potansiyelini gösterecek yer bulamayan cağnım ülkemin gençlerinin gösterdiği orantısız zekadır. çare drogba, adam yok ki oy verecek, ne yapsak boş demenin çaresiz komikliğidir. polis simit sat onurlu yaşa demek, hep hor görülmüş simitçileri onurlandırmaktır. ne biliyim biber gazının karşısında durup hüngür hüngür ağlamaktır kimi zaman. polise sarılmaya çalışmak, tomanın suyundan göbek atarak kaçmaktır.
kısacası ne yapacağını bilememek ama bak ben buradayım demenin çabasıdır. o yüzden orantısız zekadır. biraz 60lar hipilerine özenme, biraz anadolunun çakallarına benzeme, senelerdir bu basından mı izledik amk doğuda yaşanan olayları diyerek basını anlama ve daha niceleridir bu orantısız zeka.
kendi kafasına göre yorumlamış yazar beyanıdır. kendimden biliyorum . 150 200e yakın kitap okudum ki bu bana az geliyor.
adalet okuyorum ki iktidarların halkı nasıl kukla ettiğini biliyorum. apocuları biliyorum akpnin savunucularının gezinin asıl amacından saptırılması için eline taş alanların ateş yakanların kimler olduğunu gördüm. topluluk tarafından dayak yiyenleri de gördüm uyarılara kulak asmayıp provokasyonu devam ettirmeye çalışınca. sonra ne oldu gezidekilerin asıl amaçlarını saptırıp iktidarın mağdur edebiyatı yapmasını sağladıklarını da biliyorum.
satılık medya. hep iktidara çalışsın asıl gösterilmek istenenleri gerçekleri göstermesin yazmasın çizmesin.
hiç bir siyasetçi sonsuza kadar iktidarda kalmaz. ve bizim milletimiz çabuk unutsa da hiç unutmayacak olanlar da var.
tarafsız yargı mı var tarafsız medya mı var insanlar susmaya devam mı etsinler boyun mu eğsinler diyen zekadır.
bir dünya türkiyede huzursuzluğun hüküm sürdüğünü yanlış bireyler olduğunu biliyor en azından artık.
halk hareketleri daima sokakta başlar, gezi de öyleydi. ve halk hareketi sonucunda daima halk kazanır.
bugün cemaat-akp çatışmasından neden bir şey ummuyoruz? çünkü halk hareketi değil. hangi cenah kazanırsa kazansın otoritesi güçlenecek ve neticesinde halk kaybedecektir.
ama gezi öyle değildi. hiçbir organizasyon yoktu. hatta belirli bir amaç bile yoktu. ama bugün geriye dönüp baktığımızda herkes tayyip erdoğan'ın çöküş sürecinin gezi ile başladığında hemfikir. seçimle başa gelmiş bir lider seçimle gitmelidir, sonuna kadar katılıyorum. ama yıllardır söylediğimiz şeyi halk sonunda gördü: tayyip erdoğan'ın güç delisi olduğu ve güçlendikçe yönetimin otokrasiye kaydığı gerçeği. türkiye ve dünya bunu kabul ediyor artık. ve dikkat ederseniz artık başkanlık sisteminden söz eden bir allah'ın kulu yok. bugün ak parti, cumhurbaşkanlığı seçimini yine meclise devretmeyi konuşuyor, çünkü tayyip erdoğan'ın %50'den fazla oy alamayacağını biliyorlar. nereden nereye.
hala çıkıp gezi eylemleri hiçbir işe yaramamıştır diyemezsiniz.
onayladığım zekadır medyanın ne kadar güvenilmez olduğunu yasaların ne kadar sakıza benzetildiğini. iktidarın halkın yöneticisi olmaktan öte. inatçı bir ihtiyara benzediğini gösteren kanıtlayan açığa çıkaran zekadır.
gezi olaylarının sonuçlanma şekline bakılırsa aslında orantısız zeka falan kullanıldığı yoktur. millet sokaklara dökülmüş bağırmış çağırmış rahatlamıştır. istenilen sonuç elde edilememiştir. hükümet ise ahanda nasıl bastırdık, biz bunu bile atlattık deyip iyice imparatorluğunu ilan etmiştir. gezi olaylarından sonra akepe hükümetinin yaptıklarının hesabını bile verme ihtiyacı duymadığına bakıp da hani orantısız zeka ve ya kim kime orantısız zeka uyguladı diye sormak gereklidir.
