hayati universitelerde felsefe ders vererek gecmis, karmasik felsefesi donemin akademik cevrelerinde cok ilgi gordugu icin, yan sinifinda ders veren albert schopenhauer gibi, baba adamin ,derslerinin bos gecmesine neden olmus..filozof
zihnin fenemolojisi,mantik bilimi gibi dunyanin en anlasilmaz iki felsefe kitabini yazmis, bu yuzden nick alti dolup tasmis adam..
kariyerine,kendisinden onceki buyuk filozof, kant'a saldirmakla basladi,o mutlak ruha inaniyordu ve kant'in kendinden seyi ve numenler dunyasini reddetti."kendinden sey" var ise, bilinemez sayilamazdi.bu bir celiskiydi.
ona gore, olan her sey bilinebilirdi . hatta her sey birbiri ile iliski icindeydi. aristodan beri butun felsefe , gercekligin ayri parcalara bolunmesini savunurken ..( olgu,nesne..vb)
o gercek butundur noktasindan baslatir sistemini,
hatta abartip soyle ekler " tarih bize, insanlarin tarihten hicbir sey ogrenmedigini gosterir"
hegel ; dunya bir organizma bizde 3 kisisiydik.( ahmet kaya mode on)
mutlak ruh,doga ve diyalektik -can ...der
- o ne len diyen olursa
bizi deneyimlerimizden mutlak'a goturen bir mantik sureci diye aciklar.
yani; TEZ 1> <ANTITEZ 1
.SENTEZ 1.
bu surecin ilk ciktisi henuz gercek degildir ve donguye TEZ 2 olarak girer. antitez 2 ile etkiesir sentez 2 olusur ve mutlak fikre kadar boyle dongu surer gider.her sey birbirine baglanir.
bu kural mantik felsefesinde,doga ve ruh felsefesinde, hep bu dongu ile calisir.( zeitgeist'i asil simdi izleyin)
sisteminin alt yapilarinin altini cizelim:
- hareket halindedir
-celiski ( dialektik) sistemin motorudur.
-sistem her seyi kapsar
-seylerin goruntusu ,gerceginden farklidir.biri duragan biri hareketlidir.
-tarihin butunu,ruh'un zaman icinde olusturdugudur.( akil)
-mantik esittir metafiziktir.
gercekligi zihin kurar.ama bunun farkinda degildir.gercekligin disarda kendinden bagimsiz oldugunu dusunur.yani yabancilasma.sonra gercekligi kendi yaratimi olarak gorur.boylece , kendini nasil biliyorsa,gercekligide o kadar acik secik bilmeye baslar.nihayetinde onun kendisiyle ayni oldugunu anlar...
şüphesiz felsefe tarihi içerisinde kendinden sonrakileri etkilemesi ile çok önemli bir yere sahip olan feylesoftur. kendisi diyalektik mantığın kurucusudur.
Hegel felsefesinde önemli konu başlıkları; "Tarihsel ilerlemecilik", "Diyalektik Yöntem", "Tinin Açılımı", "Mutsuz Bilinç" olarak sıralanabilir.
Ona göre nerde bir şey varsa orada zıddı da vardır. Mesela varlık ve yokluk, soğuk ve sıcak, ışık ve karanlık, yumuşaklık ve katılık, zevk ve elem, sevinç ve keder, zenginlik ve fakirlik...Ancak soğun içindeki sıcak; sıcağın içindeki soğuk gibi kendi içinden zıddına bir dönüşümdür Hegel'deki tezin antitezi.
Bir tomurcuğun dalın içinden dalı inkar ederek çıkması gibi ve çiçeğin varlığı senteziyle nihayete ermesi gibi..
Hegel felsefesinde tinin açılımı konusu önemli bir yer tutar, Aziz Yardımlı tarafından "Tinin Görüngübilimi" olarak Türkçeye kazandırılmış eserin en az Almanca metin kadar anlaşılması zordur. Bu açıdan Hegel felsefesine başlangıç eserleri olarak Alexandre Kojeve "Hegel Felsefesine Giriş", G.W.F.Hegel "Tarihte Akıl" ve Tülin Bumin "Hegel" kitapları önerilebilinir.
soyut aklin ciddi bir elestirisini yapman hegel birey merkezli bakis acisina sahipti.
hegel ideal politik duzen ile gerceklik arasindaki mesafeyi kapatmis, tarih ile uzlasarak; ideal ile tarihsel olan arasindaki ayrimi ortadan kaldirmistir.
modern politik duzenin temelleri olan akil(soyutluk) ile ilerleme(kumulatif) gibi kavramlari elestirmistir, o bunlari yadsiyarak her seyin tarihsel bir arkaplani oldugunu savunmustur.
