ilhan cavcavın kazık çaktığı ucuza al pahalıya sat mantığını halen yenemeyen çok sevdiğim başkent takımı. taraftarları ise kütüphane kurallarına maç esnasındada uymalarıyla ünlüdür.
bu sezon kötü futboluyla iki maçta da gol yememiş ancak gol de atamamış takımdır. kombine satışlarına baktığınızda şüpheye düştüğünüz, ancak maçlara gittiğinizde emin olacaksınızdır; bütün kombineler beş büyüklerin taraftarlarına kendi takımlarını ankara'da izleyebilmeleri için satılmıştır, zira ucuzdur; maraton 90lira.
zaten az ve cefakar olan genclerbirliği taraftarı geçen sezonun son 2 maçı ve bu sezonun ilk maçında ankara'da kendi takımlarının attığı bir gol bile izleyememişlerdir. savunmada kalabalık ve sağlam bir görüntü çizilse de, kaleci serkan'a iş düşmekte ve hücum hattından kesinlikle verim alınamamakta. cavcav bağırıyor taraftar diye, be 30 senelik başkanım hangi futbola gelsin taraftar. esniyoruz maçlarda.
dünyada şampiyon çıkaramayan tek başkent olan ankara'dan şampiyon çıkarmak hedefiyle önce ankaraspor'un, ardından ankaragücü'nin ebesini belleyen melih gökçek'in yeni hedefi olan futbol klübü.
allah ilhan cavcav'a uzun ömürler versin ne diyim.
pazartesi akşamı fenerbahçe ile oynadıkları ve kaybettikleri maçın ardından bazı oyuncuları yaptıkları açıklamalarda; "kendimizden çok trabzonspor için oynadık, onların şampiyon olmasını daha çok istiyoruz" demişler.
şimdi bu takımın 2 hafta sonra trabzonspor ile maçı var. bu karşılaşmanın skorunu ve gençlerbirliği'nin futbolunu cidden merak ediyoruz.
Türkiye'nin en iyi yönetilen kulübüdür. oyunculara fahiş paralar ödemeden yıllarca ligde kalınabileceğini ve uefa kupasına gidilebileceğini kanıtlamışlardır.
fenerbahçe'ye yenilmesi ile şaşırtmayan ligin orta sıralarına aday olmaktan öte herhangi bir hırsı ya da beklentisi olmayan takım.
lig kısmen de olsa 4 büyüklerin şampiyonluk baskısından kurtulmuşken, inançlı ve kararlı bir kadro ile başa güreşebilecek bir takım haline dönüşebilir. ancak ne yönetimin, ne sayısı parmakla gösterilebilecek taraftarının, ne de futbolcuların bu yönde bir beklentisinin ve çabasının olmaması üzüntü verici. ne çok yukarılarda gözü olan, ne de düşme korkusu taşıyan. öylece iki arada, kendince güvenli gördüğü bir yerde tutunan bir takım. takımım. galatasaraydan sonraki ikinci diyelim.
Her zaman sempati duymuşumdur bu takıma. Gerek altyapısı gerek ciddiyeti gerekse kulübün ekonomik yapısıyla her kulübe örnek olmalı bence. Türk futboluna birçok yıldız kazandırmışlardır; uğur boral, serkan balcı, ümit karan, ümit özat, ergün penbe , deniz barış, ali tandoğan gibi. Yine keşfettiği yabancı oyuncular da avrupa'nın üst düzey liglerinde oynamaktadır. Mesela; skoko wigan'da, filip daems m'gladbach'ta, geremi madrid'de oynamıştı, draman lokomotiv moskova'da, oynamaktadır.
Bir de bu takımın unutamadığım efsane maçları vardı. Antep'le birlikte uefa'da estirdikleri sezon ersun yanal'la birlikte harika bir takım oyunu oynuyorlardı. Lens'i, blackburn'u parma'yı elemişler o sezon avrupa'nın en büyüğü olan valencia'ya kıl payı elenmişlerdi. O kadroda , botaniç, filip daems, ali tandoğan, skoko, m'bayo, youla, deniz barış, veysel cihan, gibi efsane gençler kadrosu vardı. Tabii bir de bu maçlarda ali tandoğan'ın parma'ya attığı frikik golünü unutmamak lazım.
Bence bu takım şampiyonluğa oynaması gereken takımlardan olmalı, çünkü o potansiyel var bence ve kaç sezondur bu ligdeler. Taraftar olarak da alkaralar hariç başka bir taraftar grubu da yok sanırsam bu takım türkiye'nin dört bir köşesinde sempatizanlarıyla dolu bence. O yüzden baskı olmadan şampiyonluğa oynayabilirler. Ayrıca ekonomik olarak da çok rahatlar , türkiye'de borcu olmayan bir kaç kulüpten birisidir. Ama bu şampiyonluğa oynama işi cavcav varken zor gözüküyor çünkü cavcav kulübü şirket gibi yönetiyor ve tek hedef ligde kalmakmış gibi gözüküyor o yüzden şimdilik zor gibi.
Son olarak da şu andaki oyuncularından bahsetmek istiyorum, mustafa pektemek, oktay delibalta ve yasin bu takıma para kazandıracağa benziyor. Özellikle mustafa'yı hakan şükür'e benzetiyorum. Hurşut da keza öyle . Yabancılardan jedinak şu an en formda isim sakatlanmasaydı harbuzi de bu takımın yıldızı olurdu.
Şampiyonluğa veya avrupaya oynaması gerekirken kendini kötü, döbiş, göbekli bir başkanla heder eden ve sanırım hala krallıkla yönetilen, seyircisi şukela bir an-kara takımı.
hani şu günlerde barajı geçemeyecek partilerin sıkça kullandığı bir söylem var ya: " biz her evin ikinci partisiyiz." işte gençlerbirliği de böyle bir takım. aslında her gönülde yatar, her takımın birçok taraftarı gençlere sempati duyar. bu bir çılgınlık yapıp tkp'ye oy vermeye de benzer aynı zamanda.
futbolcularının çoğu orta düzey olsa da bulunduğu yeri zerre kadar haketmeyen takım. bir kona-moşe-kuşe daha bulsa da seneye kombineler gene boynu bükük kalmasa.