baya bi değişikliğe gitmiş. yeni tipler var. müziklerin üstünden geçilmiş. vasat bi dizi denemez bu dizi için. ama ilk zamanlarki fırtınayı koparamadığı yadsınamaz.
geçen sezon başlandıçtaki tadı bulamadığım ve bıraktığım diziydi. ama sanki senaristler bu sene biraz kendilerine gelmişler son bölümünde çok güldüm. özellikle şener şen'e yapılan gönderme harikaydı.
tam nikah kıyılırken kızların babası '' bu nikah kıyılamaz.'' demiştir ve bölüm orda bitmiştir. eğer kızların babası alemdar 98. bölümün başında '' siz kardeşsiniz'' de derse bu dizi yeşilçam a döner, söyleyeyim. geçen bölüm sürekli eski filmlere selam çakıyorlardı. kuddusi baba nın alemdar bey ile konuşması, alemdar bey in cevahir ve bilal e kızlarını bırakması karşılığı para teklif etmesi falan. yeşilçam a selamları çaka çaka yeşilçam a bağladılar yani.*
not: bu diziyi severim o ayrı, şu sıralar onca insan dizi çeviriyoruz ayağına şebeklik yaparken bu bize dizi izlettirdikleri saçmalıklardan daha iyi. ama bu selam çakma olayını biraz abarttılar sanki.
bu diziye bozdu diyenleri anlamakta güçlük çekiyorum. bu dizi kadın erkek ilişkisi hakkında hükümler önermeler veren bir dizi değil ki, bu dizi türk mahalle yapısını gözler önüne seren bir dizi, güzelliği de burada. atıyorum, bu mahallede pompacı da var, dindar'ra var, saf var, temiz var, bolca üç kağıtçı var. ve bütün bunlar çok ince bir espiri diliyle anlatılıyor. ayrıca:
nazan: özel ders nasıl 20 lira oluyor mürsel? sen dershane öğretmenisin.
mürsel: az tabii, 20 az. ama tanıdık işi. normalde benim vizitem 100 dolar. hatta sen istiyor beraber duj, 250 dolar. hop, mürselov.
bilal'in evden kovulduğu sahne aşırı absürd idi, yardırmış idi. ekber elagöz bilal'i azarlar;
bilal: yeter, daha fazla üstüme gelme seni mirasından men ederim. şimdi çıkın bu evden !