Her zaman sempati duymuşumdur bu takıma. Gerek altyapısı gerek ciddiyeti gerekse kulübün ekonomik yapısıyla her kulübe örnek olmalı bence. Türk futboluna birçok yıldız kazandırmışlardır; uğur boral, serkan balcı, ümit karan, ümit özat, ergün penbe , deniz barış, ali tandoğan gibi. Yine keşfettiği yabancı oyuncular da avrupa'nın üst düzey liglerinde oynamaktadır. Mesela; skoko wigan'da, filip daems m'gladbach'ta, geremi madrid'de oynamıştı, draman lokomotiv moskova'da, oynamaktadır.
Bir de bu takımın unutamadığım efsane maçları vardı. Antep'le birlikte uefa'da estirdikleri sezon ersun yanal'la birlikte harika bir takım oyunu oynuyorlardı. Lens'i, blackburn'u parma'yı elemişler o sezon avrupa'nın en büyüğü olan valencia'ya kıl payı elenmişlerdi. O kadroda , botaniç, filip daems, ali tandoğan, skoko, m'bayo, youla, deniz barış, veysel cihan, gibi efsane gençler kadrosu vardı. Tabii bir de bu maçlarda ali tandoğan'ın parma'ya attığı frikik golünü unutmamak lazım.
Bence bu takım şampiyonluğa oynaması gereken takımlardan olmalı, çünkü o potansiyel var bence ve kaç sezondur bu ligdeler. Taraftar olarak da alkaralar hariç başka bir taraftar grubu da yok sanırsam bu takım türkiye'nin dört bir köşesinde sempatizanlarıyla dolu bence. O yüzden baskı olmadan şampiyonluğa oynayabilirler. Ayrıca ekonomik olarak da çok rahatlar , türkiye'de borcu olmayan bir kaç kulüpten birisidir. Ama bu şampiyonluğa oynama işi cavcav varken zor gözüküyor çünkü cavcav kulübü şirket gibi yönetiyor ve tek hedef ligde kalmakmış gibi gözüküyor o yüzden şimdilik zor gibi.
Son olarak da şu andaki oyuncularından bahsetmek istiyorum, mustafa pektemek, oktay delibalta ve yasin bu takıma para kazandıracağa benziyor. Özellikle mustafa'yı hakan şükür'e benzetiyorum. Hurşut da keza öyle . Yabancılardan jedinak şu an en formda isim sakatlanmasaydı harbuzi de bu takımın yıldızı olurdu.
fenerbahçe'ye yenilmesi ile şaşırtmayan ligin orta sıralarına aday olmaktan öte herhangi bir hırsı ya da beklentisi olmayan takım.
lig kısmen de olsa 4 büyüklerin şampiyonluk baskısından kurtulmuşken, inançlı ve kararlı bir kadro ile başa güreşebilecek bir takım haline dönüşebilir. ancak ne yönetimin, ne sayısı parmakla gösterilebilecek taraftarının, ne de futbolcuların bu yönde bir beklentisinin ve çabasının olmaması üzüntü verici. ne çok yukarılarda gözü olan, ne de düşme korkusu taşıyan. öylece iki arada, kendince güvenli gördüğü bir yerde tutunan bir takım. takımım. galatasaraydan sonraki ikinci diyelim.
Türkiye'nin en iyi yönetilen kulübüdür. oyunculara fahiş paralar ödemeden yıllarca ligde kalınabileceğini ve uefa kupasına gidilebileceğini kanıtlamışlardır.
pazartesi akşamı fenerbahçe ile oynadıkları ve kaybettikleri maçın ardından bazı oyuncuları yaptıkları açıklamalarda; "kendimizden çok trabzonspor için oynadık, onların şampiyon olmasını daha çok istiyoruz" demişler.
şimdi bu takımın 2 hafta sonra trabzonspor ile maçı var. bu karşılaşmanın skorunu ve gençlerbirliği'nin futbolunu cidden merak ediyoruz.
dünyada şampiyon çıkaramayan tek başkent olan ankara'dan şampiyon çıkarmak hedefiyle önce ankaraspor'un, ardından ankaragücü'nin ebesini belleyen melih gökçek'in yeni hedefi olan futbol klübü.
allah ilhan cavcav'a uzun ömürler versin ne diyim.
bu sezon kötü futboluyla iki maçta da gol yememiş ancak gol de atamamış takımdır. kombine satışlarına baktığınızda şüpheye düştüğünüz, ancak maçlara gittiğinizde emin olacaksınızdır; bütün kombineler beş büyüklerin taraftarlarına kendi takımlarını ankara'da izleyebilmeleri için satılmıştır, zira ucuzdur; maraton 90lira.
zaten az ve cefakar olan genclerbirliği taraftarı geçen sezonun son 2 maçı ve bu sezonun ilk maçında ankara'da kendi takımlarının attığı bir gol bile izleyememişlerdir. savunmada kalabalık ve sağlam bir görüntü çizilse de, kaleci serkan'a iş düşmekte ve hücum hattından kesinlikle verim alınamamakta. cavcav bağırıyor taraftar diye, be 30 senelik başkanım hangi futbola gelsin taraftar. esniyoruz maçlarda.
ilhan cavcavın kazık çaktığı ucuza al pahalıya sat mantığını halen yenemeyen çok sevdiğim başkent takımı. taraftarları ise kütüphane kurallarına maç esnasındada uymalarıyla ünlüdür.
ankara nın 2. byük kulübü olup, taraftarı süper ligin en elit, en saygılı, en mütevazi takımıdır. yıllardır hep gb li olmak istiyorum ama bi türlü başaramıyorum.
yıllardır galatasarayı tutuyordum. sonra bir gün 4 sene okuduğum eskişehir'in takımının, eskişehirspor'un bir maçında tribünde trompet çalan yaşlı bir amcaya kaydı gözüm. ulan molierac dedim kendi kendime, UEFA kupasını aldığımız gece bile şöylesi gönülden bi coşku yaşayabildin mi dedim. cevab veremedim. tuhaf bir boşluk vardı içimde. sanki bana ait olmayan bir futbol takımını, sırf çağımın gazıyla bana dayatıldığı için tutar gibiydim. ne istanbul'da yaşamışlığım vardı, ne de galatasaray lisesinin kantininde çay içmişliğim.
futbolcusu artist, yöneticisi artist, okulu elitist ne ulan bu dedim. istanbulun takımını tutmak da neyin nesi olum dedim. istanbulda adam mı yok dedim. sikmişim gücünü, yemişim yıldızını kupasını diyip otuz saniye içinde ait olduğum şehrin takımını tutmaya karar verdim.
ve var ya, hayatımda ilk defa parası neyse bayılacağım kombine kartın, düzenli gideceğim maçların, üstüme geçireceğim formanın, alkışlayacağım futbolcuların ve dahil olacağım o züper taratarların heyecanıyla futboldan bu kadar zevk alacakmış gibi hissediyorum kendimi.
sanki bir eskişehirsporun trompetli amcası, bir de ben varım gibiyim.
yeni sezon transfer çalışmalarına erken başlamış, taraftarı olduğum turkcell super lig ekibidir. iskoçya premiere ligini takibe almış ve türk statüsünde oynayabilecek Billy Mehmet in transferini bitirmek üzere olan takımdır aynı zamanda.
Billy Mehmet kimdir;
doğum tarihi: 3 Ocak 1984
mevki: forvet
boy: 188cm
altyapı: West Ham United FC
profesyonel kariyeri: West Ham United FC, Dunfermline Ath., St.Mirren FC