seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden,
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
seni düşünmek güzel şey,
seni düşünmek ümitli şey,
fakat artık ümit yetmiyor bana.
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum.
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
yagmur giyerlerdi sonbaharla bir.
azicik oksasam sanki çocuktular,
biraksam korkudan gözleri sislenir.
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemistir.
hayir, sanmayin ki beni unuttular.
hala arasira mektuplari gelir.
gerçek degildiler, birer umuttular
eski bir sarki, belki bir siir
ne kadinlar sevdim zaten yoktular.
yalnizliklarimda elimden tuttular
uzak fisiltilari içimi ürpertir.
sanki gökyüzünde birer buluttular,
nereye kayboldular simdi kim bilir.
ne kadinlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemistir.
attila ilhan
özet şu ki onsekiz dertliydi ibo,
özet şu ki onsekiz zevkliydi ibo,
özet şu ki onsekiz insan ömründe,
bir daha onsekiz olmuyor ibo...
''Bedirhan GÖKÇE''
içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar
içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını
içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven
bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terketti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
billur bir kuş gibi
içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu
Bir çiçek duruyordu, orada, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
boşuna mı tüm çocuklar kuşku duyar yaşadığından
bir düşün; beni çok severmiş gibi yap kendine karşı
bir düşün; yaşken eğilen ağaçlar nasıl yeşertsin bir aşkı
çok çirkiniz sevgilim çok; en çok da sabaha karşı
(bkz: altay öktem)
benden, bizden ne köy olur ne kasaba!!
çünkü biz, çünkü biz, devler dururken karıncalarla yoldaşlık yaparız..
çünkü bizim sırtımızda hep pusu izleri vardır..
çünkü biz, çünkü biz kavli kararı ettik.
ayağımızda ki çarıklarla süpürge tohumu içtik, ama nağmerde eğilmedik..
biz böyle bir ahvadın torunlarıyız..
haklı! baban doğru söylemiş. bizden ne köy olur ne kasaba..
babana selam söyle, onun ellerinden öperim.. onun ellerinden öperim..
ona de ki;
benden ne köy olur ne kasaba..
benden, bizden olsa olsa.. memleket olurrr...memleket olurrrr...memleket olurrrr.....!!!
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver. - mevlana
kim senin yasanı çiğnemedi ki, söyle?
günahsız bir ömrün tadı ne ki, söyle?
yaptığım kötülüğü, kötülükle ödetirsen sen,
sen ile ben arasında ne fark kalır ki, söyle?
kadrini seng-i musallada bilüp ey baki
Durup el bağlayalar karşında yaran saf saf
(ey baki, senin kadrini musalla taşında bilip karşında saf saf el bağlasınlar.)