özet şu ki onsekiz dertliydi ibo,
özet şu ki onsekiz zevkliydi ibo,
özet şu ki onsekiz insan ömründe,
bir daha onsekiz olmuyor ibo...
''Bedirhan GÖKÇE''
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
yagmur giyerlerdi sonbaharla bir.
azicik oksasam sanki çocuktular,
biraksam korkudan gözleri sislenir.
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemistir.
hayir, sanmayin ki beni unuttular.
hala arasira mektuplari gelir.
gerçek degildiler, birer umuttular
eski bir sarki, belki bir siir
ne kadinlar sevdim zaten yoktular.
yalnizliklarimda elimden tuttular
uzak fisiltilari içimi ürpertir.
sanki gökyüzünde birer buluttular,
nereye kayboldular simdi kim bilir.
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemistir.
attila ilhan
seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden,
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
fakat artık ümit yetmiyor bana.
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum.
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini..
Seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
"Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller."
Sezai Karakoç
sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır. aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır. ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahcıvanlar değil tüccarlardır.
......
(bkz:bir tanem gözlerine gözyaşını sığdırmak yetmez sana
yüreğine görevi sadece atmak değildir
yaşamak sadece yemek, içmek, yatmak değildir
eğe böyle yaşıyorsan
ahıra kadar yolun var.
(bkz: ilyas salman)
ben garip, sen güzel, dünya mutlu
(bkz: ahmed arif)
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten sayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, istanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...