hegel soyutluk kavraminin olmadigini savunur, her sey tarihseldir; buna da hegel`in tarihselciligi denir ancak bu tarihsellik evrenselligi savunmaz.
hegel soyut aklin yerine evrensel akili(tin), ilerlemecilik kavrami yerine ise diyalektik kavramini koymustur.
hegel tarihte catismaya dayali bir ilerleme oldugunu savunmustur, ona gore tarih evrensel aklin acilimidir, bu evrensel akil her tarihsel donemde kendisini gerceklestirmek icin somutlasir. bu kendini gerceklestirme surecinde karsilastigi sorun ise diyalektik catisma sorunudur. bu diyalektigin en son asamasinda ise tarihin sonu tezi vardir. tarihin sonu evrensel aklin kendisini tam anlamiyla gerceklestirmesidir.
19.yüzyıl felsefe alemine damgasini vurmus agir abi.tez antitez ve sentez olgusunu irdelemis ve "progressive history" olarak adlandirdigi, kulagina ezan okudugu felsefesinde catismalarin sonucunda dusuncenin olgunlastigini ve bir sonraki asamaya kendini aktardigini soylemistir.bu diyalektik yapida herhangi bir donemin nesnel formlarinin dusunsel ogelerinin dissallasmasindan bahis gecmis misal olarak da Jene universitesinde ders verirken Napolyon savaslari sonucu Napolyonun sehri fethedisinde onu yeni bir siyasal donemin dissallasmis sembolu olarak gormustur. anlatilana gore hegel camdan bakmis Napolyonu gorup ona el etmis fransiz devrimlerinden dolayi ozgurlukcu ve Cumhuriyetci sandigi Napolyona hoslantiyla bakmis vesayre.
ünlü toplum bilimcidir. hegel'e göre evrendeki her şey ,her nesne kendi bünyesinde kendi karşıtını veya çelişkisini içerir. kaynak:(Özkalp,2005:61)Orhan gökçe, Hakan afacan, Hacer Tuğba Eroğlu sayfa 22
edit: neymiş hegel evrenden de bahsedermiş gammaz arkadaş bu sana iyice bir oku.
hakkında sözlükte yazılanlar fasafiso ve dedikodudan ibaret filozoftur. husserl, heidegger, adorno ve nietzsche üzerine etkileri saymakla bitmeyen hegel'in bulanık mantığı ilk kullananlardan olduğu bile söylenebilir. hatta, onun postmodernizmin hazırlayıcılarından olduğu da tinin fenomenolojisi'nin giriş ve önsöz'ünden çıkarılabilir.
ayrıca, tinin fenomenolojisi'nin "özbilinç" kısmında köle-efendi diyalektiği hakkında söyledikleri marks için o kadar esas bir mesele haline gelmiştir ki, hegel'in bu konuda ne söylediğini bilmeden marksçı geçinenlere tatak atmamak bir sabır meselesi bile sayılabilir.
diyalektik düşünmenin (de) tavan yaptığı filozoftur. öyle ki, yerine göre görünürde iş diyalektikten çıkıp çelişmezlik ilkesi'nin ihlaline kadar gitmektedir.
ama ölümden ürkerek
kendini çoraklaşma karşısında
saf haliyle koruyan yaşam değil,
ölüme katlanarak
kendini onun içinde elde eden
yaşamdır, tinin yaşamı.
tin, kendini mutlak kopmuşlukta bulmakla
kazanır ancak,
kendi hakikatini..
ne yaparsak yapalım geist'a hizmet ettiğimizi, dolayısıyla tekilliğinde insanların pek de önemi olmadığını düşünmüş filozoftur. insanın hisseden yanını körelttiği için pek haz etmediğim kişilerdendir ayrıca.
arthur schopenhauer tarafından sürekli eleştirilmiş şahsiyet. schopenhauer sık sık işi çok ileri götürüp hegel'i ve felsefesini fena bir şekilde aşağılamıştır.
19. yüzyılda, almanya'da gelişen ve alman idealizmi adıyla anılan felsefe çağının başlıca filozoflarındandır. ''diyalektik'' yönteme içerik kazandıran, var oluşu düşünce temeline dayanarak açıklayan idealist felsefenin temsilcisidir.
"bizim düşünen ve usavuran çağımızda, ne kadar kötü ya da çılgınca olursa olsun, her şey için iyi ve yerinde bir neden gösteremeyen bir insan fazla değer taşımaz. dünyada yanlış yapılan her şey, en iyi nedenlerle yapılmıştır." diyen diyalektik materyalizmin öncülerinden filozof.