bir kez daha anlaşılan oyuncu.
2000 yılında uefa'yı kaldırınca galatasaray, fatih terim italya'ya yelken açıp sinyor olduktan sonra sıradan fiorentina'ya italya kupası'nı kaldırttı, sonra başarısız milan macerası sonrası yine başarısız galatasaray dönemi ve başarısız bir milli takımlar dönemi.
son 8 yılda anladık ki, sinyorun ver gazı taktiği pek bir halta yaramıyormuş, hagi maçları hakemlerle beraber yönetmekle kalmayıp, sahada takımı kurup taktik de veriyormuş.
hem yazıp, hem yönetip, hem de oynamak büyük futbolcuların işidir.
fatih terim'in son 8 senesi bir kez daha göstermiştir ki, 4 sene üst üste gelen şampiyonluklar, uefa kupası, süper kupa hagi'nin emeğiymiş büyük çoğunlukta.
ah be hagi, bu sinyor'u da adam sıfatına soktun ya vallahi helal olsun.
hala türkiye'ye gelen diğer büyük yabancı oyuncularla filan kıyaslanan usta. komiktir bu kıyaslamalar tabi.
türk futbol tarihinde transferler ikiye ayrılır hagi ve diğerleri.