son yılların en iyi komedilerinden biridir. yazarlarının becerileri esprilerden, kelime oyunlarından belli oluyor. biz 'bu da saçmaladı artık' demeden bitmesi tek dileğim.
ufuk özkan'ın tv'de katıldığı bir programda diziyle ilgili bir anısını anlatırken yanına bir bankacının gelip bunca yıldır bankacılık yaparım karıma "menkul kıymetlim" demek aklımın ucundan bile geçmemiştir bravo falan gibi laflar etmiş olduğunu telaffuz etti evet doğrudur adamların orjinal lafları var komikte oluyor, tabi sadece oyuncuların değil metin yazarlarının da başarısıdır bu ama bazen izlerken olayın fazlasıyla abartıldığını da düşünmüyor değilim bir şey tutuyorsa eğer o tutulan şeyin bu kadar insanların gözüne gözüne sokulması rahat edici oluyor bir zaman sonra artık o komik lafları beklemek yerine daha dışardaki insana özgü bir kaç diyalog bekler haline geliyorsunuz gene de türkiye standartlarında iyi bir dizi denilebilir.
bozulduğum dizi, harbi harbi bozuluyorum. ha seviyorum bir kenara ama benim tarzım olan benzetmeler. herkese böyle kulp takardım, ulan içimden gelmiyor artık. şıp şıp damlatan çöp poşetim benim, kumandamın av tuşu, en çok parmak basılan zemin kat düğmem benim, yapma be cevahir. taklit ettiğimin düşünülmesinden çok korkarım be ucundaki sert kısmı eskimiş ve delikten çıkmış ayakkabı bağcığım, yapma.
dizinin yaratıcıları cüneyt inay ve kamuran süner'dir. diyalog yazarı ise cüneyt inay'dır, yani bütün o komik sıfatlar, ince göndermeler, o ağır şiirler bu adamın kafasının altından çıkmaktadır.
biz bu diziyi, aptal saptal konularına karşın hiç bitmeyen geyiği için izliyorduk. konuyu takan yok yani. ama şimdi, duygusala bağlamak, yaprak dökümü gibi devam etmeli bölümler hazırlamak falan. sıçıp batırmıştır her şeyi.
sıçıp batırmamış dizidir. bir diziden her bölümde aynı performansı beklemek saçmalıktır. adı üstünde insan yapımı bu kardeşim, beyin gücüyle üretiliyo o espriler, senaryo, makine gücüyle değil. o yüzden bi bölümde espriler biraz azalıp dizi başka konulara da dalınca "sıçıp batırmış dizidir. zaten olacağı da buydu bık bık" diye konuşmak dalyaraklıktan başka bi şey değildir.
her şeyiyle çok güzel dizi. dizi kuşağındaki komedi eksiğini layıkıyla dolduruyor.
ancak şu şuküfe karakteri daha çatlak bir şey olsaydı, daha mı güzel olurdu ne? zuhal topal'a öyle roller cuk oturuyor çünkü. tamam bir yeşim ceren bozoğlu faktörü var, dizinin manyak kadın karakteri olarak, ama zuhal topal da biraz tırlak bir şey olsaydı hiç de fena olmazdı.
-buyrun hoşgeldiniz. neler vereyim size.
+iyi günler sizde kabuklu badem bulunur mu?
-kabuklu badem, bizde kabuklu badem yok ama hasarlı badem var kabuk tutmuş ister misiniz? bu arada isterseniz az cıtlanmış çekirdek var; bayandan... isterseniz ben size bademi vereyim kabuklarınıda sonra çocukla yollarım. *
zekai'nin mafya triplerine girmesinden sonra nadir dede'nin verdiği ayar akıllara kazınmıştır.
--spoiler--
oğlum dünya yerin üzerinde. onlar, yerin üzerindekilerin, yerin altına gömdüğü solucanlar. ne başları belli ne kıçları. zamanı geldiği zaman alırlar, oltalarının ucuna takarlar. bununla mı gurur duyuyorsun yani?
--spoiler--